Ali dükkân açma heyecanıyla koşturup duruyordu. Aslında hiç bilmediği bir iş değildi. Küçüklüğünden beri ailesinin dükkanında çalışarak babasından hem ustalığı hem ticareti öğrenmişti. Amcası ve kuzenleriyle de çalışmış, ne yapmaması gerektiğine dair de mesajlar almıştı. Dükkânını açtığı ilk günlerinde her kafadan bir ses çıkmaya başlamıştı:
“Ali, bu devirde bu fiyatlara zor kardeşim. Bence zamlı yap. Her şeyi de memleketten getirtmeyiver canım, boşuna kendine masraf çıkarıyorsun!”
Ürünlerini günlük çıkarabilmek için alışverişini yaptığı manavı, kasabı bile ona hayret ediyordu:
“Ali Abi, senin kadar ince eleyip sık dokuyan bir esnaf daha görmedim. Çürük değil çarık değil, alıver işte. Niye bu kadar seçiyorsun?”
Anlamadıkları bir şey vardı… Ali’nin amacı parasal olarak en kârlı yolu bulmak değildi. Hem kaliteli olmak hem ihtiyaç görmek istiyordu. Çünkü böyle öğrenmişti. Dükkânını açtığı bölgenin ekonomik seviyesinin farkındaydı. Fiyatlarını uçurup onlar için ulaşılmaz olmak istemiyordu. Müşterilerin ihtiyacı olan ürünleri makul bir fiyata satacaktı.
Nitekim öyle de oldu.
O gün dükkânına bir müşteri ilk kez gelmişti. Duvarda asılı menüdeki fotoğraflara baktı. Bir yandan ocaktan gelen sesler, bir yandan dükkânda çalan hafif müzik onu çoktan yöresel bir havaya sokmuştu. Sipariş vermek için yaklaştıkça burnuna mis gibi yemek kokuları geldi. Kararını verdi ve tadını merak ettiği bir ürünü sipariş etti. Masasına doğru geçerken “Midem hassas olduğu için pek dışarıda yemezdim aslında.” dedi. Ali orada o ürünü satarak iyi bir satış yapmış görünebilirdi ancak müşterinin sipariş ettiği ürün çok baharatlı bir üründü. Bu yüzden ona “Bugünlük size ondan vermeyeyim, madem mideniz rahatsız, o size fazla baharatlı gelebilir. İsterseniz bu üründen hazırlayayım.” dedi.
İşte müşterilerinin gönlünü kazanmasını sağlayan tam olarak buydu. Hep karşısındaki insanın lehine olan yaklaşımı ile Ali tam bir ustaydı, ilişki ustası.
Çünkü insan ilişkilerinde ihtiyaç gördüğü kadar vardı.
Ali müşterilerinin güvenini kazanmıştı. Artık dükkânına gidenler pişman olmayacaklarını bilirlerdi. Ne olursa olsun kârda olacaklardı. Yani bu dükkân çok hesaplı bir dükkândı.
Ali kısa süre sonra müşterilerinden şu sözü duyar oldu: “Ali Abi, sen ne veriyorsan o olsun!”
İnsan kendi kazanacağını değil de müşterinin lehine olduğu zaman aslında kardaydı
…
&
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
İletişimde ustalık aşamasına ulaşmak katilemizi artırır
YanıtlaSilİhtiyaç görme ile ilgili çok güzel bir örnek
YanıtlaSilO Ali amcanın dükkanına Ben de gitmek istiyorum. O kadar güzel anlattınız ki Ali amcanın müşteriye bakış açısını insanın gidesi geliyor.
YanıtlaSil🌿
Hem karnını doyuracak .
Hem sağlıklı olacak
Hem hijyenik temiz olacak
Hem yöresel geleneksel olacak
Hem de zarar vermeyecek midesine...🌼🌿
İlişkiler ihtiyaç görmekle üç güzel anlatmışsınız yazıda, 🌿🌼🌺 teşekkürler
Ali amcanın sohbeti de hoşsa soyut olarak doyarsak değme keyfine
Silİletişimde ustalaşabilmek dileğiyle. Ne kıymetli bir yazı. Gerçekte ihtiyaç görüp gerçek iletişimi kurabilmeyi başabiliriz inşAllah… Kaleminize sağlık ☺️💕
YanıtlaSilBiz başkasının karına davrandıkça haytta bizim karımıza davranmaya başlıyor elinize sağlık 🌿
YanıtlaSilBaşkasının iyiliğine konsantre olanın destekçisi hayat olur...
YanıtlaSilSen birilerini düşündükçe onun lehine oldukç hayatta senin lehine olmaya başlıyor ... 🎈
YanıtlaSil"İnsan kendi kazanacağını değil de müşterinin lehine olduğu zaman aslında kârdaydı."
YanıtlaSilKarşının ihtiyacını düşünmek ne güzel.