SİL BAŞTAN YAŞAMAK

 

Kız kardeşim yurt dışından hem kendine hem de bize alışverişler yapmış. ‘’Aaa bunlar sana büyük değil mi?’’ diye sordum bazıları için. ‘’Sorun değil bana uymayanları sana, sana uymayanları anneme düşündüm’’ dedi. Hediyelerimizi alıp eve geldim.

Komşum aradı bana ihtiyaç duymuş, kahveye gelmek istedi. Eşinden, çocuklarından, kayınvalidesinden çok bunalmış! ‘’Atsan atamıyorsun, satsan satamıyorsun!’’ dedi. O an kız kardeşim geldi aklıma. Konu kıyafet olunca insan çok da düşünmesine gerek kalmıyor. Ama daha önemli konularda insan bu kadar da rahat olamıyor. Hele söz konusu eşler, çocuklar olunca ‘’bana uymadı, belki sana uyar, al hadi’’ denmiyor!

İçeri öfleyerek girdi. İç çekiş sesiyle ne çok çektiğini göstermek istedi. Bir yandan beni övdü bir yandan sitem etti.

‘’Saygıcığım, bir güzel kahve içelim dertleşelim istedim. Sen bana çok iyi geliyorsun. Ama sen beni pek az arıyorsun!’’ dedi. İki lafın arasında kahvesinden yudum aldı. Eşinden çocuklardan kayınvalidesinden dertlendi. Kısacası insanca dertleri vardı, aslında herkesin bir benzerini yaşadığı. Sonra döndü bana çattı. Her gelişinde yaptığı gibi.  ‘’Her sefer ‘Saygı’ diye isim mi olur diyorum kendime, kızma ama erkek ismi gibi!’’

Şöyle bir baktım komşuma… 20 yıllık komşum iki benzemez olarak nasıl buralara kadar gelebilmişiz diye düşündüm. Ben ne kadar gerçekçiysem komşum o kadar hayalperest. Kendi hayalindeki senaryolara inanır, tavır yapar. Kendi kendine bir şeylere içlenir, gönül koyar. ‘’Hadi gönlünü alayım’’ dersin, bakarsın o çoktan unutmuş bile.  Üzülmesiyle sevinmesi bir olan insanlardandır.

‘’Çocuklarım için katlanıyorum işte başka çarem yok ’’ dedi.

‘’Çocuklarının ikisi de üniversiteye gidiyorlar ne çocuğu!’’ dedim içimden. Sanıyorum daha çok içimden konuşuyorum. Fazla konuşmayı, fazla hareket etmeyi sevmiyorum. Çok konuşan, çok hareketli insanlar da yoruyor beni! 

‘’Bir şey demeyecek misin Saygıcığım? Sana da bir şey anlatılmıyor! Ağız tadıyla gıybet yapamıyoruz! Git gide anneannene daha çok benzemeye başladın sen!’’ Hatırlıyorum; ne zaman rahmetli anneanneciğime şikâyette bulunsam ‘’haline şükret, O’na da dua et’’ derdi. Ağız tadıyla kimseye beddua edemezdim! ‘’Keşke o bilgeliğine benzeyebilsem!’’ diye düşündüm. Ondan öğrendiğim ne çok şey vardı.

Bir gün elinde gümüş aynasıyla beni çağırmıştı.

  •  ‘’Bak’’ dedi ‘’aynada kendine’’

 Baktım, en genç, en güzel halimle ayna karşısındaydım, bir tane bile kırışığım yoktu. 

  • ‘’Şimdi bana bak’’ dedi.

 Baktım kırışık, nur yüzlü, beyaz örtülü, pamuk ananeme.

  •  ‘’Bir gün aynaya baktığında göreceğin yüz benim gibi olacak’’ dedi. ‘’Hiç anlamayacaksın zamanın nasıl geçtiğini!  Bir bakmışsın yaşlanmışsın! Güzel torunum yaşlılık güzel ama geride ne bıraktığın önemli! Hayat sil baştan yeri değildir. Eğer sana faydası olacaksa geriye bak, tecrübe çıkar. Ama ağlamak için değil, fayda vermek için bak. Ümidini hiç kaybetme. Çünkü her gecenin bir sabahı var.’’ 
  • ‘’Ananeciğim bugünün nasihatleri bunlar mı?’’ diye sormuştum elimde gümüş aynaya bakarken.

Her görüştüğümüzde mutlaka bana bir nasihatte bulunurdu. Ama öncesinde mutlaka benden bir şeyler yapmamı isterdi. Her nasihat öncesi ‘’acaba bu sefer benden ne isteyecek?’’ diye düşünürdüm. Bazen ıhlamur, bazen ada çayı, bazen tülbentini yıkamamı, bazen eteğini ütülememi isterdi. O gün de çeyizinden kalma gümüş aynasını parlatmamı istemişti. Yaptığın işi güzel yap derdi.

  •  ‘’Güzel torunum annene-babana, ailene, ilerde eşine, mahallene, milletine önce fayda ver sonra da neşe ver’’ dedi.
  •  ‘’Kalbini güzelleştir, elini güzelleştir, evini güzelleştir. Elin de, dilin de hep ikramlı olsun e mi güzel torunum…’’ diye başlamıştı anlatmaya…

  • ‘’Anneanneni mi düşünüyorsun?’’ diye sordu komşum. ‘’Bilge bir kadındı ama anlattıkları aklımda kalmadı. Acaba kocam için, kayınvalidem için ne derdi bugün yaşasa?’’
  • ’Hayat sil baştan yeri değil, elindekilere şükret ve kıymetini bil.’’ derdi muhtemelen Sevgili Sevgiciğim.
  • ‘’Ayy bayılıyorum senin ismimin önüne sevgiliyi koymana’’ diye sözümü kesti Sevgi.
  • ‘’Sevgili komşucum insanlar eşleriyle uzun süreli problem yaşadıklarında, problemin nedenini göremeyeblirler. Aslında kendi hatalarımıza bakmaktır doğru olan. Başkalarını suçlayarak çözüme varamayız. Hiçbir insana devamlı şikâyet etmek iyi gelmez. Ve hiçbir insan sürekli şikâyet edenle bir arada olmak istemez. Teşekkürdür iyi gelen, iyi olan, ihtiyaç gideren.’’
  • ‘’Ne yapayım diyorsun yani Saygıcığım? Var mı bir çözümün şu komşuna?’’
  • ‘’Var tabii var olmaz mı Sevgiciğim ama ne zaman? Önce sen bir düşün, deneyim transferi yap kendi yapıp ettiklerinden. Sonra bana anlat çıkarımlarını.’’
  • ‘’Anladım Saygıcığım bayılıyorum senin şu nezaketine. O zaman bana müsaade. Arkası yarın deyip, Saygı ve Sevgi ile kalalım. En kısa zamanda görüşmek üzere. ’’

Baktım arkasından tebessümle.

İnsanın önce kendi hayatından sonuç değerlendirmesi yapması ne kıymetliydi.

Oysa başkasını suçlamak ne kolaydı.

Ve insan biliyordu kıymetli olanı.

Sadece o anda işine gelmiyordu.

Hep yaptığı gibi kolay olanı seçiyordu.


                                                                    ...



 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu




Yorumlar

  1. “Hayat sil baştan yeri değildir. Eğer sana faydası olacaksa geriye bak, tecrübe çıkar. Ama ağlamak için değil, fayda vermek için bak. Ümidini hiç kaybetme. Çünkü her gecenin bir sabahı var.’’ Bu bölüm etkiledi beni… Teşekkürler, kaleminize sağlık.🌷

    YanıtlaSil
  2. Silmek bir marifet gibi anlatılır halbuki kolay olandır.sahip olduklarını kabullenmek deneyim çıkarmak geliştirmek güzelleştirmek zor olan..Vazgeçmemek icin ümit veren cok guzel bir yazi. Tesekkur..

    YanıtlaSil
  3. Ay ne güzel bir yazı🌼 çok faydalandım keyif de aldım. 🙂Ah Bu hayatta her şeyin bir sınırı bir kotası var bize verilen sürede sınırlı. Sınırlı süre zarfında sınırsız hayatı kazanmaya çalışıyoruz. Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşıyoruz🌸 O yüzden hep sil baştan yapıyoruz. İşte hayat sil baştan yeri değil o yüzden deneyim transferi gerekiyor.

    YanıtlaSil
  4. Hayat sil baştan yeri değil.... Ne kadar güzel bir yazı kaleminize sağlık ♥️

    YanıtlaSil
  5. Yaptığın işi güzel yap.
    Önce fayda ver sonra neşe ver.
    Güzel stratejiler.

    YanıtlaSil
  6. Emeğinize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  7. Gülbin AVCI25 Mart 2024 08:49

    Emeğinize sağlık🌸

    YanıtlaSil

Yorum Gönder