Konfor, Büyümemizin Önündeki En Büyük Engeldir

 KONFOR, BÜYÜMEMİZİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELDİR

İyi bir gelecek içinde popüler okullar, bilindik marka ürünler giyinmek, süslü gösterişli bir yaşam kulağa çok hoş geliyor değil mi?

 Peki ya içinde bulunduğun ailede sahip olduğumuz o mal mülk, zenginlik asla eksikliğini hissetmediğin bir şey olsaydı?

 Ne dersin, bilmiyorum.

Ama…

Bazılarımız doğduğumuz andan itibaren konforlu bir yaşamın içinde büyürken; Bazılarımızın da konfor alanları olmaz.

Kimine göre yaşam adaletli, kimine göre de adaletsiz algılanır.

Aslında işin başına değil, sonuna da bakarak gerçek bir yorum yapabiliriz.

 İnsan sahip olamadığı, eksikliğini hissettiği her neyse, dış dünyada başka bir insanın ona sahip olmasından sebep zaman zaman acı çekip mutsuz olabilir…

 Oysaki yaşam hiç bir zaman adaletsiz olmadı...

Başından sonuna her daim belli bir sistem üzerine ilerlemektedir…

 Bazen konforun kendisi sınav olurken,

Bazen de konforun olmayışı aslında geçilmesi gereken sınavdı…

 Sınav deyince direk insanın aklına okul yaşamamızda bir üst sınıfa geçmek için girdiğimiz baskılı süreçler geliyor.

 Oysa ki yaşamın kendisi bir sınavdır.

Tıpkı bunun gibi doğduğumuz andan itibaren ergenlik sonrasında karşımıza çıkan yaşadığımız her süreç bize sorulan bir soru, geçilmesi gereken bir sınavdır aslında.

 Nereden bilebilirdi ki insan, sahip olduklarının aslında ona bir konfor olmayıp bir engel olduğunu…

 Peki konfor alanlarımız nedir, mesela hiç düşündük mü?

Peki, hangi konforumuzu neyle değiştirmeyi düşündük?

Ailemizle birlikte tek çatı altında yaşamak,

Bir iş yerinde sabit imkanlarımız ve gelecek gelir,

Anne babamızın olması,

Güvenebileceğimiz insanların olması,

Sıkıştığınızda rahatlıkla destek olacak insanların çevremizde olduğunu bilmek,

Düzenli bir gelir kaynağımızın olması... Hepsi aslında standart konfor alanlarımızdır. Gelecek ile kaygı hissetmeden yolumuza devam ederiz.

 Hayatta tek kalsak, elimizdeki tüm imkanların alındığını düşünsek yine de kendimizi konfor alanında hisseder miydik?

Mesela…

Serbest ticaret konforumuz olur muydu?

Ne kadar para kazanacağız belli değil,

Giderlerimiz var, gelirimiz yok.

Serbest çalışmak kimi için konfor olurken

Kimi için de bir işyerinde çalışmak konfordur.

Araban olması; onunla gidip, onunla gelmek konfordur.

Aynı düşünce ve fikre sahip kişilerle arkadaşlık yapmak,

Aynı restorasyonlarda, sürekli yemek yediğin yerler de, bizim konfor alanlarımızdır…

İyi bir semtte oturmak, başka semtlere gitmemek de ,

Sağlığımızın olması,

Nefes alıp vermek, büyük bir konfor alınlarımız değil mi?

Hazır bilgi ve ilim almak da konfor alanımızın aralarında olabilir mi?

 Varlıklı ve zengin bir aile konfor olabilir veya olmayabilir. Bazılarınız için de fakirlik konfor olabilir veya olmayabilir. Mesele nasıl anlamlandırdığımızdır?

Zenginliğin içinde fakir olup, mecburiyetten çalışıp, konfor alanlarını genişletir. Çalışmamayı da tercih edebilir.

Hem somut hem de soyut imkanlarının genişlemesi olur.

Geçmiş döneme baktığımızda da aslında çok iyi konfor içinde doğan sahabelerimiz var…

 Mesela Musab bin Umeyr, bilen var mı?

 Musab bin Umeyr, zengin bir ailenin çocuğuydu. Mekkede yaşayan ve lüks içerisinde yaşayan bu sahabe, İslam’ın en tanınmış simalarından biridir.

 Abdüddaroğullarında yetişen ve yakışıklılığı ile meşhur olan Musab bin Umeyr, şık giyinimi ve sürdüğü kokularla meşhur birisiydi. Mekke ahalisi onu güzel kokusuyla tanırdı. Peygamberimizin azadlı kölesi Zeyd ona İslam’ı tebliğ etti. O da bu tebliği kabul etti ve Müslüman oldu.

 İlk Müslüman olanlardandı. Ailesinin buna izin vermeyeceğini bildiğinden sürecini  bir süre gizlice gidip geldi ve ibadetlerini de gizli yaptı.

 Durumu öğrenilince hayatında zor bir dönem başladı. Babası ve annesi onu Müslüman olduğu için hapsettiler ve yolundan dönmesi için çeşitli baskılar yaptılar, fakat inandığı düşüncesinden vazgeçiremediler.

O zenginliğin içinde bir şeylerin açlığını yaşıyordu, içinde kocaman dolmayan bir boşluk vardı. Onu bulmuştu, muhteşem bir keyif ve lezzet tattığı için ailesi anlamlandıramıyordu. Zaten o da anlatamıyordu? Bilinçli ve isteyerek konfor alanını, keyif aldığı şeyle değiştirmişti.

 Annesi onu evden kovdu. Güzel kokulu ve şık giyimli Musab artık fakir birisiydi. Fakirliğini hissetmiyordu. Yeni şartlarına hızlı adapte olmuştu. Şunu biliyordu; yeniden daha iyi konfor alanlarını oluşturacağını hissediyordu. İnandığı yolda keyifli yürüyen mutlaka galip olacaktı. Ruhu rahattı, huzurluydu. Baskılarla karşılaştı ama tehditlerden yılmadı. Azimli ve kararlı yolundan devam etti. Ne kadar kararlı ve net olduğunu davranışlarıyla gösteriyordu. Güzel üslubu ve görünümü nedeniyle Medineye İlk öğretmen fatı ile görevlendirildi.

 Uhud Savaşı, Musab Bin Umeyrin son savaşı oldu. Bu savaşta sancağı taşıyan sahabeydi. O dönemin şartları, ihtiyaçları ve savaş stilleri zordu. Savaşta zulüm gördü, şehit oldu. Peygamberimiz şehitler arasında gezerken Musab'ı gördü ve ağladı. Zira Mekke'nin en zengin ve en yakışıklı genci için bir kefen bulunamadı. Ayakları otlarla üst kısmı ise bir parça bezle örtüldü ve bu şekilde gömüldü.

 Zaman zaman hayatta kontrolü veya kontrolsüz bir sebepten dolayı konfor alanlarımız bozulur.

Nasıl doğru tepki vereceğiz?

Hayatta çevremizdeki yakınlarınızın birebir hayatına şahit oluruz.

Küçük bir hata, büyük imkanlarınızın yok olmasına sebebiyet verir. Yakın zamanda depremde bütün ailesini kaybedenlere şahit olduk.

Olaya, duruma güçlü bir psikoloji ile nasıl anlamlandırabiliriz?

Musab'ı anlamak için onun giydiği kıyafetleri giymek onun yürüdüğü yolda yürümek gerekir. Onun yaşadığı acıları ve hazları tatmak gerekir.

Yani onun gözünden kişilere,  olaya bakmak…

Bakmak ve görmek aynı şey değil…

Hepimiz bakarız ama ne kadar görürüz?

 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


 Bu yazıyı beğendiyseniz benzer yazılarımızı  buradan okuyabilirsiniz.

Yorumlar

  1. Gerçekten konfor bizi çürütür. İnsanlar gelişmek istiyorsa konfor alanının dışına çıkması gerekiyor. Düşündürücü bir yazı olmuş teşekkürler...🌸

    YanıtlaSil
  2. Şunu biliyordu; yeniden daha iyi konfor alanlarını oluşturacağını hissediyordu. 🤍 beyazın yolunda yeni konfor alanları oluşturabilenlerden olmak dileğiyle ...

    YanıtlaSil
  3. Elinize emeklerinize sağlık 🙏 okumaktan keyif alınan ve zengin içerikli, merak uyandıran yazılar olmuş 🍀

    YanıtlaSil
  4. İnandığı yolda keyifle yürüyen mutlaka galip olucaktı 😍

    YanıtlaSil
  5. Her avantaj aynı zamanda dezavantajdır. Konfor insanı bitiren şeylerden biri. Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. keyifli, kolay anlaşışabilir olmuş elinize sağlık 🌿🙏😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder