Hayat Zamana Uyumlandığında Toparlanır

“Tüm ömrümü bu yatakta geçirebilirim ve hiç sıkılmam valla!” diye düşünüp kafasına kadar çekti yorganı. “Oh ne ala!” dedi. Hiçbir yere gitme telaşı, zorunluluğu yoktu. İşten ayrılalı neredeyse 3 ay olmuştu. Gece boyu oturduğu koltuktan kah telefonuna, kah televizyona bakıyordu. Olduğu yerde uyuyakalıp bazen sabaha karşı geçiyordu yatağa. Günlerce evden çıkmıyordu. İnternet sağ olsun tüm alışverişini yapıyordu kolayca. Yemeğe çok düşkün değildi zaten. Donmuş bir şeyler olurdu hep buzlukta. Çok acıktıysa mikrodalgaya at, hop 5 dakika sonra yemek hazır işte! Olmadı döner, burger bir şeyler sipariş ederdi. Arada yumurta, makarna yaptığı da oluyordu tabi ki ama öyle uzun boylu yemek pişirmiyordu. Ne de olsa tek kişiydi. Bitmiyordu pişen yemek. Hem dışarıdan söylemek çok daha uyguna geliyordu.



Tek derdi şu: sürekli tekrarlayan rüyalarıydı. Rüyasında ailesiyle hep birlikte denize gidecek oluyorlar ama Ela bir türlü hazır olamıyordu. Kıyafetini bulamıyor, onu bulunca çantası olmuyor, onu da bulmuş yola çıkarken bir ayakkabısının olmadığını fark ediyor derken zaman akıp gidiyordu. Hadi, hadi geç kalıyorsun telaşını yaşarken akşam oluyordu. Ona rağmen gitmeye çalışırken kan ter içinde uyanıyordu. Bu rüyanın bıraktığı buruk tat olmasa hayatım cillop gibi dese de içinde bir yerlerde onu rahatsız eden bir şeyler vardı. 

Geçenlerde ninesinin adadaki yazlık evine gitmişlerdi. 10 yıldır kapısı açılmamıştı evin. Kimsenin öyle bir zamanı yoktu bu koşturmacada. Ev hiç hatırladığı gibi değildi. Dokunduğu her şey elinde kalıyordu. Renkler solmuş, bahçedeki ağaçlar sarmaşıkların eline geçmişti. Gövdeleri sarmaşık yapraklarından yeşilmiş gibi görünürken aralardaki dallarda bir tane bile yaprak yoktu. Tüm öz suyunu kendileri için kullanıyordu sarmaşıklar. Onlar güçlenip gürleştikçe ağaç zayıflıyordu

Sanki ev de öyleydi. Zaman onu sarmış ve ilerledikçe kuruyan bir ev bırakmıştı geriye. Çocukluğu geldi aklına. Tüm pencereleri maviye boyardı ninesi börtü böcek gelmesin, diye. Mavi renge gelmezlermiş. Bahçedeki güller baharda başlayıp yaz sonuna kadar kıpkırmızı açarlardı. Sardunyalar onlarla yarışırcasına tüm dallarını kırmızıya boyarlardı. Şimdi öyle durmuşlardı, durdukça da bozulmuşlardı. 

Huzursuzluk içinde zihni bir düşünceden diğerine geçiyordu. Dolapta kullanmadığım ayakkabılarım gibi diye düşündü. 3 sezon önce aldığı canım gülüm botlar öyle durdukları yerde çatlamışlardı. Giymek için eline aldığında derileri dökülmüştü. Oysa ne kadar tutarlı dedi içinden kullanmayınca bozuluyor tıpkı eskiden kurbağa heykelinin ağzında akan su ile devir daim olan süs havuzun içinde yosun tutmuş su birikintisi gibi. 

Bir anda ürperdi. Her şey bu kadar tutarlı ise ya kendisi! Son 3 aydır ne yapıyordu kendine? Gün geçtikçe kimseyle görüşesi de kalmamıştı. ”Ben de mi bozuluyorum?” dedi. Gözünün önünden resimler akıp geçiyordu, çocukluğundaki deli Emine. O cumbalı evinden çıkmadan bekliyordu sevdiceğini. Ya herkese çıkışan Nejata ne demeli. Adam önceleri denizciymiş. Bir kaza olmuş da sonra hiç denize açılmamış. İçi karardı hafif bir panik duygusuyla. ”Bu kadar tutarlı ise yol yakınken dönmeli.” diye geçirdi içinden Ela. 

”Tamam da nasıl? Önce şu evi toplayarak bir başlayayım.” dedi kendi kendine. Evi topladıkça kafasını topluyordu bir yandan. Böyle bütün gün evde oturup, hiç bir şey yapmadan geçmez bu ömür. ”Hemen iş ilanlarına bakıp kendim için uygun bir iş bulmalıyım. Annemleri de ihmal ettim ne zamandır, gidip onları da bir göreyim, hal hatırlarını sorayım. Annemin istihbaratı kuvvetlidir, etrafta tanıdıklarında bana uygun iş olup olmadığını sorar soruşturur hemen.” diye geçiriyordu içinden.


Küçük bir farkındalık ve hemen arkasından gelen ufak bir hareket Ela’nın hayatını toplamasında çok yardımcı olmuştu. Bulduğu işle birlikte hayatını düzene sokmuştu. Yatma kalkma saatleri, yeme alışkanlığı, insan ilişkileri ve gördüğü rüyalar... Hayatının her noktasında toparlanma başlamıştı. Yeterki önce farket sonra toparlamak için harekete geç. Sonu tahmin edemediğin kadar güzel yerlere gidebiliyordu. Ninesi görse çok sevinirdi. Çünkü hayatın sırrı zamana uyumlanmakta gizliydi. Zaman akıp giderken insan da zamana uyumlanmalı ve zamanın gittiği yönde bir hareket ortaya koyabilmeliydi ki hayatı toparlanabilsin.

    &

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu





















Yorumlar

  1. Hayatta durağan olmaya çalışmanın nasılda zarar verdiğini çok güzel anlatılmış. Herkes her zaman Ela gibi farına varamayabilir. İnsan uyumlanmadığı her yerde yok olmaya mahkum olması.... Bilmeyince...

    YanıtlaSil
  2. Hareket berekettir :) Günümüzde ise hareket etmemek üzerine kurulu bir düzenin içinde kaybolup gidiyoruz, kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  3. en basitinden başlayabilmek bütün mesele bu ..

    YanıtlaSil
  4. İnsanın amacına giden yolda hedeflerine ulaşmak için yaptığı her eylem, onu mutlu, başarılı ve daha iyi ilişkiler kurmasını sağlar. Kaleminize sağlık çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Farkındalık ne kadar önemli hayatın her alanında farkında olabilenlerden olalım inşallah

    YanıtlaSil
  6. Duran her şey bozuluyor. Çünkü hayatta durağanlık yok, hareket var. O zaman hareket edip hayata uyum sağlamak insanı kıvamında tutuyor 😊

    Kaleminize sağlık hocam 🌸

    YanıtlaSil
  7. Küçük bir farkındalık nelere gebe.. kaleminize sağlık🌷

    YanıtlaSil
  8. Eskiler işleyen demir paslanmaz diye boşuna dememişler.

    YanıtlaSil
  9. Ne güzel bir yazı ;)

    YanıtlaSil
  10. İnsanın eksikliğini farkedip harekete geçtiği an çözüm hakkı ona verilir

    YanıtlaSil
  11. 0 ı1 yapabildiğimizde devamıda geliyor. Mesele durmamakta… Basiti küçük görmemek önemli bazen büyük adımlara o kadar çok odaklanıyoruz ki hareketsiz kalmamıza sebep oluyor… kalemine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiler harekette bereket vardır derler.. ne kadar doğru bir söz..

      Sil
  12. İnsan nasıl da farketmiyor içine girdiği girdabı... Farkındalık sağlayan çok güzel bir yazı, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  13. Fark etmeden hareket olmuyor... Gözlemlemeden de fark edilmiyor... Hayatında, çevresinde olup bitenleri gözlemleyebilen, baktığını görebilenler çok şanslı...

    YanıtlaSil
  14. Hayatta durağanlık yoktur durduğun an aslında bozulmaya başladığın andır :)

    YanıtlaSil
  15. Cok sevdigim bir arkadasim az once yorumsuz sekilde paylasti benimle. Okudukca aslinda ona beni hatirlattigi icin paylastigini farkettim. Malum bu durumu veya yasantiyi kendi tercihi olarak benimsemis insanlar bazi seyleri ozumsemis&yoluna koymus oluyor veya oyle dusunuyor, tavsiyelere de cok kulak asmiyor. Okudukca aslinda bu surecte acaba mi diye sorguladigim seylerin orneklerini gordum. Elbetteki bir uyanis degil ama benzerlikler ve aslinda icten ice rahatsiz eden ama anlamlandiramadigin seylerin ornegini gordugunde bir hareket etme&hadi hissi de dogurmadigini inkar edemem…. Kendi adima en azindan emanet birakilan evi havalandirmak ve cicekleri sulamak ile baslayacagim. Sonucta bazi seylerde kazanilmali ;)

    YanıtlaSil
  16. Özgürüz_231 Temmuz 2024 05:13

    İnsan gerçek zamana uyumlandiginda, gündüzüyle hareket, gecesiyle dinlenme hem zamanın hem de işlerin bereketi oluyor. Zamanla toparlanabilenlerden olmak dileğiyle.. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  17. Bazen hareketi başlatacağımız hamleleri basite alırız ama bilmeyiz ki ne çok yerlere varır onlar. Bunu farkedebilmek için ne güzel yazı olmuş. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi hayatımızı toparlamaya başladığımız zaman herşey bizim için daha kolay olacaktır ve mutluluğumuz artacaktır.

      Sil
  18. Hayatımızda olan biteni takip edeceğimize kendimi gelip yana atmayacagimı anladım

    YanıtlaSil
  19. Nuray Bağcı4 Temmuz 2024 09:37

    Merhaba 🌺
    insan hareketini doğru yerde ve zamanda hiç durdurmayınca yatması gerektiği zaman da uyku kalitesi artıyor... Daha iyi dinleniyor.
    Ne güzel dengeler...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder