Anne nasihati

 Bahattin, o gün çok heyecanlıydı.

“Bugün sınav sonuçları açıklanacak” dedi annesine.

Annesi “Hayırlısı oğlum, sana hayır getirsin.” diye dua etti.

Bahattin “Getirecek tabi anne oğlun zengin olacak, hissediyorum.” dedi.

                                                                                 


Annesi, gülümsedi: “Çaba olmadan ekmek olmaz” oğlum dedi. Bahattin; “Anne yine başlama lütfen insanın aklı yeter zengin olmak için.” dedi. Bahattin çok hırslıydı, çok zengin olacaktı. Bu konuda, aklına çok güveniyordu ve sınav sonuçları açıklanmıştı. Sonuç Bahattin'in hiç de istediği gibi değildi. O hukuk fakültesini kazanıp avukat olmak istiyordu ama puanları yetmiyordu. Çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. “Nasıl olur bu nasıl?” diye kendi kendine söylenmeye başladı. Şimdi annesine gitse sınav sonuçlarını gösterse yine başlayacaktı söylenmeye. Zaten babasına hiç yaklaşmıyordu. Uzunca bir süre ne yapacağını düşündü. Sonra “Nasıl olsa olan oldu.” dedi ve ailesine durumu açıkladı.

Annesi sadece  bir masum bakış attı gülümseyerek

“Ah be gençlik ah! Bir anlasanız çaba olmadan ekmek olmaz be oğlum.”

Bahattin kızgınlıkla “Of anne, biliyorum yine aynı şeyleri söyleyeceksin ama bu sadece bir şanssızlıktı. Sürekli aynı şeyleri söyleyip durma sıkıldım artık bu sözlerden.” dedi.

Annesi “Peki.” dedi ve sustu. Çünkü ne anlatsa boş olduğunu biliyordu. Oğlu koca bir yıl boyunca hiç doğru düzgün derse çalışmamıştı, çok akıllı olduğunu düşünüp bir şekilde bu sınavlara cevap verebileceğini düşünüyordu ama istediği gibi olmadı işte.

“Peki şimdi ne yapayım?” diye düşündü.  Seçeneği de kalmamıştı. Küçüklükten beri yemek yapmayı severdi. “Aşçı olabilirim.” dedi ve aşçılık okuluna kaydolmaya karar verdi. “Ne kadar zor olabilir ki?” dedi. “Ben bu yemek işlerini gerçekten de çok seviyorum.” diye geçirdi içinden.

                                                                                         

                                                  
Aşçılık okulunda ilk zamanlar çok eğlenceli geliyordu, arkadaşlarıyla birbirlerine ketçap sıkıp, oyun oynayıp eğleniyorlardı. Zaman da hızlı geçmişti artık okulun son senesiydi. Stajlar başlamıştı ve artık arkadaşlarından ayrılmak zorundalardı. Herkes kendi staj yapacağı otellere yerleştirilmişti. Burada çıraklıkları, başlamıştı artık, bundan sonra kalfa sonra da usta olacaklardı. Ama işler hiç de onun hayal ettiği gibi gitmiyordu. Her şey o kadar zor gelmeye başladı ki bu çıraklığı kabul etmek çok zordu onun için. Bütün her şeyi bunlardan istiyor, bu çocuklara yaptırıyorlardı sanki. Yerleri bile siliyorlardı. “Biz aşçı değil miyiz? Niye yerleri siliyoruz ki?” diye söylenip duruyorlardı. Çok sıkıcı gelmeye başlamıştı. Bahattin, “Neyse birkaç hafta sonra okul bitiyor, kurtuluyorum bu çıraklıktan artık. Gider Antalya'da güzel bir otelde iş bulur, çalışırım artık.” dedi ve öyle de oldu okul bitti. Antalya'da bir otele başvurdu orada çalışmaya başladı ama her yerin bir çıraklığı olduğunu unutmuştu ve yine aynı stajdaki gibi orada da bütün sıkıntılar Bahattin’i buluyordu ve bu sıkıntıların nedenini bir türlü çözemiyordu. Sürekli söyleniyor ve şikayet ediyordu ama şikayet edenlere çözüm hakkı yoktu.
                                                                                    
                                                                                             




Peki ne yapacaktı nasıl ilerleyecekti?

Ya gerçekten çıraklığını kabul edip burada devam edecekti ya da pes edecekti.  Başarılı insanlar nasıl bu kadar başarılı oluyor diye araştırmaya başladı. O kadar çok kitap, o kadar çok bilgisayardan araştırdı ki hepsinin sonucunda şu vardı: Vazgeçmeyen çabalayan, insanlar bir de çıraklığında iyi olanlar gerçekten kaliteli bir usta oluyorlardı. Ama bunun içinvde çok büyük bir sabır gerekiyordu. Bir iç çekerek “Bu yol hakikaten meşakkatli, bir yol annemin dediği doğruymuş emek olmadan ekmek olmuyormuş.” dedi.
 

&

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabilir öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu























































Yorumlar