METHİYE'NİN GÜNLÜĞÜNDEN 2- MERHABA İYİLİK

 

Günlüğümün adını iyilik koymaya karar verdim. Çünkü hiçbir çocuğun hayatında kötülük olsun istemiyorum.

Her çocuk ve her insan iyilikler içinde olsun istiyorum. Ama dünyada yaşananlara bakınca da böyle olmayacağını anlayabiliyorum.

Yine de ben vazgeçmeyeceğim. Hep iyilikle kalmaya çalışacağım. O yüzden defterime iyilik adını verdim. Hiç unutmayayım diye.




Dün ne oldu biliyor musun?

Sabah yengem bizi okula hazırladı. Hep birlikte gittik. Giderken, bugün okul çıkışında bizim yardımımıza ihtiyacı olduğunu söyledi. Sevindik. Onun için bir şeyler yapabilmek hoşumuza gidiyor zaten. Ama bu defa sofra toplamasına yardım etmek gibi değildi. Ya da bakkaldan ekmek almak gibi değildi. Onlar zaten çocukların hayatın içerisinde yaptığı şeylerdi. Bu defa başka bir şeydi.

-          ''Tamam'' dedik, ''ne lazımsa yaparız.''

Ama hepimiz merak ettik. Okulda tenefüste buluştuk kardeşlerimle. Neye ihtiyacı var acaba dedik. Aslında çok havalı görünüyorduk. Kendi aramızda konuşuyor ‘’düşünelim sonraki tenefüs tekrar buluşalım’’ diyorduk. Bizi büyük bir maceranın beklediği ortadaydı. Ama o macera neydi bir türlü anlamıyorduk.

Kendi kendimize bir sürü hayaller kurduk. Tepelere tırmandık, taşlardan atladık.  Koşalım dedik, duygusal olarak kendimizi hazırlarken, fiziksel olarak da hazırladık.

  • Yan yanaydık.
  • El eleydik.
  •  Kardeştik.
  • Ve kardeş olarak hareket edecektik.

Problem her ne ise birlikte çözecektik. Zaten en küçüğümüzü aramızda idare edebilirdik. Ellerimizi üst üste koyduk. Birbirimize söz verdik. Gevşemeyecektik, yılmayacaktık. Birbirine bağlanmış zincirler gibi yıkılmadan mücadele edecektik.

Sabahtan öğlene kadar her kırk dakikada bir birbirimizi güçlendirdik. Ama işin aslı bizden ne isteneceğini bilmiyorduk. Ama kararlıydık. Hamza’yı lider seçtik. En güçlümüz oydu. Ali en küçüktü, ama çok akıllıydı. Çok söz dinlerdi.

Çıkışta önce biz buluştuk sonra kapıda bekleyen yengemin yanına koştuk. Hepimize tek tek sarıldı. Öptü bizi. Yorgun görünüyordu. Birazda terlemişti. Kokusu taze açmış karanfilleri anımsattı. Sonra dedi ki;

-      '' Eve gitmiyoruz, bahçeye gidip ağaçlardan meyveleri toplamamız lazım. Bu zor bir iş, benimle bu zor işi yapmaya var mısınız? Sizi bıraktıktan sonra ben gidip topladım ama siz olmadan bitiremem.''

Hep birlikte;

-         ''' Varız!'' diye haykırdık.

İşte görevimiz gelmişti. Ve sınırlarımız belliydi. Hepimiz Hamza’ya baktık. Onun askerleriymiş gibi onu takip ettik. Tabi Hamza’da yengemi takip etti.

Hep birlikte arabayla bahçeye gittik. Çok ağaç vardı ve çok meyve. Bazıları yedi kollu devlere benziyordu.


Yengemin öğrettiği gibi toplamaya başladık. Büyükler ağaçlara çıktılar ve Topladığımız meyveleri önce büyük sepetlere dolduruyor sonra da o sepetleri arka döküyorduk. Ark bahçenin ortasından geçen bir akarsuydu. Ve onunla oynamaya bayılıyorduk. Hepimizin bir işi vardı. Ali’nin bile. Boş sepetleri götürüp ağaçtakilere veriyordu. Çocuk bile olsa her insanın bir gücü vardı. Gücü doğrultusunda bedel ödemek daha da güçlendiriyordu. Ali’ye bakınca emin oluyordum. Önceleri sepetleri zor taşırken sonradan kolaylıkla taşır hale geliyordu.

Suya elmaları dökerken annemi hatırladım. Onunla da gül toplaya gitmiştik. Yine böyle bir akarsuda oyunlar oynamıştık. Kokulu bir elmayı suda yıkayıp bana uzatmıştı. Bir elmayı paylaşmıştık. O gün altı yaşındaydım. Ve altı yaşında bedel ödemenin mutluluğunu tatmıştım.

Gözlerimin dolmasına izin vermedim. Gevşemedim, üzülmedim. Çünkü hakikaten iyiliğe inanıyordum. Bunun beni üstün yapacağına da tüm kalbimle inanıyordum.


Yengemin yanına koştum. Yıkanıp tenteye alınan elmaları kontrol ediyordu. Ona sarıldım. O da bana sarıldı saçlarımı öpüp kokladı.

Ve sonra komutanımız Hamza ağaçtan inip bizi topladı. Yengem yere sofra kurdu. Ve birlikte börek yiyip ayran içtik. Öyle çok güldük ki. En çok da Ali’ye güldük. Hem uyuyor hem de böreğini yiyordu. Ama bir zorluğu birlikte kolaylaştırmanın keyfini yaşıyorduk.



Demek ki, söylenenler doğruydu. Mutlu olmak için çok şeye ihtiyaç yoktu. Biraz iyilik her şeyi çözüyordu. Nasıl mı? İyiliğin karşılığı iyilikti.

&

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu





 

 

 

Yorumlar

  1. Emeğinize sağlık. Bu yazıyı yazmakta bir iyi🫠

    YanıtlaSil
  2. Güzel bi yorgunluktan sonra içilen ayranın tadı bi başka oluyo tabii 🥰

    YanıtlaSil
  3. Kendi küçük, kalbi büyük, iyi kızımız… Sen günlüğünü hep bizimle paylaşır mısın? Bizim de iyilere, iyiliklere inancımız artsın… Sana kocaman sevgilerimle…

    YanıtlaSil
  4. Gecmise dair en çok hatırımızda kalanlar bu güzel yazıdaki 6 yaşında yediği kokulu elmalar gibi calışıp ürettikten sonraki keyiflerimiz diye düşündüm...Eline saglik yazanın..

    YanıtlaSil
  5. Methiye öksüz ve yetim olduğu için insan daha bir hassaslaşıyor. Oysa iyiliğe hepimizin ihtiyacı var.

    YanıtlaSil
  6. Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı

    YanıtlaSil
  7. İyilikte yarışmak ümidi ile elinize emeğinize sağlık be güzel ne sıcak bir yazı

    YanıtlaSil
  8. Çocuk yaşta birlik, beraberlik ruhu içinde üretmek , faydalı olmak, bundan keyif almak... Ne kadar anlamlı. Bugün ne çok ihtiyaç duyuyoruz aslında ...

    YanıtlaSil
  9. Elmayı toplatmayı bırakın evde olan elmayı soyup yemeyen çocuklarımız var. Dahası biz soyup amman yavrum sen yorulma diyip yediriyoruz.

    YanıtlaSil
  10. Küçük bir çocuğun duyguları, hep birlikte çalışıp üretmenin keyfi ne güzel anlatılmış. Emeğinize sağlık🌷

    YanıtlaSil
  11. Ah Methiye hakikaten çok tatlısın ve iyisin.
    Ne güzel bizi de kendi çocukluğumuza götürdün kalbimize dahaca günahların bulaşmadığı zamanlara… Ama evet senin de dediğin gibi İyiliğin karşılığı hep iyilik o zaman şimdi biz de seninle başlayalım bir iyilik günlüğü tutmaya ve kalbimizi temizlemeye…

    YanıtlaSil
  12. İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey mi olacaktı ki...
    Yeterki sen iyilik yap..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder