Kendinden Başla

Kapıdan evine girdiği gibi sağdaki berjere anahtarını, çantasını ve üzerinden çıkardığı montu fırlattı Ahmet. Gün boyu oradan oraya koşturmuş, bir bardak su bile içememiş ağzına bir lokma alamamıştı. Eve geldiğinde yorgunluktan ayaklarının ağrıdığını hissediyordu. Hemen gözüne kanepe ilişti, ah ne de sevimli duruyordu. Ama üzerini değiştirse ev kıyafetlerini giyse fena olmazdı. Tüm gün adeta üzerine yapışmışlardı. Aman şurada 5 dakika uzansa ne güzel olurdu diye geçirdi içinden. Zaten tüm gün koşturmuş, ayaklarının altı şişmişti.  



Ne su içti ne yemek yedi derken üzerindekilerden bile kurtulmadan koltuğa kendini bıraktı… Şöyle bir gözlerini kapattı. Ahmet aylardır bu şekilde yaşıyordu. Evden işe, işten eve gelen bir koşturma ve hep bir yetiştirememe hali vardı. Uzandığı yerden kendini boşluğa dalmış düşünürken buldu…Uzun yıllardır tek yaşıyordu. Ailesi evlenmesi için baskı yapmayı bırakmıştı bile. Çevresinde arkadaşları, kuzenleri herkes evli ve çocukluydu. O ise evlilik için hep erken olduğunu savunarak geçiştiriyordu. Hatta birkaç kez ailesinin ısrarına karşılık birkaç kişiyle görüşmüştü. Fakat bir türlü onun için “olması gereken ideal eş” kategorisine uymadığı için devam ettiremiyordu. Kimisi fazla güzeldi ama kibirliydi, kimisi Ahmet’ten zengindi, kimisi öyle kimisi böyle diyerek hep erteliyordu. Evlilik düşüncesi onun için çok büyük sorumluluktu. Aile kurmak, sorumluluğunu almak….Ahmet etrafındakilerin boşanma olaylarına şahit oldukça da iyice evlilik fikrinden uzaklaşıyordu.

35 yaşına geldiğinde de “Ben daha küçüğüm 40 yaşımda evleneceğim.” deyip espriyle geçiştiriyordu ama ısrar edenlere de sert tepkiler vermeye başlamıştı. Yıllar öyle hızlı geçmişti ki evlilik düşüncesi onun için espri konusu olarak kalmıştı. 



Bugün eve geldiğinde onu karşılayan biri olsa mis gibi mutfaktan gelen kokular, kapıda bacağına sarılan ufaklıklar… Arkadaşlarının aileleriyle beraber gidilen geziler, etkinlikler… Ahmet o anda irkildi. Gerçekten de hayatında bir kadın olmasını mı istiyordu? “Yoo yooo yooo!” diye sıçradı kanepeden. Bunun fikrini bile istemiyordu. Artık korkutucu ve gerçekleşmesi zor bir eylemdi onun için. 

İnsan imkânları hep devam edecek zanneder.

Çevresinden gelen teklifler, onun için oluşturulmuş seçeneklerin kalitesi gittikçe artacak sanıyordu… Kaçan bir şey yoktu onun için. Yakışıklı, varlıklı ve beğenilen de bir erkekti. Fakat evlilik fikri ilk başlarda onun için ne kadar endişe verici ise yıllar geçtikçe o kadar da korkutucu olmaya başlamıştı. Uzaklaşmış ve düşüncesi bile onun canını sıkmıştı. Artık eski albenileri kalmamıştı, yıllar içinde imkanlarında azalma olmuş, gençliğinden de giden tarafları olmuştu.  Bu şekilde de artık onun çevresinde ilgileneceği eş adayları bir bir elenmişti. Onun beğendiği onu beğenmez hale gelmişti. Hayatında çoğu şeyi ertelemişti Ahmet… Bu kadar ertelediği şeylerin en başında ise evlilik gelmekteydi. Artık gözünde kocaman bir şeydi. Hatta gerçekleşmesi çok güç.  Gerçekleşmesi için artık daha çok çaba sarf etmesi gerekiyordu. Bir yerlerde bir yanlış yapıyordu. Hem çevresindeki iyi evliliklere içten içe imreniyor, baba olmak istediğini hissediyordu. Hem de artık “o kişi”nin olmadığını savunuyordu. Ona layık doğru eş yoktu. 


Korkuları, endişeleri ertelendikçe büyümüştü.

Uzandığı kanepeden huzursuz şekilde söylenerek kalktı. Mutfağa giderken aynada kendi görüntüsüyle bakıştı. Saçları dökülmüş, kırlaşmış hatta göbeğinin öne doğru çıkıntısı artmıştı. Bu halini sevmiyordu. Kendi kendini sevmezken biri onu nasıl sevecekti? Ayrıca şöyle bir etrafına baktığında darmadağınıktı. İnsan zihninin karmaşıklığı bulunduğu yaşadığı yere de yansıyordu. Onu kim doğru eş kategorisine koyabilirdi ki? Bu düşünce canını çok acıtmıştı. Fakat o kendi imkanlarını arttırmadıkça hayatındaki dağınıklıkları toparlanmadıkça nasıl her şey düzene girebilirdi ki?

İlk önce kendinden başlamalıydı. Problemin kaynağı neredeyse oraya inmeli, çözümü de orada gerçekleştirmeliydi. Çevresinden beklediği her ne ise bunu kendi de sunabilecek ölçüde olmalıydı.

Eline ajandasını aldı ve maddeleri sıraladı.

1.Dağınık olan her nere ise toplanmalı

2.Geçiştirilen her ne ise önce oradan başlanmalı

3.Önce kendi albenilerini arttırıp doğru eş için doğru insan olabilmeli

Yaşam insana hep problem getirir. Çözmek ya da çözmemek insanın seçimi. Problemler çözdükçe insanı marifetlendirir. Cevaplanmayan her soru ise ertelendikçe büyüyerek karşısına gelir. Ahmet gelen soruları ertelemek yerine o gün cevaplamayı seçmişti. Önce “doğru kişi” olmaya kendinden başlayacaktı…


   &

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu










Yorumlar

  1. “Doğru kişi olmak “ ne kadar da doğru insan hiç kendine bakmıyor çünkü.

    YanıtlaSil
  2. Mutlu Ökegil2 Nisan 2024 22:42

    İnsan gerçekten önce kendinden başlamalı. Kendine iyi gelmeyen başkasına iyi gelemez. Bekarken mutlu olmayan evlenince mutlu olabilir mi? 😊
    Kaleminize sağlık hocam 🌸🖊️

    YanıtlaSil
  3. Erteledikçe büyüyen kaygılar korkular gibi, erteledikçe büyüyen seçimlerimiz...doğru probleme doğru çözüm bulabilmek dileğiyle.
    Emeğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  4. "Önce “doğru kişi” olmaya kendinden başlayacaktı…"
    Her şey kendisiyle alakalı, ama nedense insan problemin kaynağını dışarda gördüğü için, çözümü de dışarısı çözsün istiyor.

    YanıtlaSil
  5. Çözüme doğru kişiden başlamış. Tebrikler Ahmet :)

    YanıtlaSil
  6. İsteğin şeyin insanı olmayı göğüslemek herkesin göremediği en güzel şey.

    YanıtlaSil
  7. Hayatta durağanlık yok... Çok yakışıklı olan sonsuza dek öyle olmuyor... Algılamış ve problemi kabul etmiş... Çözüm de tez zamanda ikramlanir ☺️

    YanıtlaSil
  8. Kişi kendinden başlamalı🌸

    YanıtlaSil
  9. İnsanın tüm problemlerinin çözümleri kendisinde.. Ahmet gibi önce kendimizi değiştirmeye karar vermeliyiz.. kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder