Savaşçılık

 

SAVAŞÇILIK

“Tşink tşink! Vurdum seni! Düşmanı yendim!” diye sevinçle bağırıyordu Emrah. Abisi ile birlikte oynadıkları savaşçılık oyununa kendini öyle kaptırmıştı ki, bir an sanki karşısındaki canından biri değil de gerçekten düşman askeri gibiydi…

Düşmanlık, savaşçılık, kazanma hırsı nasıl bir şeydi ki, insana insan olduğunu unutturuyordu…

Hasan vurulduğu yerden kalkıp, “Tamam, hadi sen kazandın!” diyerek kardeşine teslim olmuştu. Her zaman “Sen abisin!” ve benzeri cümleleriyle büyüdüğü için kardeşine bilerek yeniliyordu. Çünkü babalarını yeni kaybetmişlerdi. Kardeşi üzülmesin, mutlu olsun istiyordu.  

Babalarını büyük bir salgında kaybetmişlerdi. Sanki gerçek bir savaştan çıkmış gibiydiler. Ne hikmettir ki babaları da yetim büyümüştü. Bahçeye bakan ahşap evin tahtında oturan Naime neneleri genç yaşta dul kalmış, o bembeyaz yüzündeki her bir çizgide kim bilir ne kederli hatıralar saklanmıştı…

Hasan bu düşüncelerle kardeşinin elini tutup “Acıkmadın mı sen? Ben çok acıktım. Hadi gidip anamız ne yapmış bakalım.” dedi. Emrah hızını alamamış hala elindeki plastik tabancayla oraya buraya hayali ateşler savuruyor, iki kardeş sevinçle annelerinin yanına doğru koşuyordu.

Evin girişindeki merdivenlerden hızla yukarı çıktılar, neneleri boncuk gibi masmavi gözleriyle gülümseyerek; “Hoş geldiniz, sabahtan beri bahçedesiniz, acıkmadınız mı siz?” deyince Emrah; “Acıkmaz olur muyuz hiç? Savaşçılık oynadık neneee! Ben abimi yendim biliyor musun?” dedi.

Naime nene savaş sözcüğünü her duyduğunda yüzünden bir hüzün bulutu geçerdi. Gözlerini boşluğa dikti, bir şey demek istedi, diyemedi. Hasan çok hassas bir çocuktu, sanki o küçük bedeninde olgun bir ruh taşıyordu. “Neneciğim üzülme, ben yenildim ama sorun değil.” dedi.

Naime nene; “Savaşta yenen de yenilen de birdir oğul!”

“Nasıl yani?”

“Siz hiç gerçek bir savaş gördünüz mü yavrum? Oyun oynadığınız o savaş, dedenizi benden aldı, babanızı yetim bıraktı…”

Emrah’ın gözleri parlamıştı; “Aaa, sen savaş gördün mü gerçekten nene?” deyiverdi.

“Hee yaa, görmez olur muyum hiç?” dedi nenesi buruk bir tebessümle…

“Nenee, bize gerçek savaşı anlatsana! Ne olur anlat!”

“Yavrum savaş dediğin şey, insanın kalbine öyle bir korku salar ki, kimse kimseyi tanımaz hale gelir, insan düşmandan çok kendi içindeki korkuyla savaşır.”

“Peki sizi kim öldürüyordu nene?”

“Bizi düşman askeri öldürmedi yavrum, bizi imkansızlık bitirdi, bizi bitler yedi yavrum.”

“Bit mi? Ne alaka?”

“Evet yavrum, savaş döneminde doğru düzgün su, temizlik olmadığı için, bit, uyuz ve sinek öyle çok yayılır ki, insanlar parklarda yerlerde ölüvermişlerdi, o görüntüler yıllarca hatıralarımıza kazındı. Onun için ne zaman savaş dense şakayla da olsa ben huzursuz olurum.”

Emrah daha da heyecanlanmıştı, gözlerini ayırıp; “Neneciğim, ne olur bize anlat!” dedi.

“Ne anlatayım yavrum, savaş döneminde öyle bir kıtlık olur ki, kurtuluş savaşında doğru düzgün buğday olmadığından kayısı çekirdeklerini biriktirip yiyerek bir şehrin insanları zehirlenmişti. O nedenle savaş olmadan önce insanların toprağı ekip biçmeyi öğrenmesi, tohumlarını saklamaları icap eder. Yani tedbir almak gerekir yavrum.”

“Nasıl bir tedbir?”

“Örneğin istiridye mantarı yetiştirmek, hem kolay hem de çok besleyici, et yerine geçebilen bir yiyecektir.”

“Neneciğim, peki savaşta en çok ne lazımdı size?”

“O dönemde herkesin evinde mutlaka gaz yağı ve alkol bulunması gerekir. Çünkü ikisi de yaşamın devamı için çok önemlidir.”

“Çok mu soğuktu nene?”

“Evet yavrum, bütün kıyafetlerimizi kat kat giymek zorunda kalıyorduk. Normalde çok pahalı olmayan bir iç çamaşırına kaç kat fiyat versek bile bulamıyorduk. Yıkayamadığımız için uzun süre giyip atmak zorunda kalıyorduk. Savaş öncesinde bol bol iç çamaşırı biriktirmek gerekir.”

Çocukların sohbetine tanıklık eden anneleri de söze dahil oldu;

“Çocuklar biliyor musunuz babanız salgın öncesinde yazın denize gideriz diye kamp çadırı ve uyku tulumu almıştı, savaş olunca insanlara bu tarz malzemeler de gerekiyormuş.”

Emrah sevinçle; “Oleey! Kamp mı yapacağız?”

“Hayır Allah korusun yavrum! Sadece tedbirleri sorunca aklıma geldi.”

Hasan annesine doğru dönüp; “Peki başka ne geliyor aklına anneciğim?”

“Mesela çok enteresan bir bilgi; savaşta en önemli şeylerden biri de su kadar tuzdur.”

“Peki neden?”

“Çünkü eğer vücutta sodyum eksikliği olursa insanlar bu sefer susuzluktan değil halsizlikten ölürler. O nedenle cepte bir miktar tuz bulundurup ara ara yalamak gerekiyormuş.”

“Offf, ağzımın suyu aktı valla, canım tuz yalamak istedi anne!”

“Sakın, sen aç olmayasın?”

“Hem de kurt gibi!”

“Hadi o zaman sofra hazır, size savaşta yenen yemeklerden birini yaptım biliyor musunuz?”

“Nedir?”

“Buğday çorbası”

“Oleey! Çok severim. Peki hoşaf da var mı?” dedi Naime nene gülümseyerek.

“Evet, o da var!”

“O halde ben de bir kase hoşaf içeyim yavrularımla…” 

Savaşın her türlü zorluklarını bilen Naime nene yaşlı belini doğrultup torunlarının elinden tuttu. Hep birlikte sofraya oturup hüzün ve mutlulukla karışık çorbalarını içmeye başladılar…

Yorumlar

  1. "Kalpleri parçalı bir şekilde birbirine düşman olarak inen" insanoğlunun hayata verdiği yanlış tepkilerin sonucudur savaş ve malesef kazananı yoktur...

    YanıtlaSil
  2. Geçmişte yaşanılanların deneyimselleştirilmesi çok başarılı

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar hayatın içinden

    YanıtlaSil
  4. Güner Tozkoparan3 Ekim 2022 22:07

    Ne kadar güzel bilgilendirmeler. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. İnsanın aklının bir köşesinde olması gereken bilgiler ne kadar güzel, hayatın içinden aktarılmış emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  6. Tedbirli olunması gereken dönemlerdeyiz sanırım. Ülke olarak etrafımızda yaşanan pek çok savaş ve iç karışıklık var. 4-5 nesil önce atalarımızın yaşadıklarından ibretlik tespitler. 👏👏👏👏

    YanıtlaSil
  7. Herkese lazım olan bilgiler. Savaşta elimizin altında olması gerekenler mutlaka vardır. Mutlaka tedbirli olmak lazım tabii. Çölü yanımıza su alarak geçemeyiz susuzluğa dayanıklılığımızı arttırarak geçebiliriz. Hiç kimsenin alamayacağı hiçbir zaman kaybetmeyeceğimiz marifetler edinmeliyiz ki çölü geçebilelim. Tüm kutsal metinlerde bahsedilen o armageddona hazır mıyız?

    YanıtlaSil
  8. Hayatın her sürecinde tedbirli olmamız gerektiğini ne güzel hatırlatmışsınız
    Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Fatma Koçer4 Ekim 2022 08:03

    Hayat işte insanın ne zaman neyle karşılaşacağı belli olmuyor ama iz ve işaretleri okuyabilirse neyle karşılaşacağını tahmin edip tedbirini alabiliyor. Tedbir de insanı zor zamanlardan daha kolay çıkması için en büyük konfor ve deneyimlerden faydalanmak tabikide. Emeğinize sağlık, çok kıymetli bilgiler hakkaten.

    YanıtlaSil
  10. Savaşta herkes kaybeder....

    YanıtlaSil
  11. Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Kaleminize sağlık çok güzel 👌

    YanıtlaSil
  13. Macide Sultan AKBULUT4 Ekim 2022 09:50

    Savaş ve kıtlık döneminden önce deneyim transferi yapılabilecek çok kıymetli bilgiler... Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  14. Güzel bilgiler içeren, bilinci açan , fayda veren bir yazı olmuş elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  15. Hala var olan bir gerçek

    YanıtlaSil
  16. Ne kadar çok faydalanıyorum bu bilgilerden İnsana hem hatırlatma hem umut

    YanıtlaSil
  17. Gülfem Türker5 Ekim 2022 08:44

    Hırs gerçekten insana neler neler yaptırtıyor, kazanma hırsı, vurarak kırarak ama ne için olduğunu bilmeden..
    Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı.

    YanıtlaSil
  18. NE KADAR GÜZEL BİR YAZI

    YanıtlaSil
  19. Olay basimiza gelmeden önce bilmemiz gereken bilgiler. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  20. Işıl Sezer17 Ekim 2022 04:48

    İnsan düşünmeye direniyor ama aksine düşünüp tedbir almamız gereken, pek de uzak görünmeyen bir durum.

    YanıtlaSil
  21. Gülbahar Yurdusever18 Ekim 2022 08:53

    Aman çocuğum etkilenmesin diye hayatın zor yanlarından, olumsuzluklarından çocuklar aşırı sakınılabiliyor. O çocuk az da olsa bilmeli ama prens ve prenses oldu hepsi. Olgunlasamadilar...Bu öykü, coucuklara güzel bir dille anlatabilmenin bir örneği olmuş, elinize sağlık 👏

    YanıtlaSil
  22. merve buyuran2 Kasım 2022 19:35

    bilgi dolu bir yazı olmuş. yazar sayesinde yeni bilgiler öğrenmiş olduk. elinize sağlık

    YanıtlaSil
  23. Çok bilgilendirici olmuş. Yazanın ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  24. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki; gördüğümüz, duyduğumuz tüm işaretleri düzgün yorumlayıp ona göre davranış göstermemiz gerekiyor. Yalnız haberlerde izlenilen belli bölgelerde değil dünyanın tüm genelinde bir savaş var. Bu yüzden tedbirli olup, önden sakınma bedellerini çok iyi yapmak lazım. Her şeyi bolca elde ettiğimiz şu zamanda elektrik ve su gibi, onlar olmadan da nasıl yaşarız diye tasarrufta bulunmak gerekir. Çünkü gün gelecek insanlık başladığı yere geri dönecek ama hiç bir şey başladığı gibi olmayacak...

    YanıtlaSil
  25. Ya insan savaşı ortadan kaldıracak yada savaş insanı.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder