Etin Kemiğe Yakın Olan Yeri


ETİN KEMİĞE YAKIN OLAN YERİ

Osman Bey her zamanki kasabına gitmiş eşinin sipariş ettiği etlerden alma niyetindeydi. Yılların ustası olan Rüstem o gün yoktu. Yerine oğlu Salih bakıyordu. Rüstem kasap etin her türlü inceliğine vakıf bir insandı. Osman Bey onu göremeyince biraz üzüldü ama oğluna da bir şans vermek istedi:

-Oğlum selamlar, baban yok mu?

-Birkaç gün şehir dışında olacaklar Osman amca, buyur ben yardımcı olayım, emrini söyle!

-Estağfurullah oğlum emir değil rica, eve biraz et lazımdı. Bana dört tane ön koldan incik, orta yağlı zırh kıyma ve biraz da kuşbaşı doğrar mısın?

-Olur tabii, her zamanki gibi etin kemiğe yakın olan yerinden verelim kuşbaşıları, değil mi?

-Evet yavrum, etin en kıymetli yeri, kemiğe en yakın olanıdır bilirsin...

-Bilmem mi? Ustamdan aldığım ilimle etin her halini öğrendik şükür. 

-Ne kıymetli bir şey yavrum, şimdilerde ne usta kaldı ne çırak… Herkes bir üniversite okuma derdinde. Kimse mahallemin kasabı, manavı, tamircisi, elektrikçisi olayım demiyor. Herkesin gözü yükseklerde, oysa bu ülkeye doktor, mühendis, pilot kadar su tesisatçısı, tamirci, yol yapan işçi de lazım.

-O nedenle de ortalık üniversite mezunu işsiz insanlarla dolu maalesef ve "İş var, çalış." dendiğinde kimse iş beğenmiyor. Oysa fabrikalarda çalışacak teknik ara eleman bulunmuyor. Kimse bir ustaya çırak olmaya razı değil. Ustalar da çırak yetiştirmekle uğraşmak istemiyor. Tıpkı Avrupa’ya döndük, eskiden bozulan eşyalarımızı tamir ettirir, tepe tepe kullanırdık.  Bugün insanlar eskiyen bozulan makinalarını tamir ettirecek tamirci bulamıyorlar. Hemen atıp yenisini alma derdindeyiz. İş yok ama nargile kafeler dolu ne hikmetse…

-Hiç sorma oğlum, eskiden Osmanlı döneminde eğitim usta çırak ilişkisi ile ilerlerdi. Herkes kendine en uygun mesleği seçer, en iyi ustayı bulur ve ona tabi olurdu. Kemiğe en yakın et olup kıymetlenmeye çalışırdı. Haftanın belli günleri belli saatleri de okula gider eğitimlerini alırlardı. Böylece mezun olduklarında hem bir iş yeri açacak bilgi ve donanıma sahip olurlar hem de isteyenler ilerleyerek üniversiteye kayıt olurlardı.

-Ah Osman amcam ah, şimdi çocuklara güç mü yetiyor! Ellerinde bir telefon… Anne de baba da o. Kimse çocuğuna söz dinletemiyor ki!

-Eti kemiğe yakın tutmazsan, kendinden ayrıştırırsan böyle olur ya oğul! Anne çocuğu televizyon önünde yemek yedirirse, baba çocuğundan kaçar kendine ayrı bir hayat kurarsa olacağı bu. Et kemiğe yakın olmalı, evlat anne babaya… Böylece sağlıklı beslenme ve güçlenme olur. Anne babalar da bugünkü nesillerin ustası değil mi?

-Haklısın Osman amca, kanayan yaramıza parmak bastın. Bir kemikten nerelere geldik…

-Düşünenler için baktığımız ve gördüğümüz her şeyden alınması gereken bir ibret vardır yavrum. Eline sağlık güzel hazırladın. Rüstem ustayı görünce “Boynuz kulağı geçmiş!” diyeceğim haberin olsun!

-Teşekkürler amcam benim, ellerinden öperim…

  &

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir. 


Bu yazıyı beğendiyseniz benzer yazılarımızı  buradan okuyabilirsiniz.

Yorumlar

  1. Harika bir yazı harika bir Metafor kullanılmış kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Etin kemiğe yakın olan yeri...
    Ne kadar akılda kalıcı. MAŞALLAH elinize sağlık. Uygulamak da nasip olsun.

    YanıtlaSil
  3. 'Etin kemiğe yakın olan yeri' tabiri ile ne kadar da güzel anlatılmış konu. Teşekkürler🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakikaten kanayan yaraya parmak basan harika bir yazi.

      Sil
  4. Kaleminize sağlık, et kemik örneğinden anne baba çocuğa bağlamanız ne güzel olmuş :)

    YanıtlaSil
  5. Ne kadar güzel bir noktaya değinmişsiniz. Önce kendimiz bozuyoruz , sonra şikayet ediyoruz..

    YanıtlaSil
  6. KaLEMİNİZE sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder