DUA
Dua: istemek demektir.
Aslında hepimiz sürekli dua ederiz.
İnsanın doğduğundan beri hep yaptığı bir
şey...
Farkında değildir insan:
Ev ister,
Araba ister,
Mal mülk ister,
Para ister,
Kariyer, iş, eş, çocuk ister…
Mutlu olmak ister,
Güçlü olmak ister,
Başarılı olmak ister,
Sağlıklı olmak ister,
İster de ister…
Yani isteklerimiz bitmez…
Bitmesin de.
Esas mesele isteklerimiz bizim kontrolümüzde mi?
Yoksa!
İsteklerimizi ihtiyaçlarımız haline mi
dönüştürdük?
İsteklerimiz olmadığında nasıl
tepkiler veriyoruz?
Kendimizi nasıl hissediyoruz?
İsteğimizin “şer ya da hayır” olduğunu
bilemeden isteriz…
Sınırsızca isteriz…
Sebep sonuç ilişkisini
kurmadan isteriz.
Bu isteğimizin bize hangi
bedeli getireceğini düşünmeden isteriz.
Bazen verilmemesi hayrımıza olan çok
isteklerimiz de vardır. Sonra "İyi ki o zaman olmamış." deriz, değil mi?
Evladımızın evlenme isteği o kadar baskındır ki… O insana karşı ilgisinden dolayı onun olumsuz davranışlarını algılayamaz. Şu anki mevcut şartlarını, ailesini beğenmiyordur. Rahat gezip tozup, alış veriş yapma isteği ile evlenir. Altı ay sonra her istediğine ulaştıktan sonra eşi ile sıkıntılar çıktığını düşünmüş olabilir mi?
Hayır, değil mi?
Salebe, çok fakirdi ve içinde zengin
olma isteği vardı. "Hayırlısı olsun." bile demiyor, sadece zengin olmayı kafasına
koymuştu. Peygamberimiz ile konuşma fırsatı bulduğunda kendisi için dua etmesini isterdi. "Ben de zengin olayım, ben de bol bol
zekat ve sadaka vereyim. Herkes gibi ben de malımla cihat edeyim.” diyordu.
Bilen biri, emin olduğun insan senin için hayırlı değil diyorsa; "Vardır bir bildiği." deyip, kabul etmek gerek.
Zenginlik verildikten sonra sürüleri
dağları ovaları doldurdu. O zamana kadar “Mescid kuşu”
diye anılan Salebe, mal ve mülkü ile meşguliyete daldı.
Zekat ve sadaka vermek için zengin olmak istiyordu. Vermemek için bahane bulup, "Bu yıl olmaz, bir sonraki yıl." deyip, erteliyordu. Bir süre sonra zekatı ve sadakası verse de artık kabul edilmeyecekti.
O güce ulaşıncaya kadar insan vaatlerde bulunur,
o güçle test edeni ve niyetini unutur.
Evet ise… Güçlendiğinizde de, o zaman da verebiliriz.
Duam kabul edildiğinde hikmeti
kendimden mi yoksa verenden mi bileceğim!
&
Hayırlıysa olsun demek ne kadar da önemliymiş. İnsan 'şer' olanı 'hayır' gibi isteyebiliyor. Yazarın kalemine sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler
YanıtlaSil