İkircikli Cezmi

Merhaba ben Cezmi. Pek duymadınız bu ismi belki ama azimli ve kararlı anlamlarına geliyor. Anam beni 5. çocuk olarak doğurmuş. Herhâlde bu son olsun dediler. Mahalleli bana “İkircikli Cezmi” der. Yani anlayacağınız ismimim aksine pek de öyle karar verebilen bir adam değilim. 




Bizim mahalle İstanbul’un eski semtlerinden, eskidikçe kıymetlenenlerden, kahveci Rasim ustanın her sene Ramazan’da iftar verdiği, delikanlı ve ağabeylerin bayramlarda çocukları sevindirdiği, teyzelerin mevlit mevlit koştuğu bir mahalle… Benim ikircikli olduğuma gelecek olursak ne yapayım fıtratım böyle. Çocukluktan böyleymişim ben. Anam okula yazdırdığında tutturmuşum “Ağabeyimin önlüğünü giyeceğim.” diye. Ertesi gün okula gittiğimde çocukların gıcır gıcır giyindiğini görünce yeni önlük istemişim.  Sokakta oyun oynarken bile mızıkçılık yaparmışım. En sonunda da beni kuru fasulye yaparlarmış. Liseye ise zorla gönderdi babam beni. Lise hayatım boyunca ben sanayiye gireceğim diye inat ettiğimi çok bilirim. Son seneme geldiğimde de okulun matematik hocası Muzaffer hoca: “Oğlum etme eyleme bak sen cevval çocuksun, şu sınavlara hazırlan.” dedi de öyle üniversiteyi kazandım. Sağ olsun üstümde emeği çoktur ama beni tanıdığına pişman ettim onu da.  Önce, “Bilgisayar programcılığı okuyacağım.” dedim, sonra bıraktım. “Mühendis olacağım.” dedim. Hatta bir ara “Topçu olacağım.” dediğim de olmuştur yani… Bununla da kalsa yine iyi… Aylarca Jale, diye ağladığımı bilirim. Hoop üç gün sonra Hale!...  Hale’den ayrılıp tekrar Jale’ye dönme çabaları…  Mahallelinin diline düşmüştüm haliyle. ”Ooo, Cezmi abi yine çok kararlısın… Ağabey sen tam toksik ilişki insanısın!…” demeler. Gırgır şamata… Dedim ya ben hep böyleydim. Kasıtlı yapmıyordum elbet. Bir pantolon alacakken bile saatlerce bakar sonra onlarca seçenek arasında kalır hiçbirini almadan çıkardım.  Bir gün arkadaşlarla gezmeye diye çıkar kendimi bir anda cenaze töreninde bulurdum.  Yazları memlekete diye niyet edip memleket dışında her yeri gezerdim.



Döndüm dolaştım peki ben ne yaptım?

Bu mütevazi hayatın içinde her şey olması gerektiği gibi akarken, ilerlerken ve yormazken… Ben akamadım, ilerleyemedim ve yoruldum.  O gülen mahalleliye selam veren yüzümün arkasında hep bir sancı vardı. Böylece sancılı süreçlerim hiç ama hiç geçmedi.  Sessizce bağırmışım, bağırdıkça sağır olmuşum ve artık kendime yabancı olmuşum.  Benim hayatta hiç sancım geçmemiş. Hani beşiği sallarsın bebek uyuyunca durur ya… Suyu kaynatırsın çayı koyunca demlenir ya ben hiç demlenememişim. Geç anladım.
Artık irademi örseleyen bu soruna bir çözüm bulmalıydım.  Ben böyleyim arkasına saklanamazdım.  Sosyal medyada psikolojik danışmanları dinlemeye başladım.  Ve az da olsa içimde kaldığına inandığım iradeyle bir seminere katıldım.  Otuz beş yıllık hayatımda ben dönüşmeliydim artık.  İkircikli Cezmi’nin ikirciği ona hiç fayda vermemişti.  İlişkilerimde yumuşak olmak, esneyen olmak, yormayan olmak istiyordum.  İletişim kurarken kararsız, iradesiz veya ikiyüzlü gözükmek istemiyordum.  Kalemi elime aldım ve duyduğum ilk cümleyi yazdım.  

“Her karar mutlaka bir vazgeçiş ister.”

Yutkundum. Burnumun direği sızladı. Gözlerim yaşardı. Kendimi sorgulamaya başladım. Nasıl yani ben vazgeçişleri olabilen biri değil miydim?  Bir şeylere bağımlı mıydım? Ya da hep bir şeyleri seçenek olarak görmek işime mi geliyordu?

Hemen ikinci cümle geldi. “Bir koltukta iki karpuz taşınmaz.” Tak diye bir tokat yedim sanki.  Her şey aynı anda olmaz. Ya yardan ya serden vazgeçeceksin gibi atasözleriyle de konuyu daha rahat anlamaya başlamıştım. Şapkayı artık önüme koymuştum. Otuz beş yıl sonra… Geç olsun güç olmasın, diyordum bir yandan. Bir yandan da derin düşünceler…

İkircikli Cezmi’nin ikirciğinden kurtulmaya başladığı ilk gündü o gün. Kozadan çıkış misali… 



İnsan seçim yapabilen tek canlı.  Ve her seçimi çok kıymetli.  Dolayısıyla onu seçtiğinde zıddındaki diğer istekten vazgeçebilmeli… 

Hayat iki şeyi aynı anda sunmuyormuş.  Hem ders çalışmayayım hem en iyi üniversiteyi kazanayım, diyen öğrenciler gibi. Ya da mahalledeki temizlik görevlisi Nuri abi gibi. Nuri abi de hem her gün temizliğini yapar hem de “Ah ulan ah! Şimdi emekli olup Ege’de bir sahil kasabasında yaşasam.” demeden edemez.   Ya da alt komşumuz Ahu abla gibi. Ahu abla her pazartesi bir gazla diyete başlar. Her salı pes eder, sipariş üstüne sipariş verir.  Olmuyormuş demek ki bir şeyi feda etmek gerekiyormuş. Diğer insanları bu kadar kolay görebilen ben İkircikli Cezmi keşke biraz da kendimi görebilseydim. 

Pişmanlıkla ve umutla karışık yaşadığım bu aydınlanma belki de dönüşüşüme sebep olacaktı.  Artık mahallenin sadece “Cezmi abisi” olabilecektim. Tıpkı adım gibi azimli, kararlı…Ve o güne kadar yapmadığım bir şey yaptım.

İlişkilerim için…

Sağlıklı iletişim kurabilmek için…

Rol model olabilmek için…

İnsanlar için küçük kendim için büyük… 😊

Sen değişirsen dünya değişir sözüyle

Karar vermeye dair bir karar verdim…. 


   &

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu
















Yorumlar

  1. Mahalleden Ayşe vardı onu anımsattı. Çocukluğum onun gelgitleri ile geçti. Ellerinize sağlık. Hemen ona göndereyim. 😊 onun içün de hala geç değil.

    YanıtlaSil
  2. Kararı ben de ne geç öğrendim. Bazı bilgiler içtiğin su kadar ihtiyaç.

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar güzel ve faydalı bir yazı olmuş... Samimi diliniz çok etkileyici. Emeğinize sağlık ☺️

    YanıtlaSil
  4. Karar vermeye dair karar verdim😍 Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Ümit kesmek yok zaten... Daha nefes alırken hem de...

    YanıtlaSil
  6. kararsızlığın sebebini ne de güzel anlatmışsınız.. kararsız kalıyorsan zıttından vazgeçemiyorsun demektir.. kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder