Yıllar yıllar önce imkanların az olduğu zamanlardı o dönemler... İmkanlar az olduğu için, çoğu ev hanımı, evin ekonomisine katkı olsun diye ailesinin kıyafetlerini kendileri dikerdi.
Merve de kıyafetleri dikebilmek için eşinin maaşından ufak tefek artanı kenara koymuştu. Ve sonunda dikiş makinesi alabilecek duruma gelmişti. Aldıkları dikiş makinesi o dönemin en iyi dikiş makinelerinden biriydi. Öyle ya sonuçta aile ekonomisine katkı sağlayacaktı. Çok sorun çıkarmayacak bir makine, onların uzun yıllar ihtiyacını görebilirdi. Öyle de oldu, uzun yıllar o dikiş makinesi ile aile bireylerinin kıyafetleri dikildi.
Geçen dönemlerle birlikte ihtiyaçlar da değişti. Artık eski dönemlerdeki gibi dikiş dikenler kalmadı. Çünkü dikiş dikmek hem zahmetli hem de emek isteyen bir uğraştı.
Hazırı almak, hazırı giymek, hazırı yemek insanlar için daha kolaydı. Üretimle uğraşmak, insanlara zaman kaybı gibi geliyordu. Ve insanların yapacakları hep daha önemli işleri vardı ve bunlara ayıracak zamanları yoktu.
Merve için de durum benzerdi. Bu nedenle bir zamanların favorisi olan emektar dikiş makinesi, kullanılmayanlar bölümünde yani evin deposunda yerini almıştı. Üzerinden uzun uzun yıllar geçti, neredeyse varlığı bile unutuldu.
Bu yeni düzen, rahatlığın yanında rehavet de getirmişti Merve’ye. Bir zamanlar dikiş konusunda işin ustasıyken şimdi sorsalar elbise, ceket kalıbı nasıl çıkarılır, söyleyemezdi? Anlayacağınız o kabiliyet zamanla kaybolmuştu.
Ta ki kızı Zeynep “Kıyafetlerimi kendim dikmek istiyorum.” diyene kadar. Merve’nin gözleri parlıyordu, kızı ona eski günlerini hatırlatmıştı. Dikişe yeniden başlamak için bu bir fırsattı.
Merve “Bizim emektar dikiş makinesi ne güne duruyor, depodan alırız.” deyip bir koşu, evlerinin deposuna inmişlerdi.
Dikiş makinesini depodan bir heves çıkardılar çıkarmasına ama bir sorun vardı. Dikiş makinesi çalışmıyordu. Nasıl olur, diye düşündü Merve. Çünkü bırakırken sapasağlamdı ve çalışıyordu. Her şeyi denemelerine rağmen çözememişlerdi problemi ve ana-kız dikiş makinesi ustası İhsan abinin yolunu tutmuşlardı.
Kısacası bana faydası, zorluğundan daha çok olan yani bizi dünümüze göre iyi yapacak olan her şey için...
Doğru ve güzel bir yerde hareketi başlatabilmek ve dünümüze göre daha iyi olabilmek dileğiyle...
&
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
İnsanı harekete geçiren bir yazı olmuş... Emeğinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş.Gerçekten harekette bereket var somut örnekleri ile anlatılmış.
YanıtlaSilAynı şekilde ne demişler “işlemeyen demir paslanır”… paslanmamak için harekete geç… çok anlamlı bir yazı.. emeğinize sağlık…
YanıtlaSilBir pil çalışmadığı zaman akıyor ve kullanılamaz hale geliyor.
SilHayatta durağanlık yoktur. Bizde de olmamalı. Çok güzel anlatılmış.
YanıtlaSilKaleminize sağlık hocam 🌸
Ne güzel yazı, tembelliğimi tokatladı :)
YanıtlaSilDurduğu zaman her şey bozulmaya başlıyor. Emeğinize sağlık🌸
YanıtlaSilAza tenezzül ederek ufak ufak sürekli hareket halinde olmak muhteşem... elinize sağlık 🌿
YanıtlaSil