Anormal Miyiz Yoksa?

İnsan yaşamını kolaylaştıran her ne ise onu yakınında ister. Bu bazen bir ev eşyası, bazen bir araba bazen de bir insan olur.  Hayatın içinde sıklıkla karşılaştığımız şeyler normal gelir. Musluğun kırmızı noktalı tarafından çevirdiğinde sıcak su akması normaldi. Çamaşırları makinenin yıkaması olağan bir durum. Uçakla 1000 km bir yolu 1.40 dakika gidebiliyor olmak normal. Evde kokusuz mangal keyfi de çabası. Tek tuşla kapıya gelen hizmetler…


“Normal olan zaten bu değil mi?” diye sohbet arasında geçen cümlelerimiz var.  Etrafımızda sıklıkla algıladığımız şeyi zihnimiz normalleştirir. Peki bundan çok değil 100 sene öncesine gidebilsek hayatlarda normal olan şeyler nelerdi? 
Elif bayram ziyareti için nenesinin evine gitmişti. Nenesinin evi 100 senelik değildi, ama yaşantısında alıştığı kendi normallerini devam ettiriyordu. 
Yemeği ateşte pişiyordu. Yemeğin yapımından önce o ateşin yanması, odunun közleşmesi bekleniyordu. Ayrıca sebzeler eğer mevsimi ise tarladan taze toplanıyordu. O gün ne olgunlaşmışsa menü oydu. Mevsimi değilse de konservelenmiş olanlar kullanılıyordu. 

Ah ne lezzetliydi o konservedeki fasulyeler, patlıcanlar. Tüm bahar ayı sadece tarlayı hazırlamışlardı. Toprağın havalandırılması, temizlenmesi, ekilmesi bile günlerce sürmüştü. Ekimler yapıldıktan sonra ise günlerce bakımı devam etti. 
Nenesi için hayatındaki normal buydu. Yiyeceği her bir lokmanın üretiminde payı vardı. Böylece az ama öz olan besinleri alıyordu. Hayatında birçok şey sade ve ölçüsü belliydi.

Kıyafeti yetecek kadar, evindeki eşyası ihtiyacı kadardı. Evdeki eşya az olduğu için ultra lüks temizlik aletlerine ihtiyaç duymuyordu. Farklı kimyasallarla temizlik için evi ne kadar kirlenmiş olabilirdi ki? Nenesinin evinin içinde her şey sade değil miydi? Elektrikli eşyaları saymak istediğinde bir elinin parmaklarını geçmediğini gördü. 

Nenesinin yaşına rağmen motivasyonu nasıl bu kadar yüksekti? Sabahları erken kalktığı halde nasıl böyle dinç olabiliyordu? Yaptığı reçeller, yoğurtlar nasıl bu kadar lezzetliydi? Herhalde yaşlılığın hikmeti bu diye geçirdi içinden. Fakat gerçekten yaşlı olduğu için mi böyleydi?  Yaşlılığın normali mi buydu? 

Elif kendini 70 yaşında bile düşünemiyordu. Herhalde ekrana bakmaktan gözleri bozulmuş, sırtı kamburlaşmış, parmakları da uyuşuk olurdu. Elif zaten hayatı yoğun olduğu için şu anda bile akşamları yemeği zar zor hazırlıyordu. İyi ki hazır ürünler vardı yoksa aç kalacaktı diye içinde geçirdi. O anda Elif “Eyvah!” dedi.  Kendisini 70 yaşında hayal ederken gözünün önüne nenesi geliyordu. Fakat o hayatı nenesi gibi algılıyor muydu gerçekten? Elif’in hayatındaki normaller neydi, nenesininki neydi? 

Elif sabahları yumurta haşlarken bile sabırsızdı. Dışarıdan zaten 10 dk. gelen kahvaltıları vardı. Buzluğundaki dondurulmuş hazır gıdaları düşündü. Onları şipşak hızlıca çözdürüp yiyordu. Eee herkes böyleydi… Çevresindeki herkesin normali buydu... 

Asıl anormal olan nenesiydi. Fakat nenesinin hayat motivasyonu, neşesine sahip olmak çevresindeki herkesin isteğiydi. Hatta bu isteklerini gerçekleştirmek için de çokça para döküyorlardı. 

Anormal olan neydi gerçekten? 

Elif hayatında onu zorlaştıran şeyleri düşündü? 

Çevresinde normal kabul ettiği ama onun özgürlük alanını sınırlandıran şeyler. 

Hayatta neyi algılarsa onu aktaracaktı. Bedeni neyi algılarsa, zihni neyi algılarsa, midesi, gözü, kulağı hatta içine çektiği nefesi bile. Neyi sürekli görüyorsa ve yakınındaysa onun için normal olacaktı.

Elif nenesinin çiçeklerle döşediği balkonunda çiçekli minderinde ballı sütünü içerken bunları geçirdi aklından. İçtiği süt bile şişirmiyordu karnını. Bir şey vardı.. Herkese normal gelen ama mutlu etmeyen… Yine bir şey vardı şu an anormal gelen fakat toplamda mutlu eden…



İnsan yaşamını kolaylaştıran her ne ise onu yakınında isterdi. Yine insan toplamda mutlu, keyifli, sağlıklı, başarılı ve özgür olmak da isterdi. 
Peki insan sadece o anda hayatına, algısına aldıklarıyla toplamda mutlu edenler mutsuz edenler neydi? 

Elif için bayram ziyaretinden fazlası oluyordu. Belki de hayatındaki normalleri ve anormalleri gözden geçirmenin vakti gelmişti. Kim bilir?…

                                                                                        &

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu






Yorumlar

  1. Kaleminize sağlık... Farkındalık oluşturan bir yazı...

    YanıtlaSil
  2. Normalin ve anormalin değişkenliği karşısında doğrunun ve yanlışın kalıcılığı duruyor…

    YanıtlaSil
  3. Doğruları normalimiz haline getirmek dileğiyle, emeklerinize sağlık🎀

    YanıtlaSil
  4. Mutlu Okegil20 Mart 2024 13:41

    Normaller gerçeklerimiz olmaya başladığında, gerçek bizden uzaklaşıyor. Biz de normalleri gerçeklerimiz zannetmeye başlıyoruz. Önce algımız sonra da aktarımımız bozuluyor…
    Ne güzel bir yazı, kaleminize sağlık hocam 🌸🖊️

    YanıtlaSil
  5. Çok anotmal lüksler içinde yaşamamıza rağmen ne kadar normallestirdik değil mi ? Nerden anlıyoruz? Tatminsizliklerimizden....

    YanıtlaSil
  6. İnsanların yaşantılarına rahatlaticilar girince gerçek mutluluğu unutur oldu. Güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Azın bereketini, sadeliğin insanın hayatına ne kadar da temas ettiğini aktaran bu güzel yazı için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  8. Normale anormale göre değil de gerçek ve sahteye göre yaşadığında insanın kafası karışmıyor...Normalimizin gerçekler olması dileğiyle.. kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder