Dün akşamdı. Hava yeni kararmıştı. Ezan sesini çok net
duyduğuma eminim. Çünkü en son bu kadar net duyduğumda 6 yaşındaydım. Ve
dedemin eline, yüzüme inen gözyaşlarımı siliyordum.
Yine o gündü sanırım sözünü tutmanın önemini ilk duyduğum
zaman. Çünkü dedem demişti ki Methiye;
‘’ O çok özel bir kadındı. Az konuşur çok
tebessüm ederdi. Az söz verir, verdiği sözü tutardı. Sen de onu örnek al, az söz ver ve sözüne
sadık ol.’’
O gün bu cümle biraz hoşuma gitmişti ama bugün anlamakta zorlanıyorum. İşin aslı tutamayacağım bir söz verdim. Ama tutabileceğimi
zannettim.
Şimdi de amcam bir nakliye firmasına götürüyor beni. Çünkü
dün okuldan çıkışta çocuklar koşuyorlardı. Etrafta birkaç tane kamyon vardı.
Kamyonların damperlerine çıkıyorlar sonra oradan atlıyorlardı. Çok eğleniyor
görünüyorlardı. Ben ilk önce uzak kaldım. Ama sonra merak ettim. Biraz daha
yaklaşmak istedim. Baktım Hamza ve Abbas da orada oynuyorlar. Biraz daha
yaklaştım. Sanırım ilk hatam bu oldu. Kendimi sakınamadım.
Çocuklar kamyonlara çıkıyor sonra üzerinden dönerek
atlıyordu. Ben önce onları seyrediyordum. Sonra bir baktım aralık bir bahçe
kapısından içeri bakıyorum. Asıl seyrettiğim yere sırtımı dönmüşüm. Nasıl
olduğunu bile anlamadım. Ama görmemem gereken bir şeye şahit oldum.
Büyük amcam kendisinden yaşça büyük bir adama tokat attı.
Adam yere düştü ve ağlamaya başladı.
- "Paramı kesersen kiramı ödeyemem beyim, zor geçiniyoruz ne olursun parça parça kes" diyordu.
- "Hayır" dedi büyük amcam. Benim kamyonlarımı kullanırken dikkat etmen gerekirdi. Madem kaza yaptım bunun parasını ödeyeceksin."
Bir anda içeriden bir kadın çıktı. O da ağlayarak yere
düşmüş olan kamyon şoförüne sarıldı. O zaman anladım ki, karısı da amcamın
yanında çalışıyor.
Amcam kadını da işten çıkarmaları için emir verdi. Etrafında
malına zarar veren kimseyi görmek istemiyormuş.
Tutamadım kendimi ya, içeri girdim.
Önce kadının omzuna dokundum. Elinden tutup kaldırdım. Sonra
da adamı kaldırdık yerden
İkisi birbirine sarılıp kapıya doğru yöneldi.
- "Böyle anlaşmamıştık, böyle söz vermemiştin, aktimiz böyle değildi" diye söyleniyorlardı.
Sessiz kalırsam suçlu olacağımı anladım.
- Amca! diye seslendim
Amcam tam evin içine giriyordu ki geri dışarı çıktı. Beni
görünce şaşırdı. Ben de şaşırdım. Çünkü tebessüm etti.
- "Methiye, sen misin?" dedi. Yüzünde garip bir şaşkınlık vardı
- "Amca evet benim, bu insanların yaşadığı sorun ne?" dedim
- "Seni ilgilendiren bir konu değil Methiye." dedi küçümseyerek
- "Olsun" dedim "söyle çünkü haksızlığa uğramış gibiler" dedim
- "Ben mi haksızlık etmişim" diye hiddetlendi. "Asıl onlar benim malıma zarar verdi. Ben haksızlığa uğradım" dedi.
Daha bir sürü şey söyledi onlara yapabilecekleri hakkında.
- Peki dedim "şimdi ne yapacaksın?"
- "Bütün borcu onlardan alacağım. Kamyonumum tüm zararını karşılayacaklar" dedi.
- "Ne kadar bu borç?" dedim
- Güldü, "neden sordun?" dedi
- "Ben üstleniyorum!" dedim
- Amcam dedi ki, "Methiye peki , bunların borcu 50bin lira. Nasıl ödeyeceksin?"
- "Yengeme ev işlerinde yardım ederim" dedim.
- "Peki o zaman her gün okul çıkışında buraya geleceksin tamam mı?" dedi.
- "Tamam" dedim
Ben aslında inanıyordum yapabileceğime. Tüm özgüvenimle
arkamı dönüp kapıya yöneldim ki, Hamza ve Abbas’ı gördüm.
Beni neredeyse sürükleyerek eve götürdüler. Önce olanı
biteni yengeme anlattırdılar. Yengem çok üzüldü.
- "Neden gittiniz oraya?" diye söylendi. Bu çok dikkatimi çekti. ''Neden söz verdin?'' demedi. ''Neden gittiniz oraya?''dedi. Yaklaşmamam gereken yere yaklaşmıştım yani.
Sonra akşam amcama anlattık. Ve amcam dedi ki;
- "Madem borcu üzerine aldın, o zaman ödemek bizim borcumuz. Sen bizim yavrumuzsun, başka bir eve gitmeyeceksin." Ve ezan okunmaya başladı. Dün akşam son duyduğum bu oldu. Uyumuşum.
İşte o yüzden bu sabah ilk iş amcam beni nakliye firmasına götürüyor.
Çünkü biriktirdikleri parayı büyük amcama benim üstlendiğim borç için verecek.
İşin garip tarafı içi rahat görünüyor. Ama bana çok şey öğrettiler.
Bir söz vermeden önce çok iyi düşün ölç tart.
Gücün kadar söz ver. Ve tutabileceğin sözün azını dile getir.
Kimseyi beklentiye sokma ama beklediğinden fazla ver.
İnsanın kalitesini gösteren bir stildi.
Büyük amcam mı? O da sözünde durdu. Parayı aldı…
&
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
Düşünmeden yaptığımız, düşünmeden söz verdiğimiz ne çok şey var bu hayatta
YanıtlaSilKeşke hepimiz Ahde vefa yapabilsek sözümüze sadık kalabilsek sözde bile ölçü ne kıymetli elinize emeğinize sağlık
YanıtlaSilYazanın kalitesini gösteren bir yazı olmuş . Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilHer yaştan herkes için çok güzel bir yazı elinize emeğinize sağlık
YanıtlaSilGüvenilir insanın tarifi buymuş demek ki: Az söz ver, verdiysen de sözüne sadık ol.
YanıtlaSilkeşke verdiğimiz ilk sözü tutabilsek
YanıtlaSilSevgili Methiye… Kendi küçük kalbi büyük… Yine harika bir yazı. “Karşındaki insanı mutsuz etmek istiyorsan söz ver ve tutma!”
YanıtlaSil