Merhamet

MERHAMET

"Babaanne, babaanne" diye seslenerek evin içinde dolanıyordu Pelin. Babaannesi her zamanki gibi kış bahçesinde menekşeleriyle vakit geçiriyordu. Eşinin vefatından sonra oğlunun yanına taşınmış, gelini ve iki torunuyla yaşamaya başlamıştı. İlk iş, oğlundan balkonu camekanla kapattırmasını istemiş; "Çiçek sular, büyütür, oyalanırım oğlum." demişti. Şimdi de ne zaman arasalar onu balkonda bulurlardı.

Pelin de direkt balkona gitti, sandalyesinde oturan babaannesinin yanına çömeldi.

"Babaanne, çok önemli bir ödevim var. Bu konuda bana ancak sen yardım edebilirsin. "Etrafınızda yaşça büyük olan biriyle röportaj yapacaksınız." dedi hocamız. Bu, edebiyat ödevi ve yıl sonu notunun yüzde ellisini bu oluşturacak."

"Tamam yavrum, nasıl bir şey yapmamız gerekiyorsa sen beni yönlendir."

"Şimdi babaanne, ben uzun bir röportaj yapmak istemedim. Baya düşündüm ve sana tek bir soru sormak istiyorum."

"Tamam sor bakalım, bal torunum."

"Hayatın boyunca, en iyi yaptığını düşündüğün şey ne?"

"Hmm dur bakalım, bu kadar zor bir soru beklemiyordum. Aslında daha yeni, derin derin düşündüğüm bir mesele vardı. Onu seninle paylaşabilirim."

"Dur babaanne, sesini kaydedeyim sonra onu düzgünce yazarım. Tamam, ses kaydını açtım. Şimdi anlatabilirsin."

"Yavrum, biz gençken hayat şartları şimdikinden biraz farklıydı. Geniş aile kavramı çok yaygındı. Evin evlenen erkekleri eşlerini de babalarının evine getirir, onlara da birer oda verilirdi. Yani kaynana ve gelinler aynı evde yaşardı. Bu durum çok kolaylıklar sağlıyordu ama zorlukları da vardı."

"Ne gibi babaanne?"

"İnsan yeni bir sürece girdiğinde başlarda zorlanır yavrum. Ben de evlenmiştim, yeni bir eve gelmiştim, ailemden ayrılmıştım. Benim için çok zor zamanlardı. Aileme düşkündüm bu beni daha da zorladı. Bir de şimdiki gibi istediğin zaman gidip göremiyorsun anneni babanı. Ben evlendikten iki yıl sonra gidebildim ancak.  O dönemlerde kaynanamdan ve eltimden destek bekledim. Aslında ilk başta onlar var diye sevinmiştim, yalnızlık çekmem diye düşünmüştüm ama pek öyle olmadı. İster istemez onların kurulu düzeninin ortasına düştüm. Kaynanam, eltim Şerife’yi çok seviyordu. Onu kızı yerine koymuştu. Kendi kızı yoktu. Dört tane oğlu vardı ve Şerife en büyük oğlunun eşiydi. Sonra ben geldim ama Şerife beni rakip olarak gördü.  Yani rakip olarak gördüğünü ben sonradan anladım."

"Nasıl anladın babaanne?"

"Kötü şeyler yaşadık kızım. Ben eşimle çok sıkıntı yaşadım, kaynanamla çok sıkıntı yaşadım. Ayrıntılarını anlatmayacağım. İkisi de vefat etti. Geçmiş gitmiş zaman, çok bahsetmek istemiyorum ama Şerife son zamanlarında benden helallik istediğinde itiraf etti. Arkamdan konuşup hem eşimi hem de kaynanamı bana karşı doldurduğunu söyledi. Ben o zamanlar da anlıyordum zaten. O zaman yaptığım en iyi şey doğrunun yanında durmaktı. Hem kendi hakkımı savundum her zaman hem de sonradan gelen gelinlerin hakkını. Gerçek neyse hep onu söyledim. Yaptığım en iyi şeylerden biri buydu.’

"Sonra neler oldu?"

"Hayat çok ilginç yavrum. Hep insana mesajlar gönderiyor ama anlayana. Birkaç yıl sonra kaynanam felç geçirdi. Hep bana bir şey olsa Şerife bakar diye düşünüyordu ama öyle olmadı. Şerife daha ayı dolmadan eşini de doldurdu ve başka bir eve taşındılar. Artık kaynanam benim elime bakıyordu. Kendi başına hiçbir ihtiyacını karşılayamıyordu. Ben ne yaptım biliyor musun? Ona gerçekten çok iyi baktım. "Of" bile demedim. İşte; hayatımda yaptığım en iyi şey bu."

"Babaanne nasıl yapabildin bunu? Bırakıp gidebilirdin. Kimsenin de sana bir şey demeye hakkı olmazdı."

"Evet bırakıp gitmeyi çok düşündüm. Nefsime onunla ilgilenmek, onun bakımını üstlenmek çok zor geldi. Tam da bu yüzden ona çok iyi baktım, nefsimin zıttına hareket edebilmek için. Ona hep tebessümle yaklaştım. Bir gün olsun yüzümü astığımı dahi görmedi, ona hep merhametle yaklaşmaya çalıştım.

İnsan güçlendikçe zalimleşir Pelin’im bunu unutma. Bu insanın doğasında var. Oysa mesele güçlüyken merhametli olabilmekte. Bunu yapabilen çok az. Karşındakine her türlü kötülüğü yapabilirsin, onu cezalandırabilirsin ama yapmıyorsun, merhamet ediyorsun. İşte bu çok anlamlı. Bunları bana yaptıran Allah’a şükürler olsun torunum. İşte hayatta yaptığım en iyi şey bu."

"Babaanne, son olarak bana ve arkadaşlarıma bir şeyler demek ister misin?"

"Yavrum hayattaki her rolünüzde güçlü olun. İşinde güçlü ol, emin ol. Anneysen, babaysan güçlü ol. Herhangi bir yerde lidersen güçlü ol. Ve bu gücüne rağmen merhametli ol. Unutma güçlüysen merhametinin anlamı var güçsüz olduğun konuda kimin senin merhametine ihtiyacı olacak ki. Ve sen merhametli ol ki en ihtiyaç duyacağın yerde sana da merhamet edilsin."

 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.

Bu yazıyı beğendiyseniz benzer yazılarımızı  buradan okuyabilirsiniz.

Yorumlar

  1. Ne güzel bir yszı ne güzel bir soru. Özelliklede yaş ilerlediğinde. Ne yaptık cidden, neyi iyi yaptık. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Akıp geçen hayatın içinde, arkamıza dönüp baktığımızda yeterince guclu ve mehametli olabildik mi? Sorusu olacak...

    YanıtlaSil
  3. ne kadar içten samimi bir hikaye. böyle merhametli olabilmek dileği ile..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder