Hayatı Sebeplerde Yaşamak

Bir zamanlar, gençlik yıllarında yokluk içinde geçen günlerinin ardından azim ve fedakarlıkla hayalini kurduğu her şeye sahip olmuş bir adam vardı. Bu adamın adı Ahmet'ti. Çocukluk yıllarında, ailesinin yaşadığı sıkıntıları unutmak istercesine büyük bir kararlılıkla çalıştı, yoruldu, didindi ve sonunda büyük bir ekonomik başarı yakaladı. Evinin tapu kayıtları, garajındaki lüks arabası, yazlık evinin anahtarı ve banka hesabındaki paralar onun emeklerinin ödülleriydi. Ahmet, maddi açıdan zirveye ulaşmıştı.

          

 

Ancak yıllar süren bu başarı yolculuğunun sonunda, Ahmet’in hayatında önemli bir değişiklik oldu. Birgün, sağlık sorunları yaşamaya başladı ve bu sorunlar giderek büyüdü. Ahmet, sağlık sorunlarıyla mücadele ederken elindeki maddi varlıkların aslında hayatın gerçek anlamını ve mutluluğu getirmediğini fark etti. Yavaş yavaş, sahip olduğu evin, arabaların ve yazlıkların anlamı gözünde değişti.

Bir akşam, Ahmet evinin terasında otururken, bir zamanlar hayalini kurduğu bu güzel yazlığın artık ona huzur vermediğini fark etti. Gözleri, yeşil bahçede dolaşan kuşlara, ufukta batmakta olan güneşe kayarken, içindeki boşluğu hissetti. Sağlık, artık onun gündeminin birinci maddesiydi ve bankada biriken paraların, sağlık sorunları karşısında pek bir değer ifade etmediğini anladı.

Ahmet, hastalığının getirdiği zorluklar karşısında, maddi varlıkların ötesinde bir şeylerin eksik olduğunu fark etti. Önceki yıllarda sağlığını hiçe sayarak çalışmıştı, ama artık sağlık ve manevi huzurun çok daha değerli olduğunu biliyordu. Evinde geçirdiği günlerin birçoğunu hastalıkla geçirdiği için, bir zamanlar büyük bir başarı olarak gördüğü şeyler artık onun gözünde sadece birer kağıt parçası gibi görünüyordu.

                                                                                                                     

Bir gün, Ahmet, hastalık nedeniyle evinin içinde otururken, yanına en yakın dostları ve ailesi geldi. Onlara, hayatının gerçekte ne anlama geldiğini anlatmaya başladı. Bankada biriken paraların, sağlık ve mutluluğun yerini almadığını, gerçek zenginliğin sevdikleriyle geçirilen anlarda ve manevi huzurda yattığını söyledi. "Zamanı doğru değerlendirmeyi öğrenmeliyim," dedi Ahmet. "Paranın veya mülklerin bir önemi yok. Önemli olan, sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürdürebilmek."

Dostları, Ahmet’in bu içsel dönüşümüne şahit oldular ve ona destek verdiler. Ahmet, sağlığını ön planda tutmaya başladı ve hayatın sunduğu küçük anların değerini anlamaya başladı. Her gün, sevdikleriyle vakit geçirmeye, onlara değer vermeye ve kendisine iyi bakmaya odaklandı.

Ahmet, yaşamın hızla akıp gittiğini ve anı kaçırmanın aslında hayatın gerçek anlamını kaçırmak anlamına geldiğini fark etti. Bankadaki paralar, altınlar ve mülkiyetler geçici zenginliklerdi; gerçek zenginlik, sağlık ve manevi huzur içinde saklıydı. Bu farkındalık, ona hayatın gerçek anlamını bulma yolunda büyük bir adım attırdı.

Sonuç olarak, Ahmet sadece maddi varlıklara değil, aynı zamanda manevi huzura da odaklanarak yaşamaya başladı. Sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için çabaladı. Hayatın sunduğu anları kaçırmadan, her günü dolu dolu yaşamaya ve sevdikleriyle geçirdiği her anın kıymetini bilmeye başladı. Gerçek mutluluğun, sahip olunan varlıkların ötesinde, iç huzur ve sevdiklerimizle paylaşılan anlarda gizli olduğunu keşfetti.

    &

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu