NİŞAN TELAŞI

 

Esma, o Cuma sabahına bambaşka uyandı. O kadar mutluydu ki hemen günlerdir hazırladığı listeyi eline aldı. Yapılacakları tekrar tekrar gözden geçirdi. Onun için kolay değildi. Günlerdir bugün için hazırlanıyordu. Bugün kız isteme ve söz kesilmesi, yarın da nişanı olacaktı.

Hemen Ayşe'yi aradı.

      -      Ayşe nerede kaldın hala gelmiyor musun?

-          Henüz çok erken değil mi?

-          Olsun gel. Burada beraber kahvaltı yaparız. sonra her detayı birlikte kontrol ederiz.

Sonrasında ev halkını uyandırdı. Kahvaltı masasını hazırlarken içi içine sığmayarak sordu;

-     Babacığım yemek siparişleri tamam değil mi? Tatlıları 3-4 çeşit istiyorum babacığım senden ricam lütfen bunlarla tek tek ilgilenir misin ?

Annesine dönüp;

-        Anneciğim ikramlıklar, sunum tepsileri hazır değil mi? Hiçbir aksilik olmasın n’olur.

Sıra kardeşi Ahmet'e gelmişti.

-    Ahmetciğim çiçek, çikolata, lokum paketlerini hazırlattın değil mi ? Hepsini en güzel şekilde hazırlatmanı istiyorum. En güzelinden en pahalısından olsun lütfen bir problem çıkmasın ablacığım.

Esma bu özel günü dolayısıyla her şey için çok titizlenip çok özen göstermeye çalışıyordu.

Ahmet kendini zor tutuyordu. Ablası git gide daha da düşünemez hale geliyordu. Ablasının bilincini açabilmek için sordu;

-       Ablacığım fazla abartmıyor musun? Bir haftadır işten izin aldın bunlarla uğraşıyorsun altı üstü bugün gelip tanışılacak ve isteme gerçekleşecek yarın ise nişan. Hem neden çiçek ve çikolatayı biz yaptırıp hazırlatıyoruz ki bu damadın görevi değil mi? Onun yapması gerekmiyor mu?

Esma soruyu ve sebeplerini anlamadı. Sanki herşey normalmiş gibi cevap verdi;

-         Olsun tatlım, o uğraşamaz biz hazırlatalım hazır olsun.  O buraya gelirken uğrayıp alsın. Bir de çiçek çikolatayla uğraşmasın.

Nihayet Akşam oldu ve kız istemek için erkek tarafı geldi. Esma'nın kalbi dışarı fırlayacak gibidir sanki 34 yıldır bugünü bekliyordu. Damat adayı önceden hazırlatılmış çiçek ve çikolataları alıp ailesiyle beraber gelmişti. Sakin, sorunsuz, güzel bir gece geçirdiler. Büyükler şakalaştı aralarında. Esma’nın babası olup bitenden rahatsızdı ama kızını üzmek istemedi.

Esma’nın çabaları ve hazırlıkları sayesinde söz kesilir yüzükler takıldı. 

Ertesi gün nişan için yine ayrı bir telaş başlamıştı.

 Esma yine sabah erkenden herkese ne yapacağını ve görevlerini anlatmaya koyuldu. Anne babası sabretmek için uğraşıyorlardı. Ara ara kızlarını tatlı dille uyarmaya çalışsalar da Esma hiçbir şey duymuyordu. Kendi iş yükünü arttırıp taşıyamayacağı yük yükleniyordu. Üstelik ailesine de yüklüyordu.

Esma her işe yetişmeye çalışıyordu. Bir yandan çalan telefona koşar, telefonun öbür ucunda nişanlısı Timuçin vardır.

-          Esma canım nasılsın takım elbisemi terziden aldırtıp göndertebilir misin? Unutmadan şunları da ekleyeyim tatlıları ve çiçekleri de erkenden ayarlatıp sizin eve aldırır mısın? Şimdi ben onlarla uğraşmayayım.

Esma;

-           Tabii tabii hayatım hiç merak etme ben onların hepsini hallederim sen yorulma. Kuaför işini de hallettim bizi Nuran götürecek. Sen de bu arada dinlenmiş olursun.

Ahmet bu konuşmaları hayretle dinliyordu. Çünkü Timuçin’in yapması gereken her şeyi ablası yapıyordu.

Daha fazla kendisini tutamadı.

-          Timuçin hiç yorulmadı ki dinlensin. Damadın ödemesi gereken bütün bedelleri sen ödüyorsun, onun bütün görevini sen üstleniyorsun. Sonra ne olacak? Evlenirken yapılan hazırlıkları da hep sen mi yapacaksın?

  •    Mobilyalar gelecek Esma sen ilgilenir misin?
  •    Perdeler uymadı perdeciye gidip sen değiştirir misin?
  •    Kız istemede bile çiçeği çikolatayı sana yaptırdı.

Hayatta herkesin bir rolü bir sahnesi vardır. Sen şu anda kendi sahnenden çıkıp başkasının sahnesinde oynuyorsun bu böyle giderse bu evlilik uzun sürmez. Sana hiç bedel ödememiş adam sana ne kadar değer verecek?

Ya da sen Timuçin'e bu kadar Bedel ödediğin için ona çok düşkünleşirsin ve kendi zalimini oluşturursun. lütfen o kendi bedellerini öedesin ki, sana sahip çıkan bir eş olsun.

Esma bu uyarıların hiçbirini dinlemedi. Ama zaman geçti. Evlilik hazırlıkları yapıldı. Düğün oldu. Ve aradan sadece aylar geçti. İşler çok kısa sürede değişti. Hayat terazisini Esma’nın evine yerleştirdi. Ödenmeyen ve fazla ödenen bedeller hesaplandı. Terazinin dengesine bakıldı.

Hayat her hesabı çok çabuk görür.

 Esma üzgündü. Eski defterler açılmış borçlar ortalığa saçılmıştı. Evlilikleri de ilişkileri de başarısızdı. Duymak istemediği sözler hatırlatıldı.

-          Bedel ödemeyen bir eş sana nasıl değer verecekti?

Evet gerçekten de öyleydi tanıştığı günden beri onun yapması gereken birçok şeyi kendisi yapıyor yine de takdir edilmiyordu .İnsan zalimini de mazlumunu da kendisi oluşturur demişti.

Düşündü uzun uzun geç olmadan bir şeyleri değiştirmenin vakti gelmişti. Timuçin’i seviyordu ve sevdiği bir insanı kötü ilan edip hayatından çıkarmak istemiyordu. Dönüşebiliriz dedi kendi kendine. Ve işe kendini değiştirmekten başlayacaktı. Çünkü ‘’ ben değişirsem dünya değişecek’’ dedi.

Esma andaki acıyı seçip toplamda fayda sağlamak istiyordu ve Timuçin'i arayıp eve gelirken ekmek almasını istedi. Bir yerden başlamalıydı.


&

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu




 

 

 

Yorumlar

  1. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Bedel dengesini çok güzel anlatan bir yazı olmuş. Elinize sağlık hocam 🌸

    YanıtlaSil
  3. Nekadar güzel anlatılmış.insan zaliminide mazlumunuda kendi olurşturur.Zaten tüm problemler dengeyi şastıgımızda başlıyor.Karsımıza cikan sınavlara dogru tepkiler verebilmek duasıyla..

    YanıtlaSil
  4. Kendimi bulduğum bir yazı olmuş elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Hayatımızın özeti

    YanıtlaSil
  6. Bir yerden başlamak gerek… Hayat bedel ve karşılığı üzerine kurulu. Ne güzel anlatmış. Ellerinize emeklerinize sağlık💐

    YanıtlaSil
  7. Okuduğum en güzel yazılardan biri idi elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Maalesef insan sevdiğine bedel ödetmek istemiyor.. :(

    YanıtlaSil
  9. Gerçekten harika bi yazi olmuş

    YanıtlaSil
  10. Hayatın içinden bir çok kişinin yaşadığı bir durum… Çok güzel bir yazı…

    YanıtlaSil
  11. Kaleminize sağlık. Çok güzel bir yazı olmuş. Mutlaka okunmalı. Doğru bildiğimiz yanlışlar… Yanlış bildiğimiz doğrular… “Aman üzülmesin, aman yorulmasın” diye bedel ödettirilmeyen ama daha fazlasını isteyen insanlar:( Dönüşüm ufak bir adım, bir ekmekle başlar… Bir bebek de emeklemeden yürümeyi öğrenebilir mi?

    YanıtlaSil
  12. Yanıtlar
    1. Bedel ödemeyen eş sana nasıl değer verecekti? Değersizlik hissetmemizin bir sebei de baskalarina kendimiz icin odetemedigimiz bedellerden. ..kendi alanimıza dusen sorumluluklarımizi odeyememekten degil mi...

      Sil
  13. Bedel ödemediği bir eş sana nasıl değer versin ki?
    Kaleminize sağlık🌿

    YanıtlaSil
  14. İnsanın kaybetme korkusuyla yaptığı şeyler onu daha da kaybedecek hale sokuyor ne yazık ki elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okurken Esma ve Timuçin gözümün önüne geldi. O kadar tanıdık ki. İleride birbirilerini şikayeti ve suçlamaları sürpriz olmuyor maalesef.

      Sil
  15. bedel dengesi... çok keyifli bir yazıydı

    YanıtlaSil
  16. Defalarca okudum okudukça düşündüm
    düşündükçe daha iyi anladım ellerinize sağlık kendimi buldum

    YanıtlaSil
  17. İnsan hangi konuda aşırılaşıyorsa aslında kendi için böyle davranıyor.. Ne kadar hayatın içinden bir hikaye. Karşıdaki için gibi görünen ama kendi mutluluğu tehlikeye girmesin diye yapılanlar istenen sonucu vermiyor.

    YanıtlaSil
  18. Başkalarının öyküsünde başrol olmayı ne kadar da seviyoruz. Bir de onun iyiliği için diye süslüyoruz.

    YanıtlaSil
  19. Bedel dengesi ne kadar güzel ifade edilmiş kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  20. Herkes kendi rolünü bilse herşey daha da kolay olacak. Çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder