Sessizlik içinde öylece bir noktaya dalmıştı. Sakin, sıradan bir tatil günüydü. Ama onun ruhu için öyle değildi. O dinlenemiyordu ki bir türlü! Toparlanıp artık tamamlanması gereken işler…Yeni başlanması gerekenler, bir belirip bir kayboluyordu zihninde. Dışardan gören için rahat hatta miskin zannedilebilirdi. Ama heyhat, içinde bulunduğu hal çalışmaktan yorucuydu! Yapılması gerekenler, duraktan dolmuşa binmeye çalışan yolcular gibiydi. Bazı yolcuların acelesi var ve birilerinin önüne geçmeye çalışıyor. Bazılarının pek binesi yok diğerlerini yavaşlatıyor. Bazıları geride binsem yetişemem, binmesem hiç yetişemem hesabında…
Daha da uzaktaysa artık hareketsiz bekleyen başka yolcu grupları. Kimileri de banklara çökmüş ama hala gözü dolmuşta...
Düşündü: dolmuş ben miyim, şoför mü benim? Peki her biri bir yerlere varmak isteyen yolcular… Bunca yolcunun hepsini ben mi seçip çağırdım? Başkalarının yolcularını da mı yüklenmeye çalışıyorum? Bir yerlerden sürekli gelenler de var sanki!
Derken acı bir kahkaha patlattı: “Ben dolmuşum ya!” “Ben bir dolmuşum da haberim yok!”
İşi biraz da şakaya vurmak istemişti. Çünkü hakikaten gözü dolmuşta onca bekleyenle yüzleşmek ağır gelmişti. Düşündükçe unutulmuş daha niceleri beliriyordu. Bekleyen bir kalabalık ve tadı kaçmış bir meydan... Her ‘sefer’ tatsız bir itiş kakış ya da hayal kırıklığı. Bir de hala hedefe varamamış içerdekiler ve kalkışın gecikmesi…
Kesikli ama derin bir iç çekti, istemsiz.Ve sanki sonra bir aydınlanma geldi.
“Yahu böyle olmak zorunda değil, değil yani, yeter!”
“Kim bu yolcular, kimin ne acelesi var! Kim, nereye, ne amaçla gitmeye çalışıyor? Hepsi ile tek tek yüzleşeyim, ilgileneyim. Çünkü hakikaten ‘dolmuş’um, ağırlıktan hareket edemiyorum! “
“Bir kere hepsi aynı yöne mi gidecek? Benim güzergahım nasıl olmalı ve sanki bana uymayanlarda var gibi… Fark edip bari baştan göndereyim onları” diye geçirdi içinden.
Baktı yazmadan baş edemeyecek adeta yerinden hopladı. Halbuki az evvel eli kolu kalkmayan Merve’ydi o. Aldı kalem kağıdı başladı yazmaya…
İçerdeki ve dışarıdaki yapılacakları aklına geldikçe irdeliyor, sınıflandırıyor, sadeleştiriyordu. Yaparken ruhu sıkılıyor ama yaptıkça da ferahlıyordu. Göğüs kafesinde yer açıldı sanki.
Şimdilik yolcular tamam, sıra dolmuşa gelmişti. Zamanla aracımın kapasitesi artar mı diye düşündü, peki artmalı mıydı?
Ve şoför, gerçek bir şoför nasıl olmalıydı?
Beklenmedik anlarda aklına düşen o beyaz arabayı hatırladı yine.
Çocukluğunda bir gece yolculuğunda arka koltukta yalnızdı. Geniş yol boştu ve sarı ışıklar bir bir geçiliyordu. Böyleyken bir beyaz araba kenardan yanlarında belirdi. Bir süre aynı hizada gittiler. O arabanın içindekilerle göz teması kurmak iyi gelmişti. Giderlerken yol sapağında diğer şoför direksiyonu çok hafif kırdı veee…
O yan yana gittikleri beyaz araba her saniye gittikçe uzaklaştı. Gecenin karanlığında bambaşka yöne doğru gözden kayboldu. Her geçen an biraz daha, biraz daha… Aradan kaç yıl geçmiştir hala o anlar zihninde capcanlı.
Bir ufacık hamle ile giderek bambaşka yerlere vardılar.
Biz sevdiğimiz bir yere, isteyerek gidiyorduk. Peki ya onlar bu sapmayla nereye varacaklardı? Bile isteye mi yaptı o şoför? Yoksa yolda başka şeylere mi daldı? Öyleyse tekrar ana yola çıkmak gerekecekti. Bunun için ne kadar daha yol gideceklerdi, dönebilecekler miydi?
O yaşında bile hayret ettiğini hatırlıyordu. Hem umut veren, hem korkutan bir yanı vardı bunun.
Yine bir iç çekti ama bu sefer huzurlu…
Demek ki dedi araç ve yolculardan daha önemlisi yola konsantre olmak.
Hemen kalktı yeni listesindeki birinci işe koyuldu.
Saate baktı, yol akıyordu..
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.
Baştan sona keyifle okuduğum bir yazı, metaforlar, anlatım biçimi, içerik hepsi ayrı ayrı ne güzel de betimlenmiş 🌸 Amacını bulan doğru yoldan sapmaz yeter ki yönünü tayin etsin 😊 Kaleminize sağlık hocam 🖊️
Yapılacakları ertelemeden bir düzene soktuğunda insan, işler birikmiyor.. dolmuyor.. göz çekmek fayda vermiyor.. hepimiz bazı zamanlar doluyoruz.. o anlarda yola odaklanmak dileği ile.. kaleminize sağlık..
Bir de o yolcuların bazıları güzergah dışı yerlere gitmek isteyip şoförü yönlendirebiliyor. Sonra o beyaz araba gibi akıbetin belli olmadan kaybolup gitmek var :'( Başa gelmeden halletmek lazım. Elinize sağlık :)
Yol ne kadar önemli, yoldan sapmalar zannettiğimizden de kötü , çok uzaklaşmadan minik ve kısa sapmalar kabul edilebilir belki ama asıl yolu unutturan sapmalar çoook tehlikeli…
Ne kadar güzel bir metefor ile anlatılmış🌿 Dolmuş ve yolcular... İnsan ve zihninde sürekli yapmayı beklettikleri ve yapılmaması gerekenleri zihninde tutması... ne çok yere gider bu böyle... Emeğinize sağlık....
Baştan sona keyifle okuduğum bir yazı, metaforlar, anlatım biçimi, içerik hepsi ayrı ayrı ne güzel de betimlenmiş 🌸
YanıtlaSilAmacını bulan doğru yoldan sapmaz yeter ki yönünü tayin etsin 😊
Kaleminize sağlık hocam 🖊️
Aslında hayat çok sadeydi.. Biz ise ona uyumlanmak yerine kendi karmaşamızda kendimize zulmediyorduk..
YanıtlaSilDolmuş ve yolcular :) bunu hatırlatacağım kendime
Yoldayken yoldan sapmalar, sakınamadıklarımız, ve farkında varıp yola girmeler, saate baktım ve saat yolda olanlara daha güzel akıyordu.
YanıtlaSilAraç ve yolculardan daha önemlisi yola konsantre olmak...O yolda kalabilmenin sebeplerine odaklanmak.. Emeğinize sağlık..
YanıtlaSilTeşekkürler
YanıtlaSilYapılacakları ertelemeden bir düzene soktuğunda insan, işler birikmiyor.. dolmuyor.. göz çekmek fayda vermiyor.. hepimiz bazı zamanlar doluyoruz.. o anlarda yola odaklanmak dileği ile.. kaleminize sağlık..
YanıtlaSilİnsanın eline kağıt kalem alıp yazmasına vesile oldunuz. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilElinize sağlık, o dolmuşta ben de vardım ve kimler inmeli kimler binmeli ben de düşündüm sizinle... çok etkilendim... teşekkürler...
YanıtlaSilKaleminize emeğinize sağlık
YanıtlaSilBir de o yolcuların bazıları güzergah dışı yerlere gitmek isteyip şoförü yönlendirebiliyor. Sonra o beyaz araba gibi akıbetin belli olmadan kaybolup gitmek var :'( Başa gelmeden halletmek lazım. Elinize sağlık :)
YanıtlaSilGerçekten ama gerçekten emeğine sağlık bilinç ile konstrasyonu otobüse bağlayarak anlatmaniz çok güzel olmuş..
YanıtlaSilYol akıyordu güzel benzetme. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilYol ne kadar önemli, yoldan sapmalar zannettiğimizden de kötü , çok uzaklaşmadan minik ve kısa sapmalar kabul edilebilir belki ama asıl yolu unutturan sapmalar çoook tehlikeli…
YanıtlaSilNe kadar güzel bir metefor ile anlatılmış🌿
YanıtlaSilDolmuş ve yolcular...
İnsan ve zihninde sürekli yapmayı beklettikleri ve yapılmaması gerekenleri zihninde tutması... ne çok yere gider bu böyle... Emeğinize sağlık....
Emeğinize kaleminize sağlık. Okurken hayatım gözümde canlandı... 🌸
YanıtlaSilHem düşünerek hem de eğlenerek okudum, elinize sağlık
YanıtlaSilYola konsantre olmak hedefe giderken insan çıktığı yola konsantre olması gerekiyor ki engeller ile karşılaşacak olursa onu yıkıp yormasin
YanıtlaSilBir kalem bir kapıt alıp veya yapabilorsa insan zihninde tek tek irdeleyerek en dibe sorunlu, iltihaplı bölgeye ulaşıyor. Tıpkı bir cerrah gibi.
YanıtlaSil