SEVGİ NEYDİ? SEVGİ EMEKTİ...
Çocukken
sevmenin emek olduğu ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ filminde hepimizin hafızalarına
işledi. Gerçekten sevgi emek miydi peki?
Sevgi,
birine karşı duyulan bir his, değil mi? Bunu karşımızdakine göstermek isteriz.
Bilsin onu sevdiğimizi, görsün, işitsin ve hissetsen isteriz. Peki bunu nasıl
gerçekleştiriyoruz?
Yaptıklarımız
kadar yapmadıklarımızın da karşıda uyandırdığı bir his var. Nasıl varlığımızın
olması veya olmaması bir şey ifade ediyorsa, yapıp yapmadıklarımız da bir şey ifade
ediyor. Bazen karşımızdakine fayda vereceğini, seveceğini düşündüğümüz için bir
şeyler yaparken bazen de yine sevmeyeceğini düşündüğümüz için yapmadığımız
şeyler var.
Kardeşin
seviyor diye yolunu uzatıp ona dondurma almak, ablana dokunuyor diye sen çok
sevsen de yoğurtlu mezelere sarımsağı eklememek de sevginin bir gösteriş
biçimi. Düşüncenin eyleme dönüşmüş hali; emek, çaba, mücadele, bazen de
vazgeçiş.
Kişi
sevdiği insan için de emek verir, çaba gösterir ama ya sevdiği iş için. Sevdiği
iş için de emek göstermesi gerekir; vakit ayırarak, alın teri dökerek, bazen
başka sevdiğin şeyleri erteleyerek.
Sevmek ve sevgi düşününce nasıl da soyut bir kavramdan somut bir kavrama dönüşüyor
yavaşça; görünür, işitilir ve hissedilir oluyor yavaşça.
Biz de
sormalıyız kendimize neyi seviyoruz? Sevdiğimiz insanlar için vakit ayırıyor
muyuz? Onlara sevdiğimizi hissettirebiliyor muyuz, görünür kılabiliyor muyuz?
Sevdiğimiz şeylerin, işlerin hakkını verebiliyor muyuz? Sevdiğimiz için neler
yaptık, nelerden vazgeçtik? Neler yapmalıyız, nelerden vazgeçmeliyiz? İnsanın
her bir saniyesi, her dakikası ona verilmiş bir kaynak ve biz bu kaynağımızı ne
için harcıyoruz?
Bizim
hayatımızda en çok yeri ne için çaba gösterdiysek, ne için vazgeçişlerimiz
olduysa ona bir sevgi bağımız var demektir. Oluşturduğumuz bu bağlar gerçekten
bizim olmasını istediğimiz sevgi bağları mı? Yanlış yerlerle kurulmuş ve bizi
hep daha kötüye götüren bağlarımızı nasıl koparacağız? Elbette elimizde olan
kaynağı ona harcamayarak. O kaynağı başka yerlere, olmasını istediğimiz, bizi
daha iyiye götürecek olan yerlere harcayarak yapabiliriz.
Sevgi
neydi? Sevgi emekti. Çabaydı. Sevdiği için, sevdiği şey için mücadele etmekti.
Hatta bazen sevdiğine ulaşabilmek için vazgeçmek, sakınmaktı.
Sevgi, evet
soyut bir kavram ama biz insanlar sevgiyi yine ancak somut bir karşılığı olduğu
kadar idrak edebiliyoruz. Meşhur bir sözü var Turgut Uyar’ın: “Gösterilmeyen,
hissettirilmeyen sevginin zerre değeri, kıymeti yok gözümde. Bu duvar da beni
çok seviyor olabilir, bilemem...”
Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.
İnsan emek vermediği şeyi sevemiyor. Emek verdiği şeyi istese de istemese de seviyor. O emek ile bir bağ kuruluyor bir sevgi bağı kuruluyor. Güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık.
YanıtlaSilSevgiyi çok güzel anlatmışsınız emeğinize sağlık
YanıtlaSilKıymetli bir yazı olmuş, kaleminize sağlık
YanıtlaSil