Kâbus görerek korkuyla uyandı, pencereden gelen ışıkla daha günün aydınlanmadığını anladı. Zaten son birkaç ayda yaşadıkları yeterince kabus gibiydi. Gözlerini sokak lambasından yansıyan ışığa bakarak düşüncelere daldı. Annesinin vefatı ve çok geçmeden evlerine gelen üvey anne ve çocukları sanki her şey tepetaklak olmuştu İlhan ve kardeşleri için.
Çiftlikte dedesi ve yardımcıları olan bir yaşlı anne ve oğul vardı. İlhan hayvanları yemler ya da tarla işlerinde Hüseyin abiye yardım ederdi. Tavuklar, koyunlar tarla işleri bahçe işleri…
Köyde iş hiç bitmezdi. İlhan’ın yaşı küçük olmasına rağmen sorumluluklarını biliyor. Hem kardeşleriyle ilgilenip hem okula gidiyordu. Yeni gelen üvey anne ve kardeşleriyle anlaşamazdı. Babası da çok değişmişti. Her gece içki içer sürekli kavga gürültü olurdu evlerinde. İşin sonunda dayak yiyen azarı işiten hep İlhan ve kardeşleriydi.
Üvey annesinin kışkırtmaları babasını daha zorba yapıyor, ilhan kardeşlerini korumaya çalışıyor, yine dayak yiyen o oluyordu. Diğer kardeşler onlara bakıp sinsi sinsi gülerlerdi onların bu hallerine. Yine bir akşam üvey annesinin şikâyeti sonucu yediği dayağın etkisiyle çok kinlenmişti. Bu yediği dayakları bir son bulsun istiyordu. O gece üvey annesinin büyük oğlunu tenhada kıstırdı. Çelme takarak düşürdü, yer misin yemez misin, öyle bir dövdü ki, “Git anana söyle. Yine dövdürsün beni.” dedi. Üvey anne oğlunun halini görünce ilhan’ın üzerine elinde baston sopasıyla yürüdü.
Öyle bir dayak yedi ki İlhan iki gün kalkamadı, okula da gidemedi. Yardımcı teyzeleri yüzünü temizleyip buz koydu kocakarı ilaçlarıyla ona baktı. Kendini iyi hissedince kahvaltıya indi. Babası tarlaya gitmişti. Üvey annesi “Gördün mü neler olacağını? Bacak kadar boyunla haddini bil.” dedi. İlhan’ın kızgınlığı hiç gitmemişti.
Kaşlarını çatarak:
- Benim ve kardeşlerimin haksız yere dövüldüğünde ben de senin o çok sevdiğin Musa’yı dövecem. Ardından beni dövdürsen bile yine dövecem oğlunu. Ağzımı burnumu dağıtsan kemiklerim kırılsan da iyileşir iyileşmez ben de Musa’ya zarar verecem, göreceksin, dedi.
Musa üvey annesinin tek oğluydu diğerleri kızdı. O yüzden Çok düşkündü çok kıymetliydi. Onun zayıf noktasıydı. İlhan ilk kez bu kadar başkaldırmıştı. Dediğini yapacaktı. Bardağı taşıran o damla çoktan damlamıştı…
Yaşadıkları bu olaydan sonra birkaç kez daha buna benzer kavga dövüş oldu. İlhan söylediğini her defasında yaptı. Dedesinin söylediği gibi, “İnsanlar sizdeki kararlılığı görünce karşı tarafın da ona göre bir geri vitesi olur.”
Hayat boyu mücadele ederiz, çabalarız, uğraşırız. Dövüşçü gibi… Bir dövüşçünün rakibini yenebilmesi için önce savunmasının çok iyi olması gerekir. Rakibinin hareketlerini takip eder hangi hareketin neticesinde nasıl bir yumruk geliyor. Hangi hamleyi yaparsa ne olur, nasıl kaçar, nasıl eğilir nasıl vurulur, nasıl mücadele edilir? İyi dayak yemesini bilen, iyi dayak atmasını da bilir.
Her dezevantajın bir avantajı olur. Öyle de oldu İlhan için... Küçük yaşta annesini kaybetmesi, küçük kardeşlerinin sorumluluklarını alması, varlık içinde yokluk çektikleri için de erken yaşta ticarete atılarak para nasıl kazanacağını öğrenmişti. İnsanlarla nasıl iletişim kuracağını öğrenmişti. Ayakları üzerinde nasıl durması gerektiğini nerde savaşıp nerde teslim olması gerektiğini artık biliyordu.
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.
“İyi dayak yemesini bilen, iyi dayak atmasını da bilir.” Zorluğuna cesaret gösterip bedel ödeyebildiği her işin sonu insanı güçlü kılar. Kaleminize sağlık hocam 🌸
Ne güzel demişsiniz öyle, iyi dayak yemesini bilen iyi dayak atmasını da bilir... Bizler işin hep dayak atma tarafını geliştirmeye çalışıyoruz halbuki öyle olmuyor ...elinize sağlık
“İnsanlar sizdeki kararlılığı görünce karşı tarafın da ona göre bir geri vitesi olur.” Ne kadar güzel demişsiniz... Çok etkilendim. Kaleminize sağlık.. :)
“İyi dayak yemesini bilen, iyi dayak atmasını da bilir.”
YanıtlaSilZorluğuna cesaret gösterip bedel ödeyebildiği her işin sonu insanı güçlü kılar.
Kaleminize sağlık hocam 🌸
Hayat bizden mücadele bekliyor sonrası su gibi akıyor..
YanıtlaSilKaleminize sağlık.
Alınan kararlarda net olup mücadeleci bir savaşçıya dönüşebiliriz inşAllah. Farklı bir bakış açısı oldu brnim için, çok teşekkürler… 🌷
YanıtlaSilNe güzel demişsiniz öyle, iyi dayak yemesini bilen iyi dayak atmasını da bilir... Bizler işin hep dayak atma tarafını geliştirmeye çalışıyoruz halbuki öyle olmuyor ...elinize sağlık
YanıtlaSilGüzel yazı
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık
YanıtlaSilHayat bizden samimiyet bekler, kararlılık bekler...🌿
YanıtlaSilHer avantajın bir dezavantajı vardır. Bilmek ne kadar kıymetli...
YanıtlaSilBiz dayak yemedik... 😄
YanıtlaSilNe güzel şey dezavantajları avantaja çevirmek
Biz de az dayak yemedik.😄
YanıtlaSilNe güzel şey dezavantajı avantaja çevirebilmek
Rakibini iyi tanıyan netliğini korur, elinize sağlık…
YanıtlaSilNiyetlerimizde de net ve kararlı olmak...
YanıtlaSil“İnsanlar sizdeki kararlılığı görünce karşı tarafın da ona göre bir geri vitesi olur.” Kararlılığımızın artması duasıyla :)
YanıtlaSilÇok net bir yazı. İnsanın içine kararlılık doluyor. Elinize sağlık.
YanıtlaSilHayat doğru kararlarımızı desteklesin :)
YanıtlaSilEllerinize sağlık …
İyi dayak yemesini bilen dayak atmasını da bilir☺️
YanıtlaSilNetlik her oyunu bozuyor…İnsan her zaman net olmalı ve mücadele gücünü kaybetmemeli..
“İnsanlar sizdeki kararlılığı görünce karşı tarafın da ona göre bir geri vitesi olur.” Ne kadar güzel demişsiniz... Çok etkilendim. Kaleminize sağlık.. :)
YanıtlaSilKararlılık her zorun kapısını açan anahtar oluyordu
YanıtlaSilKalemenize sağlık
"İyi dayak yemesini bilen, iyi dayak atmasını da bilir. "Düşünen zihninize, yazan elinize ve gerçeği aktaran dilinize sağlık olsun.🌸
YanıtlaSilDoğru yerde cesaretli olabilmenin yol açtığı sonuçlar. Çok net, kararlı olabilmek.Kaleminize sağlık 💫🌹
YanıtlaSilDayak yersin bu hayatta mesele o dayak seni güçlendirdi mi güçsüzleştirdi mi. Güzel bir mücadele örneği, emeğinize sağlık 🌻
YanıtlaSilDezavantajı avantaja çevirebilmek...
YanıtlaSil