Kahve mi? Çay mı?

İşten çıkmış, servise doğru yürüyordu, Meltem. Baharda yeni açan çiçeklerin kokusunu doyasıya içine çekti. Hava çok güzeldi ve biraz dolaşmak iyi gelebilirdi. Ama çok yorgun olduğu için eve de gitmek istiyordu. Servis şoförü kornaya basıp onu çağırmasa daha çok düşünecekti ama… Panikle bir anda serviste buldu kendini. Mecbur eve gidecekti artık. Trafik çoktu ve karnı iyice acıkmıştı. “Kendime salata mı yapsam, yoksa dışarıdan bir şeyler mi sipariş etsem?” diye düşündü. Dışarıdan sipariş etse kartla mı nakit mi ödeyecekti? Birde buna karar vermesi gerekiyordu. “Offf!! Daha buna karar veremezken Ahmet’in evlenme teklifini kabul edip etmeyeceğime nasıl karar vereceğim?” dedi içinden.

 

Ahmet bir ay önce teklif etmişti evlenmeyi. Aslında çok uzun zamandır tanışıyorlardı. İyi çocuk, diyordu herkes ama Meltem daha ne hissettiğine bile karar verememişti. Emin olamıyordu bir türlü. Ahmet’in yerinde olsam ben vazgeçmiştim bu işten, diyordu. 

O sırada gözü reklam panolarına takıldı. “Bayram tatilinizi ucuza getirmek ister misiniz?” yazıyordu kocaman bir yazıyla. Birden bayramın yaklaştığı geldi aklına. Bayramda bir şeyler yapmak istiyordu aslında. Arkadaşlarıyla tatile mi gidecekti yoksa annesiyle babasının yanına mı gidecekti? Karar vermesi gerekiyordu. Bayramlar zaten büyüklerimizi ziyaret etmek içindir. Hem annemleri de uzun zamandır görmüyorum diye düşündü. Tam o sırada arkadaşı Gülcan aradı:
- Hadi kızım karar verdin mi?  Geliyor musun tatile?
- Annemlere gitmeye karar verdim.
- Ya zaten bütün yıl çalışıyoruz, azcık eğlenecektik.




Aslında Gülcan doğru söylüyordu. Biraz da kendine vakit ayırsa iyi olacaktı. Meltem hayallere dalmıştı bile. Kahvelerini alıp, müziği son ses açıp geze geze gideceklerdi Çeşme’ye. Tam o sırada annesi aradı:
- Kızım nasılsın? Bayramda geliyorsun değil mi? En sevdiğin yemekleri yapacağım. Babanın da sana sürprizi varmış, bana bile söylemiyor.

Meltem telefonu kapattı ve kafasını servisin camına dayadı. Artık bu durumdan çok yorulmuştu. Hiçbir şeye karar veremiyordu, net olamıyordu. “Kahve mi çay mı seviyorsunuz?” sorusuna bile daha yeni karar vermişti. Kahveydi en sevdiği içecek. Bu kararsızlığı arkadaşlık ilişkilerini de etkiliyordu. Çünkü her şeye “Fark etmez.” diye cevap veriyordu. “Nereye gidelim? Fark etmez, ne yiyelim? Fark etmez …”

“Bazı şeyler fark etmeli ama…  Beni anlatmalı seçimlerim. Meltem bunu sever şunu sevmez, diyebiliyor olmalı insanlar.” dedi kendi kendine.


Peki neden dedirtemez insan bunu? Niye kararsız kalır insan?

Çünkü tam olarak ne yapmak istediğini düşünmemiştir. “Bunu seçersem ne olur, bunu seçersem ne olur?” diye irdelememiştir. Aynı anda çok fazla şey istiyordur ama bu seçimlerinin sonucunun nereye varacağını ve öncesinde nelerden vazgeçmesi gerektiğinin farkında değildir. Aynı zamanda seçimlerinin hiçbiri için emek vermek istemiyordur. Bu nedenle de seçim yapamadıkça gerginleşir. Kendini mutsuz hisseder. 

Oysa her seçim bir vazgeçiştir. Bir yerden ayrılmadan bir yere varamaz ki insan.  Yoksa denizin ortasında, fırtınanın kucağında kalıverir. Şımarık bir çocuğun her şeyi istemesi gibi… Hiçbirinden keyif de alamaz sonunda. O yüzden seçimleriyle nelerden vazgeçeceğine iyi karar vermeli insan. Evleniyorsa bekarlıktan vazgeçmeli mesela. İki ara bir dere hayat olmaz…

Vazgeçtiği şeyden ayrılmaya hazır olmadığı hiçbir şeyi istememeli insan. Ancak yaptığı seçimi kabul edip emek verirse seçimlerinden keyif alır hale gelebilir. Çünkü artık biliyordur neyi seçerse nelerden vazgeçmesi gerektiğini ve seçimine uyumlanması gerektiğini. Yoksa insan her an seçmediğine bakıp düşünürse nasıl iyi hissedebilir ki?

   &

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu




Yorumlar

  1. Düşünsenize sağlık 👍

    YanıtlaSil
  2. Her seçim bir vazgeçiştir.. Vazgeçmek zayıflık değildir.. aslında kararlı olmaktır.. kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  3. Emeğinize sağlık çok anlamlı bir yazı... Çok ihtiyacım vardı...

    YanıtlaSil
  4. “Vazgeçtiği şeyden ayrılmaya hazır olmadığı hiçbir şeyi istememeli insan.” Arkana bakarak koşamazsın, sonunda mutlaka geriye doğru koşmak zorunda kalacaksın. Net olmak ve karar vermek arasındaki ilişki insanı ileri taşır. Netlik her şeyin başı…
    Kaleminize sağlık hocam 🌸🖊️

    YanıtlaSil
  5. İnsanın neden vazgeçmesi gerektiği çok güzel anlatılmış.Elinize sağlık Hulya

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel ve anlamlı bir yazı olmuş... Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Meltem çok tanıdık birisi :) Kaleminize sağlık güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  8. Şey bu ben :) Gerçekten ne kadar önemli vazgeçebilmek... Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Seçimlerimize razı olursak seceneksiz kalırız... kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  10. Kararsızlığın insanı ne kadar yorduğunu anlatan çok güzel bir yazı olmuş... Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  11. Kararsızlık ne büyük bir baş ağrısı. İnsan düşünüp irdeleginde nihayetinde zihni ne güzel berraklışıyor. Adeta sis bulutu ortadan kalkıyor. Ve sonrası gelen huzur... Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  12. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Kararsızlık sürtünme kuvvetinin çok olması gibi.. yani çok yorucu 😕.. emeğinize sağlık🌷

    YanıtlaSil
  14. Karar verebilme becerisi kazanmak hakikaten büyük konfor. Teşekkürler 😊💐

    YanıtlaSil
  15. Emeklerinize sağlık..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder