Kır Zincirlerini

Hande: “Ayşe akşam iş çıkışı oturup sohbet edeceğiz, hadi sen de gel.”

Ayşe: “Gelemem. Öyle ani planlara katılamıyorum biliyorsun. Önceden haber verirseniz bir dahaki sefere inşallah…”

“Bu sefer seni dinlemiyorum, artık kır şu zincirlerini…” deyip koluna girdi Hande ve onu daha önce hiç gitmediği deniz kenarında çok güzel manzarası olan bir kafeye götürdü. Çaylar söylendi ve sohbet başladı…

 

Ayşe’nin hayatta sahip olduğu bir kurallar tablosu vardı sanki ve onun dışına çıkarsa yüzme bilmeyen bir insanın denizden korkması gibi, boğulacağını zannediyordu. İşe gelirken aynı yolu kullanır, işten dönerken aynı yoldan geri dönerdi. Aynı saatte kalkar, aynı saatte yatardı. Yemek yediği saatleri de hiç şaşmazdı. Sabah kahvaltısı, öğlen yemeği, akşam yemeği hep aynı saatteydi. Bu saatlerin dışında yemek yerse ya rahatsız olur ya da yemekte geç kalırsa bayılacak gibi olur sinirli bir hali olurdu. Mahallede, iş yerinde aynı insanlarla sohbet eder, ilişki kurar, bunların dışında yeni insan almazdı hayatına. Tatil gününde yapacağı işlerin sıralaması, yürüyüşe çıktığında yürüyeceği parkurun yeri ve süresi hiç değişmezdi. Kendi içinde çok konforlu görünen ama aslında kendisini içine hapsettiği bir dört duvar içinde yaşıyordu. 

Vücudu da zihni de ruhu da bu duruma uyumlu hale gelmişti. Çünkü öyle akıllı bir yazılıma sahibiz ki hiç israf yok, işe yaramayan her şey çöpe atılıyor tıpkı bilgisayardaki çöp kutusu gibi. Kullanmadığını tutmuyor vücut ya da zihin. Bir süre sonra da elinde var olanlara fazlaca bağlanıp onlarla mutlu, onlarsız mutsuz hisseder hale geliyor. Karşılaştığı olaylara ve durumlara çözüm üretemez oluyor:
“Terliğim yok, nasıl yere basacağım.”
“Burada bana göre yemek yok, ne yiyeceğim?”
“Hiç kimseyi tanımıyorum, kiminle konuşacağım?”

Ayşe de yeni olan hiçbir şeye uyum göstermek istemeyen, hatta yeni ile karşılaştığında şüphe ile bakan, tedirgin olan bir insan haline gelmişti. Kimseye şans tanımıyordu. Hiçbir yeni yemek tarifi ona göre güzel olamazdı, zaten elinde yeterince iyi tarif vardı. Tanıdığı arkadaşları, eşi, dostu ona yeterdi. Başkasına gerek olmadığını düşünüyordu. Aslında içten içe evlenmek istiyor, ama kendini hapsettiği o dört duvarından çıkamadığı için böyle bir insanla tanışma ihtimali olamıyordu. 

Hande ve Ayşe arasındaki muhabbet epey derinleşmişti:
Ayşe: “Hem ben bu kadar kurallıyken, nasıl ayak uyduracak bana? Uydurmazsa ben mutlu olamam ki!” 
Hande: “Demek ki bu kadar kurallı olmak o kadar da iyi bir şey değil arkadaşım. Senin de herkes gibi kendine benzemeyen insanlarla iletişim kurmaya ihtiyacın var. Farklılık insanı zenginleştirir. Şifadır insana. Sen onu, o seni geliştirdikçe birlikte keyif alır insan hayattan.” 

Bu sözler Ayşe’de soğuk duş etkisi yaptı. 
Şifa… 
Benim gibi olmayan bir insan gerçekten bana şifa olabilir miydi? 
Şifa böyle bir şey miydi? 
Oysa onun zihnindeki şifanın anlamı çok farklıydı. Meğerse ne kadar yanılmıştı.
Gerçekten de güvenli alanından çıkmayan, konforlu ama hiç değişmeyen, aynı sınırlar içinde geçen bir hayat yaşıyordu ve bunun olumsuz bir şeylere sebep olacağını hiç düşünmemişti.

                         

Oturdukları kafede manzarayı izlemeye başladı. Birden çevredeki her şey anlam kazanmaya başladı.
Demek ki bu hayatta şifa ile çözüm arasında bir ilişki vardı. Çünkü farklılıklara uyum göstermek insana hem şifa oluyor hem de onu olduğundan daha iyi bir insana dönüştürüyordu.
Belki de bu sebeple iş yerinde yükselemiyordu. Yıllardır aynı firmadaydı ama istediği konuma gelememişti. İşleri yapmakta rutinleri olması onu aranan bir çalışan yapsa da lider olmak için tercih edilmiyordu. Liderlik demek, farklılıkları yönetebilmektir. Her çeşit insanla çalışabilmektir. Farklılıklarına rağmen insanları bir arada tutabilendir. Hep aynı rutinde kaldığımızda çözmemiz gereken bir şeyle karşılaşamayacağımız için hayat da bizi gelişeceğimiz bir soru sormuyordu. Her şey ne kadar da birbiriyle tutarlıydı. 

 Böyle böyle o sarmalın içinden çıkmadıkça kendiliğinden birtakım uyumsuzluklar oluşuyordu.
“Hayatta terliksiz yere basamam.”
“Patlıcanı ağzıma sürmem.”
“Arabasız şuradan şuraya gitmem.”
“Ölsem o Necati ile barışmam.”

“Hayatta yapamam.” ya da “Hayatta onsuz yapamam.” dediğimiz her ne varsa ayağımıza dolanan bir zincirden farksız olur. 
İnsanın hayatta başarıya ve mutluluğa doğru giderken çıktığı yokuşlar vardır. O yokuşları kendisinde var olan potansiyeli kullanarak bir yere kadar çıkabilir. Ama bir yerden sonra kendini zorlamalı, normalde göstermediği bir performans sergilemelidir ki o yolun sonundaki dağın zirvesine ulaşabilsin. 
Dağın zirvesine ulaşmak zor değildir, varlığından bile haberdar olmadığımız o potansiyeli kullanmaya karar vermek zordur.

    &

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu



 
















Yorumlar

  1. Öncelikle ellerinize emeklerinize sağlık:) oldukça akıcı ve geliştirici bir makale olmuş teşekkürler. İnsanın iletişimi ve ilişkilerinde kaliteyi arttırandır kendinden farklı ve kendisinde olmayan iyisinin transferi iyileşmeyi de beraberinde getirir. Malum kesfedilemeyen tek şey daha iyisi 🌱 bizde eksik karşı tarafta fazlası olan kişilerde karşılaşmak ve iyilikleri geliştirebilmek dileğiyle sevgiler 🤍

    YanıtlaSil
  2. Tebessümle okudum, sanırım satırlarda kendimi buldum.. Farklı olana kapılarını açmadan nasıl öğrenebilir ki insan gerçek hayatı... gerçekten de... :) Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  3. Çok basit gibi geliyor insana kuralların içinde yaşamak. Yazı bu anlamda çok vurucu olmuş. İyi bir şey yapıyorum derken aslında kendini ufacık bir alana hapsettiğini farkına varmadan kendi gardiyanın olmak. Offf... bir an paniğe kapısada insan sonrasında elindeki anahtara bakıyor. Basite disipline ol ve küçük adımlarla konfor alanının dışına doğru (kurallarınla kurduğun dünyanın) adımlar at..... Çok teşekkürler. Ufuk açıcı....

    YanıtlaSil
  4. Hep aynı rutinde kaldığımızda çözmemiz gereken bir şeyle karşılaşamayacağımız için hayat da bizi gelişeceğimiz bir soru sormuyordu. Ne güzel bir cümle dolu dolu.

    YanıtlaSil
  5. Nurcan Küçüksöz26 Haziran 2024 01:02

    Dağın zirvesine ulaşmak zor değildir, varlığından bile haberdar olmadığımız o potansiyeli kullanmaya karar vermek zordur. Ellerinize emeklerinize sağlık :) evet bazenleri zor gelir fakat hayat "her zorlukta bir kolaylık vardır" der... Hayatın çözüm tarafında ki yasalarına uyumlu olmak ve sürekliliğe taşımak dileğiyle sevgiler 🤍

    YanıtlaSil
  6. Zincirlerimizi kırmakta zorlandığımız, aşamadığımız,yönetemediğimiz problemlerin sebeplerini gösteren harika bir yaz olmuş…
    Emeğinize sağlık…💐

    YanıtlaSil
  7. Kendini sadece ittirmekle kalmayıp o azcık ittirmeyi bir de devam ettir... gör bak... hayatta nasıl destekleniyorsun? Sendeki potansiyeli farkettiğinde gözlerine inanamayacağına o kadar eminim ki! Denemesi bedava😊

    YanıtlaSil
  8. İnsan kendi mutluluğunu tek engelleyendir.. Emeğinizi sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  9. Kendimizi hayirlarda kesf etme dileğiyle...

    YanıtlaSil
  10. Ne güzel bir yazı ki hakikaten insanın kıramadığı zincirleri hatırlatıyor. Bakıyorum şöyle hayatıma ne çok yapamam edemem dediğim şeyler varmış.. İnsan hayatında keskin olduğu yerlerde törpülenmeye o kadar muhtaç ki emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş 😍🍃🌷

    YanıtlaSil
  11. Emeginize saglik.kendi kafesimizi kendimiz inşa ediyoruz
    Benim hayatimi bir kaleme alsam
    Kendime koydugum merhamet vicdan ve gunah olur kriterlerim sonunda.hem hayatimi mahvettim hemde akıl saglıgımi.bendeki sorun ben yapmazsam kimse yapmaz ve sorundaha cok buyur diye
    Kendi hayatımin her zerresinden vazgecip ailem icin omrumu bitirdim.ama ailenin en sevilmeyeni
    En mecbur olani en senin gorevin ve
    Yapmadigim taktirde butun ailenin
    Rqhatca laf soleyip acimasizca dislasigi biri olmam.
    BU HIKAYEDEKI ZINCIRLERI KIRAMAMAM VE SINIRLARIMI BASKALARININ ZEVKLERI VE MUTLULUKLARI UZERINE CİZDIGIM ICIN.OYLE BIR HALE GELDIMKI
    GUNUN EN AZ 20 SAATI INTIHAR DUSUNCELERINDEYIM.SIMDILIK IMAN VE INACLA ÖTELIYORUM AMA......??
    Okuyanlar icin not..aileniz bile olsa kendi hayatinizi mahvetmeyin asla feda etmeyin...YAPMASAYDIN DIYE BIR ÖDÜL VERIYORLAR.hayatin sonunda.
    Verdigim rahatsizlikdan dolayi ozur dilerim

    YanıtlaSil
  12. Farklılıkları farkedip kabul edip uyumlanabilmek,, ne büyük nimet! Çünkü ancak uyumlananın çözüm hakkı var.hatırlattığınız için elinize emeğinize sağlık💐

    YanıtlaSil
  13. İnsanın zincirlerinin olması aslında kırabilirsek avantajlı… ama kırmakta diretirsek çok dezavantajlı.. hep birlikte zincirlerimizi kırıp yükselenlerden olmak dileğiyle..

    YanıtlaSil
  14. Karar vermek, hedefe varmaktan daha zordur…
    Karar ver ve kır zincirlerini…

    YanıtlaSil
  15. Bizden farklı olanları istemeyiz hayatımızda oysaki onlarla gelişiriz.. bakış açımızı değiştirdiğimizde.. farklılıklar bizim için birer şifa kaynağıdır.. çok akıcı bir dille anlatmışsınız.. zincirleri kırmamız ümidiyle.. kaleminize sağlık.. 🌸

    YanıtlaSil
  16. İnsanın prosedür olması güzel bir şey ancak aşırılaştığında hayatı kendine zindan eder… Bu durumda olanların zincirlerini kırması dileği ile :)

    YanıtlaSil
  17. Yazı çok güzel olmuş, özellikle evlilik ile hemen paralelinde iş hayatına bağlanması çok hoşuma gitti… Gerçek her yerde tutarlı 🍀

    YanıtlaSil
  18. Gülbin Avcı3 Temmuz 2024 17:27

    Emeğinize sağlık😊 Gayet akıcı ve anlaşılabilir bir yazı olmuş🌸 Farklılıklar kahvaltı sofrasındaki zenginlik gibi bizim hayatımızda da bir zenginlik, bir şifa🌷

    YanıtlaSil
  19. "Dağın zirvesine ulaşmak zor değildir, varlığından bile haberdar olmadığımız o potansiyeli kullanmaya karar vermek zordur." Ne kadar anlamlı bir cümle... Hayat güçlenmemiz için bizlere bazı sorular sorar ve o cevabı bizden bekler her yenlış cevaptao soru da artararak gelir...Doğru tepkiler vermek ne kadar kıymetli...

    YanıtlaSil
  20. Şifa için dengede olabilmek için zincirleri kırmak çok önemli :)

    YanıtlaSil
  21. İnsanin şifası zitindadir.. Neguzel anlatilmis insan yasarken, egosuna ters geliyor istemediği, sevmediği seyleri yapmak, bir bilse ona neler katacagini onu nasil gelistirecegini acidan kacmaninin erteleyerek buyuk problemlere yol acacagini bir bilse..

    YanıtlaSil
  22. elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder