Salçanın Rengi Değişti

Ortak arkadaşlarıyla gittikleri bir seyahatte tanışmışlardı Ali ile Aysu. Yeni yerler keşfedip yeni tatlar denemeyi ikisi de çok seviyordu. İlişkileri evlilik ile sonuçlanınca da bu şekilde devam ettiler. Zaten mutfağa girmeyi ikisi de sevmezdi. Arada ' Yaa bazen evde mi yesek...' deseler de 'Amaannn ikimizde çalışıyoruz kim uğraşacak?...' diyerek yine dışarıda yemeyi tercih ediyorlardı


                                                                                 


Aylar sonra Ali'nin tayini Gaziantep’e çıkınca taşınmak zorunda kaldılar. Özel sektörde olan Aysu işini bıraktı ve yeni işe de giremedi. Bir süredir işsizdi ve tek maaş ile zorlanmaya başlamışlardı. Aysu elini taşın altına koyup mutfağa girmeye karar verdi. Ancak şimdiye kadar kahvaltılık hazırlamak dışında pek de girmemişti mutfağa.

 

Annesi her gün güzel güzel yemekler yapardı ve bir heves " Nasıl olmuş?" diye sorardı. Babası hemen “Bu kadar salçayı tereyağını bana da koysan ben de lezzetli olurum...” der ve kendi kendine gülerdi. Annesi de güvenip Aysu ya her fırsatta “Aman kızım oku meslek sahibi ol da her gün dışarıda yiyin kocanla.” diye tembihte bulunurdu. Belki bunca zaman bu yüzden mutfaktan uzak kalmıştı. Bu sefer babama kulak vereyim, diye düşündü Aysu. “Salçanın ana vatanındayım ya ne kadar kötü yapabilirim ki hem böyle güzel salçayı babama da koysak o da lezzetli olur...' diyerek kendi kendine güldü.

 

                                                                                         

                                                  
Sonrasında ilk olarak evlerinde hiç eksik olmayan patates yemeğini deneyerek işe başladı. Akşam sofrada eşi Ali “Salçalı suda patatesleri yüzdürmek iyi fikirmiş...” demiş ve ikisi de gülerek dışarıdan söylemişlerdi hakikaten patatesler pişmemişti ve yenecek gibi değildi. Bir sonrakine ocakta daha uzun süre tutarım, diye düşündü. Vee bir sonrakinde eşi Ali “Patates püresini çok severim hayatim ama salçalı suda yüzdüğünde değil de güzel bir köftenin altında.” diyerek güldü ve köfte sipariş etti. Artık Aysu gülmemeye başlamıştı. Fırında deneyeyim, diye düşündü. Kıymalı oturtma yapardı annesi ve çok da güzel olurdu. Bu sefer eşi Ali “Hadi olan giden patateslere oluyor, diye bir şey demedim ama konu büyüdü. Yani bu işin astarı yüzünü geçti.” deyince Aysu'nun gözyaşları dökülmeye başladı. Neler olduğuna anlam veremeyen Ali “Ne dedim şimdi ben ya? Yenilecek gibi mi yemeklerin Aysu, sen söyle. Senin bu denemelerin bize çok pahalıya patladı. Ya adam akıllı birinden tarif al ya da bırak bu sevdayı yani salçanın tadı kaçtı artık be güzelim.” dedi. Aysu gözyaşlarını silerken bir yandan bunca zaman annesini neden aramadığını düşündü. Hakikaten annesinin deneyimlerini öğrenip işe koyulsaydı daha farklı olurdu. En azından bunca lafı işitmezdim, diye düşündü...
 
Hayatta her zaman kayıplarımız bir kilo salça, üç yüz gram kıyma ya da biraz hayal kırıklığı olmaz. Başarılı olmak için yaptığım üniversite tercihi, mutlu olmak için aldığım evlilik kararı deneye deneye olursa bana daha büyük kayıplar yaşatacaktır. Belki yıllarca emek emek biriktirdiğimiz birikimlerimiz, belki en sevdiklerimiz… Her şeyden öte en kıymetli olan zamanımızı kaybedeceğiz.
 
 
                                                                                    
                                                                                             



Bu hayatta ilk sınava giren ben değilim. İlk evlenen ya da ilk kendi işini kuran kişi de ben değilim. Salçayı yemeklerde kullanmayı akıl eden ilk kişi de ben değilim dolayısıyla...
 
İşte bu hayatta ne yaparsam yapayım mutlu ve başarılı olmak için yapacağım. Bu hedefime en az kayıp ve en hızlı şekilde ulaşabilmek için, yani en konforlu şekilde ulaşabilmek için ne yapmalıyım? Daha önce mutlu ve başarılı olmuş kişilerin deneyimlerinden yararlanmalıyım. Aysu, salça ile harikalar yaratan annesinin deneyimlerini kullanmış olsaydı tüm öykü bambaşka olacaktı…
 

&

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabilir öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu























































Yorumlar