Kopkoyu bir yeşil. Hatta nasıl biliyor musun? Yemyeşil.
Yengem Arapça konuşur. Arapça da ‘’Müdhammetan’’ deniyor. İşte öyle yeşil bir defter hediye etti öğretmenim. Defter de değil, aslında bir günlük. Yemyeşil yazılarla dolduracağım yeşil bir günlüğüm var artık.
Hiç beklemiyordum. Öyle büyük sürpriz oldu ki bana.
Dersteyiz ve öğretmenim tahtada bir şeyler yazıyor. Ben ise elimi defterimin
üzerinde gezdiriyorum. Arkadaşlarıma ayıp olmasın diye sarılmıyorum. Sevincimi
gizliyorum onlar özenip üzülmesin diye. İlk kez hediye aldığımdan mıdır nedir,
şu an sadece defterimi düşünüyorum.
Methiye benim adım. 9 yaşındayım. İlkokul üçüncü sınıfa
gidiyorum. Babam ben doğmadan önce vefat etmiş. Üç yıl önce de annemi
kaybettim. Amcam ve yengemin yanındayım. Tek çocuktum aslında. Sonra bir anda
çok kalabalık bir aile olduk.
Amcam çok çalışır, gece gündüz koşturur. Zaten tır şoförü.
Bazen çok uzaklara gider günlerce gelmez. Benden küçük kuzenlerim var. İki
tanesi benden büyük, 3 tanesi benden küçük. 6 kardeşiz yani evde ama hepimiz
çocuğuz. Amcam varken yaramazlık yapıyoruz. Koşuyoruz, oynuyoruz, birbirimize
sataşıyoruz ya da sokağa çıkıp yarış yapıyoruz. Ama evde yoksa o zaman hepimiz
usluyuz. Yengemi üzmek istemiyoruz. Çünkü o kadar güzel bir anne ki. Bazen
annemin merhametini onda buluyorum. Bazen de fazlasını veriyor.
Yengem merhametli bir kadın. Evet ama aynı zamanda çok da adil. Beni hiç kendi çocuklarından ayırmaz. Hayır öyle değil, sizi kandırdım. Cümleyi yazarken aklıma geldi birden. Beni bazen ayırır. Hatta geçen gün hepimiz acıkmış bir şekilde okuldan geldik. Evde çorba vardı. Hepimizin tabağına koymuş yedik. Ama sonra canımız tatlı çekti. Tam pekmez isteyecektik ki, baktık kavanozun dibinde azıcık kalmış. Sustuk. Çünkü biz 6 çocuğuz. O üzülmesin diye vazgeçtik. Ama o bizi çağırdı. Eline çay kaşıkları aldı. Çay kaşığıyla en küçüğümüzden başlayarak pekmez verdi bize. Beni sona sakladı. Bana kalan tüm pekmezi yemek kaşığıyla verdi. Hayatımın en tatlı anıydı. Belli ki onun için daha fazlaydı. Yüzünde sonsuz bir zamanın hazzı vardı. O güne kadar ödediği tüm bedellerin karşılığı bir kaşıkta saklıydı.
Defterime resimlerde çizmek istiyorum. Hepimizin resimlerini çizeceğim. Bilmiyorum belki de bugün çok hevesliyim. Sanki hem ihtiyaç duymuşum da şimdi ihtiyacım karşılanmış gibi geliyor. En çok istediğim bu günlükmüş gibi hissediyorum. Öyle çok mutluyum yani.
Selam selam yengeciğim.
Selam olsun bizi bağrına basışına.
Emanetim deyip sarılışına.
Dilerim tüm yollara selamla gidersin
Selam sözü ile müjdelenirsin.
&
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
Acaba hem kendi hem de başkasının emanetlerine yeterince sahip çikabiliyor muyuz? Düşünecek çok şey var bu konuda.
YanıtlaSilne güzel kadınlar var.. bir kaşıkla tüm bedelleri...
YanıtlaSilYetime sahip çıkan bir yenge ve bunu unutmayan bir çocuk ne kadar etkileyici
YanıtlaSilSevgili Methiye hem yetim hem öksüz… Ondan öğrenecek çok şey olacak… Onu sahiplenen iyi yenge… Yollarınız açık olsun. 🌷
YanıtlaSilMethiye’yi ve yengesini çok sevdim. Maşallah ne güzel yürekler var.
YanıtlaSilVe hakikaten hayal değil varlar.
Hepimizin yolunun böyle güzel insanlarla kesişmesi ve onlardan bu hayata dair güzel şeyler öğrenmek dileğiyle 🌱
Merhamet... Ne kadar önemli. Çok güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık
YanıtlaSilEllerinize sağlık olsun
YanıtlaSilNe kadar zor hem merhametli ve hem adaletli olabilmek.
YanıtlaSilGüzel bir farkındalık.. Adaletli olalım derken merhameti , merhametli olalım derken adaleti kacirabiliyoruz çoğu zaman..
Dokunaklı bir yazı için teşekkürler
YanıtlaSil