Bir buket 💐

Neşeli şekilde içeriye girdi. "En sonunda hallettim." dedi. Elinde birkaç tane kağıdı havaya doğru sallıyordu. Çocuklar daha ne olduğunu anlamadan neşe içinde cıvıldaşmaya başlamıştı bile. Yerlerinde duramıyorlardı ve el ele tutuşup zıplıyorlardı. Feriha ellerini mutfak önlüğüne kurulayarak çocukların yanına geldi. "Hayır olsun bu ne neşe?" Çocuklar: "Anneeee , babama baaaak!" Necati elinde bir buket çiçek ve birkaç kağıtla eşini izliyordu köşede. Sabahtan beri oturmadığı otursa da aklının hiç boş durmadığı belliydi. Düzen Feriha’nın işiydi evde. Çekmeceleri ne zaman açsa mum gibi sıralıydı kıyafetleri. Gömlekleri hep ütülüydü. Ev çoğu zaman düzenliydi.  


Hani çocuklu ev biraz dağınık olurdu genelde ama Feriha hiç bırakır mı? 
"Hanım, bunlar senin için. Hadi gel oturalım biraz sana anlatacaklarım var." 
Büyük bir şaşkınlıkla ve usulca oturdu koltuğa. "Oğlum kap gel iki kahve. Annenle konuşacaklarımız var." dedi 6 yaşındaki oğluna. Kocaman bir kahkaha koptu. "Babaaaa, nasıl yapayım ben kahveyi?"
Feriha da biraz sakinleşmiş yüzü gülmeye başlamıştı. "Hanım, hafta sonu için rezervasyon yaptırdım. Birkaç gün tatil yapalım istedim, sana sürpriz yaptım. Hazırlamaya başlayın bavulları. Feriha oldum olası hiç sevmezdi ani planları. Hem de birkaç gün konaklamalı. O bavullar nasıl hazırlanacak, dönüşte nasıl yıkanıp ütülenecek hepsi gözünde büyüdü. Tatil ona sanki sadece yorgunluk gibi geliyordu. Gidince nasıl hazırlandığını işlerin nasıl karıştığını düşünüyor döndükten birkaç hafta sonra da "Aslında tatil de güzel geçmişti." diyordu. 

Necati bunu bildiği için güzel bir buket eşliğinde rezervasyon kağıtlarını gösterdi. Birkaç tanıtım kağıdı da çıkarmıştı yazıcıdan. Görünce daha kolay ikna olur, beğeneceği şeyler muhakkak olurdu. "Necati, ne kadar güzelmiş odaların manzaraları.  Hem dağ hem deniz görünüyor.  Umarım temiz bir oteldir." Çocuklar kıkırdadılar aralarında. "Annecim sen zaten yanına deterjanlı ıslak mendil bile alıyorsun ki. Senin olduğun her yer pırıl pırıl oluyor." Gülümsedi Feriha, sanki günün tüm yorgunluğu gitmişti üzerinden. Hayır demişti daha önce bu tatile ama şimdi hiç de kaçarı yoktu. Gönlünü fetheden bir buket çiçek, otelin güzel manzarası, çocukların neşesi karşısında daha fazla duramadı. "Hadi öyleyse hazırlıklar başlasın o zaman. Ama baştan anlaşalım oralarda ipin ucunu kaçırmak yok." dedi. 

Evde bayram havası başlamıştı sanki. Herkes yanına alacaklarını düşünmeye başlamıştı. Hava durumuna bakılacak, kıyafetler ona göre seçilecek, yolda oyalanmaları için çocuklara boya kalemi, boya kitabı ve etkinlikler, suları atıştırmalıkları hepsi bir bir sıralanmaya başlamıştı bile zihinlerde. 

Necati evliliğinin ilk yıllarında böyle değildi. Bambaşka biriydi sanki. Eşinin bu kadar düzenli olmasına gıcık oluyor, çoraplarını istediği yere bırakamıyor, yemeği bile sıralı yemesi için eşinden laf duyuyordu. Hele çocuklar olduktan sonra iyice zorlanmıştı. İşyerinde de artık dikkati dağılıyordu. Daha gergindi kendini çaresiz ve çözümsüz olarak görüyordu. Durumu fark eden Ahmet abi biraz sohbet muhabbet derken Necati’nin halini anlamıştı. 

Hayatta hepimizin benzer süreçlerden geçtiğini ve sorunları çözmek için bazı stratejiler olduğundan bahsetmişti. Her çözüm sorunun içine gizlenmişti. Yan yana kol kola duruyordu aslında. Ahmet’in o gün anlattıkları öyle iyi gelmişti ki Necati’ye. Her insanın doğuştan getirdiği özellikleri olduğunu ve bunları değiştirmeye çalışmanın boşuna olduğunu anlatmıştı. Hepimiz farklı huylara sahiptik. Belki birbirimizdeki bu huyları sevmiyor olabilirdik ama beraber mutlu yaşayabilmek için onları öyle kabul etmek gerekirdi. Onların sevmediğimiz özellikleri ile çatışmak yerine o özelliğiyle uyumlanıp ona göre adımlar atmak gerekiyordu. Bu uyum ise ilişkilerinde mutluluk getiriyordu. Yeter ki sen onların özelliklerini fark et ve bu özelliklerine göre uyumlu adımlar at. Hepsi bu kadardı işte. 

İşte o zaman, Necati’nin hayatındaki dönüşümün başladığı zaman olmuştu. Eşini mezun olduğu okul ve memleketini bilmek dışında gerçekten tanımaya başlamıştı.  Evlerinin neşeleri evlatlarının birinin neden köşe yastığı gibi oturup yerinden kalkmak istemediğini, diğerinin de neden yerinde durmak bilmediğini anladı zamanla. Birdenbire olmadı ama zamanla çok güzel şeyler olmaya başlamıştı. Yani hayatı baştan başa yeniden tasarlanıyordu...

    &

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu




















Yorumlar

  1. Sadece bu onun huyu diyoruz ama uyumlanmaya çalışmıyoruz. Bütün tartışmalarımızın, anlaşmazlıklarımızın sebebi olduğunu bilseydik daha fazlasını yapmaya çalışırdık…

    YanıtlaSil
  2. Uyumlanmak ne güzel bir konfor.. halbuki vazgeçmeden de olmuyor :) Necati ilişkide usta olmanın ilk basamağına geçmiş tebrikler :)

    YanıtlaSil
  3. Kim Kimdir? 😊
    Anlayınca mutlu eden anlamayınca bize dünyayı dar eden bilgi
    Ne anlamlı bir giriş kapısı, doğru kapıdan girmek ne kadar önemli 🙏🏼

    Kaleminize sağlık hocam 🌸🖋️

    YanıtlaSil
  4. emeğinize sağlık hocam

    YanıtlaSil
  5. Uyumlanmanin getirdiği konfor, sürekli haz hayat ne kadarda keyifli hale geliyor.
    Kaleminize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  6. kabul edebilmek ve uyumlanabilmek ne kadar güzel bir şey :) stres azalıyor.

    YanıtlaSil
  7. Ne büyük konfor kimin kim olduğunu bilmek.. kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Emeğinize sağlık çok anlamli bir yazı olmuş 🌿

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karşımızdaki insanları tanımaya başlar isek hayatımızda her zaman çiçek açar.🌸

      Sil
  9. Bir buket = bir tebessüm güler yüz

    YanıtlaSil
  10. İnsanı tanımak ne kadar önemli, çok güzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık.HY

    YanıtlaSil

Yorum Gönder