Kulağına Küpe Olsun


KULAĞINA KÜPE OLSUN

Günlerdir eşe dosta haber edilip planlanan piknik günü gelip çatmıştı. İnsanlar eğlenirken toplanmaktan daha bir keyif alırlar. İster denize gitsinler, ister pikniğe, ister sinemaya... Ne yaparsa yapsın “Hadi gidelim” diyerek, gezmeyi sevmeyenleri bile harekete geçirir bu birleşme. Birleşmenin bereketinden midir nedir, toplanınca işler nasıl kolayca hallediliyorsa, birleşince pikniğin de lezzeti artıyordu adeta...

Mert daha dünya evine gireli iki ay olmuş, eşini akrabası, ailesiyle kaynaştırmak için bu pikniği fırsat bilmişti. Çok sevdiği motoruna eşini ve tedbirini alıp yola koyuldu. Yetişmeye çok az kalmıştı ki yakıt bitti oracıkta kaldılar. “Ben sana alalım demiştim Mert, beğendin mi yaptığını?” diye söylense de, çözümlemeye bir katkısı yoktu aslında. Derken dayısının geçtiğini fark edip aradı hemen. Ah geçmiş olsun, vah vah faslından sonra; “Arabada bir ip var az ilerde benzin istasyonu olacaktı oraya kadar gidebiliriz.” diye düşündüler. Daha önce böyle bir deneyimi olmayan dayı-yeğen daha yüz metre bile gidemeden motorun devrilmesiyle bi hayli panikledi. “Motor kontrolümde değil dayı tutunamadım.” dedi elindeki koca yarayı kapatmaya çalışırken. Yoldan geçen birkaç deneyimli motor kullanıcısı yardım etti ve ustalıkla en yakın benzin istasyonuna geldiler. Hastaneydi, doktordu, dikişti; önemsenmeyen yakıt alımı meselesi, önemsenen bir zaman kaybına yol açtı. Gidememesi, can acısı da cabası..


“Kontrolü bende değildi.” dedi tekrar eve dönüp balkonda günü değerlendirirken...

Hayatında kontrolü elinde olmadığı halde ne çok alanda iş halletmeye çalıştığını düşündürdü. Kontrolsüzce kurduğu bu cümle ona... 

İş yerindeki arkadaşının kıyafetlerini eleştirip düzgün giyinmesi gerektiğinden, kız kardeşinin sosyal medyada paylaştığı saçma sapan şeyleri kaldırmasına, apartmanın ortak bahçesini kafasına göre dizayn etmesinden, mahalledeki çocukların oyun kurallarına kadar... Üzerine vazife olmayan bir çok şeyi kendine nasıl da yük ettiğini ve her seferinde nasıl başarısız olduğunu düşündü. Oysa aracın yakıtını takip etmek zamanında almak onun kontrolündeydi. 

İş yerinde arkadaşına güzel bir kıyafet alıp hediye etmek, kız kardeşine zaman ayırıp verimli vakit geçirmek, apartmandakilere sevdikleri çiçekleri sormak, mahalle çocuklarının oyununa onların koyduğu kurallara göre uyumlanabilmek kontrolündeydi...


İnsan kontrolü elinde olmayan şeylerle uğraşınca kendi hayatının kontrolünü kaybettiğini bir anlasaydı keşke. Onu düzeltmeye çalış, bunu düzeltmeye çalış... Hem kimseyi düzelteme, hem hayatın elinden kayıp gitsin...

İnsanın kendine yaptığı bu kötülük düşününce hiç akla mantığa sığmıyor. Yaşadığı bu olay çok etkiledi Mert’i. Elindeki sargıya baktı ve sustu düşünceleri... 

Eline atılmış olan bu üç dikiş, hayatı boyunca kulağına küpe olacak izlerdi... 

&

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


Bu yazıyı beğendiyseniz benzer yazılarımızı  buradan okuyabilirsiniz.

Yorumlar

  1. Bende yazıya baktım ve sustum....öylece kalakaldım.

    YanıtlaSil
  2. İnsan başkasının hayatın da başrol olunca kendi hayatında figüran kalıyor. Kaleminize sağlık🌿

    YanıtlaSil

Yorum Gönder