Bu Deveyi Güdeceğim

Zeynep bir yıl boyunca üniversite sınavına çalışmıştı. Bu arada on sekiz yaşını doldurmuştu. Annesi ve babası çalıştığı için yaz tatillerinde evin bütün işleriyle Zeynep ilgileniyordu. Alışveriş yapıyor, resmi evrakların peşinde koşuyor, kardeşi hastalansa hastaneye o götürüyordu. Tüm bunlarla uğraşırken araba kullanmayı bilmek Zeynep’in işlerini çok kolaylaştıracaktı.

                                                                                 


Üniversite sınavından çıktığı gibi ehliyet kursuna yazılmaya gitmişti. Kurstan bir kitapçık vermişlerdi. İçinde tüm trafik kuralları, motor bilgisi ve çıkmış soru örnekleri vardı. Bir yıl boyunca onlarca test kitabı bitiren Zeynep’e bu tek kitap çok basit gelmişti. Gerçekten kitaba baştan sona çalışmış yazılı sınavda iyi bir puan almıştı. Sırada direksiyon dersleri vardı.

 

Yazılı sınavlara çalışmak yıllardır yaptığı bir işti. Ancak direksiyonla ilk defa karşı karşıya gelecekti. Zeynep için yepyeni bir uğraş olacaktı. Yeni bir işe, yeni bir konuya başlamak hep zordu. Ama Zeynep yeterli çalışma gösterdiğinde her şeyi başarabileceğini biliyordu. Önemli olan karşısına çıkan zorluklarda yılmadan, şikayet etmeden, çalışmalarında süreklilik göstermekti. Okulda da bir konu bitip yeni bir konuya geçtiklerinde, başta ne kadar zor olduğunu düşünürdü. Ama şikayet etmeden çalışmaya devam ettiğinde çok kolay yol alabildiğini görüyordu.

                                                                                         

                                                  
Direksiyon çalışmalarına başladığında beklediğinden de zorlu bir süreçle karşılaşmıştı. Hem yolu takip etmesi hem de aynaları kontrol etmesi gerekiyordu. Bir yandan vites değiştirip bir yandan direksiyon hakimiyeti sağlamaya çalışıyordu. İnsan zahmetinden gocunmayacağı işin çıraklığını başlattığında ona uygun çözümler de buluyordu. Tatilde olmasına rağmen sabahları erkenden uyanıyordu. Yolların boş olduğu saatlerde de babasıyla çalışmalar yapıyordu.
 
Babasının ve hocasının uyarılarına çok dikkat ediyor, onların her söylediğini dinliyordu. Ama duymakla, öğrenmekle davranışa dökmek çok farklıydı. Debriyajdan ayağını hafifçe çekmesini defalarca söylemişlerdi. Dikkatli bir şekilde ayağını yavaşça kaldırıyor, son anda yine hızlı çekip arabayı stop ettiriyordu. Aslında ne yapması gerektiğini çok iyi anlamıştı. Ama doğru bir şekilde yapabilmek için daha çok uygulama yapması gerektiğinin farkındaydı. Zeynep her kırmızı ışıkta acele ediyordu. Hareket etmesi gereken anda arabayı durdurunca, arkadan korna sesleri gelmeye başlıyordu. Zeynep, hocasına bakıp gülümsüyor, “Bu deve ya güdülecek ya güdülecek!” diyordu.
 
                                                                                    
                                                                                             



Aradan bir kaç ay geçmişti. Zeynep artık yakın mesafelere arabayla tek başına gitmeye başlamıştı. Sabahın erken vakitlerinde kalkıp çalışmanın, hatalarını düzelterek devam etmenin karşılığını alıyordu. Her işte olduğu gibi şoförlükte de sıkıntılı sürelere sabredince insanın yol aldığını görmüştü.
 
Herkesin türlü türlü çıraklık dönemleri olmuştur. Önemli olan yapılamıyor olunmasına rağmen, vazgeçmeyip ısrarlı davranış gösteriyor olmakta.  Yaşanılan olumsuzluklar karşısında kendini motive edebilmeyi öğrendiğinde çıraklık da kaliteli geçiyor. İnsan bu süreçte karşılaştığı aksilikleri güler yüzle karşıladığında olgunlaşıyor.
 

&

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabilir öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu























































Yorumlar