SALLANDIK
Ve bir gece, günün güzelliğinin
konuşulup, yarının umutları ve planlarıyla gözlerin kapanıp uykuya teslim
olunan saatlerde ansızın uyandırıldık.
Evet, hayal değildi, rüya değildi. Sallanıyorduk.
“Sallanmak” ne demek?
Türk Dil Kurumu'na bakarsak; “Bir şey belli noktasından bir
yere bağlı kalmak şartıyla, o noktanın iki tarafına aynı doğrultuda ve sürekli
olarak gidip gelmesi” olarak tanımlanıyor.
Peki, bu nasıl olmuştu? Her şey sözlükte yazıldığı gibi miydi?
Uyurken, yemek yerken kapısını
kapattığımızda, kendimizi güvende hissettiğimiz evler bir bardağın içindeki
suyun dalgalanması gibi sağa sola sallanıyordu. Bizim mi gözlerimiz yanılıyordu
yoksa karşımızdaki apartman ile bizim apartman birbirine mi yaklaşıyordu? Evet,
bir toz bulutu havalanıyordu ileriden ve daha yakınımızda sabah işe giderken
ekmek aldığım bakkalın olduğu bina şu an büyük bir gürültüyle yıkılıyordu.
Korkunç bir ses, çaresizlik içerisinde o anda olanlara sadece şahitlik ediyorduk.
Gün ağardığında şahitliğimiz daha da arttı. Kavşaktaki üç bloklu, altı katlı site sadece beş metre taş ve demir yığını haline gelmişti ve
insanlar iş makineleri ile ne yapabileceğini tartışıyordu.
Evet, açılan derin yer
yarıklarının içerisine binmeye kıyamadığımız, yeni temizlettiğimiz son model arabalarımız
sürüklenmişti. İnsanoğlunun kendi acizliğinin büyüklüğünü böylesine ağır bir
şahitlikle deneyimlediği yıkıcı bir afet.
Sallanmıştık ama neden? Evet,
yerkürenin kayaçları hareket etti ama neden? Neden sabaha karşı? Neden bu
şiddette ve neden benim altımdaki kayaç hareket etti?
İnsanın yaşam yolculuğu, anlamak ve anlaşılmak üzerine kuruludur. Bu yüzden de insan, dış dünyaya sorduğu
soruları kendisine sorarak sebep ve sonuç ilişki kurmaya yani şahit olduklarını
anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyor.
Sallanmak bir eylemdi, o
eyleme karşı yapılması gereken en doğru tepki ise olayı kalibre ederek doğru
hamleyi planlamaktı. Bu ancak önceden bu konuda ilmi olanın yapabileceği bir
davranıştı. Yeryüzü, seni hareket etmene imkan vermeyecek şekilde sallıyor. O zaman kaçamazsın. Sakın gitme merdivene, atma kendini beşinci katın balkonundan. Şimdi değil hareket vakti. Şimdi bekle; yeryüzünün hareketine izin verecek kadar toprağın sakinleşmesini
bekle.
O gece sabaha karşı yeryüzü, işine geç kalmış, uykusundan uyanamayan insanları uyandırmak ister gibiydi. İnsanoğlunun dengesinin yerinde olup olmadığını test etmek ister gibiydi...
"Bu gerçek olamaz! "
dediği, uzun süren bir rüya kıvamında geçen, 6 Şubat gecesi 04.17'de en uzun
saniyeleri kucakladı insanoğlu...
Hayat insanoğluna ne demek
istedi?
Ve sallandık.
Ve yıkıldık.
Ve şimdi doğru hareket ne?
İhtiyacı belirle ve gücünün
yettiği kadar ihtiyaç gider.
Bak ve görünenden görünmeyeni
algıla.
Hem kendi yaralarını, hem
diğer canlıların yaralarını sar.
Sonrasında yaşananlardan, şahitliğin
olduğu yerlerden deneyim çıkart.
Yaşandı bitti olarak kalmasın.
Hayat sana ne soruyor bak!
İnsanoğlu zorluklarla
karşılaşınca neden kaçmak ister? İnsanın, zorluklara dayanıklı hale gelebilmesinin yani baskıya daha dayanıklı olmasının bir yolu var mı? Her zorluğun bir tedbiri
olur mu? İnsanoğlu böyle bir sarsıntıdan güçlü çıkabilir mi?
Peki, ama nasıl?
Her koşulda insan olmanın, insan kalmanın bir stratejisi var mı?
Evet, var.
Gerçeklerle yaşayarak, yani
ilimle...
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.
Bu yazıyı beğendiyseniz benzer yazılarımızı buradan okuyabilirsiniz.
M.A.Çakır evet sana sıra gelmeden yaraları sar ki sana sıra geldiğinde yaraların sarılsın. Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık..
YanıtlaSilSallanmak bir eylemdir ve şifası eylemsizlik...
YanıtlaSilNormal yaşantımızda önem vermediğimiz çok hızlı geçiyor dediğimiz dakikalar, o gece 1 dakikalık sallantı bitmek bilmedi. zamanın derinliğini fark edebilmek dileği ile... yazarın emeğine sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler
YanıtlaSil