Yanlış Kapı

YANLIŞ KAPI

Akşam güneşi yüzüne vururken Gamze kahvesini yudumluyordu. 

"Hayat nasıl gidiyor?" diye sordu kendine...

Bugünlerde yaptığı muhasebe sonucunda şuna varmıştı;

Sonunun ne olduğunu bile bile insan nasıl hata yapar? 

Hatasında neden ısrar eder? Yolun vardığı yeri bilerek nasıl yanlış yolda yürür? Bugünlerdeki hayatı,  karşılaştığı insanlar, duyduğu öyküler bunun üzerindeydi.

İnsan istemeye görsün, eğer bir şeyi çok istiyorsa o konuyla ilgili gerçekleri göremez hale geliyor insan. O kadından, o adamdan hayır gelmez diye haykırıyorlar ama duymuyorsun, ispatlıyorlar ama yine de görmüyorsun.

Bu hayatta her insan tasarımcıdır.  Bugün yaptıklarıyla, seçtikleri ile yarınını tasarlar. 

Arkadaşı Merve genç yaşlarda bir kadındı, bu kadar kötü bir ilişkinin içinde oluşuna çok şaşkındı ama filmi biraz geri sarınca işlerin buralara geleceğini söyleyen insanları anımsadı, kahvesinin son yudumunu da alıp iç çekerek  arkasına yaslandı. Halil ile tanışalı iki buçuk yıl olmuştu. Ne çok şey yaşanmıştı. İkisi de birbirlerini çok yormuş ve çok yıpratmışlardı. Olan olmuş ve en sonunda yolları ayrılmıştı.

İnsan yanlış bir sürece girdikten sonra o süreçte ne kadar doğru seçimler yapsa da anlamını yitiriyor. O süreç doğru bir sonuca varmıyor.

Mesele girişin doğru olması; başlangıcın doğru olması. Antalya'ya gidecek birinin İstanbul otobüsünde ne işi var. İşte aynen bunun gibi ciddi ilişki istiyorken, ilişkiyi bir yere bağlama niyeti olmayan adamla, kadınla ne işin var.

Merve de baştan yanlış kapıdan girmişti.

Halil yakışıklı, ilgi gösteren, çalışkan, zeki biriydi ama ilişkilerinin bir yere varmayacağını Merve'ye başta  söylemişti. Merve ise gördüğü ilgiyle yoğunlaşan duygularına kapılıp olumsuz tarafları görmek istemedi ve ilişkileri gelgitlerle bir buçuk-iki yıl sürmüştü. Merve üç gün mutlu oluyorken yedi gün stresli, gergin, mutsuz günler geçiriyordu. Bu ilişkide kendini iyi hissetmediğinin ve ona zarar verdiğinin farkındaydı. İlişkisi ile ilgili kafası karışıktı, ne yapması gerektiğinin içten içe farkındaydı ama ondan ayrıldığında çekeceği acı şuandaki acılardan daha büyük gözüküyordu ve buna gücünün olmadığını düşünüyordu. Ta ki bir arkadaşı telefon edip Halil'i başka bir kızla gördüğünü söyleyene kadar. Neye uğradığını şaşırdı,  tüm hayal kırıklıkları, tüm yaşananlar, öykünün başlangıcı bir bir gözünün önünden geçti.

İnsan sonuca varınca anlıyor ki öykünün sonu başından belli... Dün bugünü dizayn etti...

Ertesi sabah Halil'le karşılaştı, belli etmemeye çalıştı duyduklarını. Halil ona yine sıcacık gülümsemişti, selamlaştılar. Konu ilişkilerine gelince Merve sözünü kesti: "Hayırlı olsun, nişanlanmışsın." dedi. Halil şaşkındı; Nereden duydun?" dedi. Durumu toparlamaya çalıştı. Mecbur kaldığını, ailesinin baskısı ile yaptığını söyledi. Merve dinlemek istemedi, içi yana yana uzaklaştı. Zamanına mı yansın, beslediği duygularına mı, ailesine bile bahsettiğine mi...

İnsan öğreniyormuş hayatta; öğreniyormuş ama bir bakalım bir deneyelim dediği her şeyin faturasını eline veriyorlarmış, zamanla öğrendi Merve de.

Ve anladı ki yanlış kapıdan giriyorsan arada doğrularda yapsan yanlışa varıyorsun.

İnsan yanlış ilişkide, yanlış işte veya yanlış alınmış karardan sonra doğrular yaparak iyiye varacağını zanneder.

İnsanoğlu zanneder.

Gamze, bunları düşünürken birden köpeğinin havlamasıyla irkildi, kediye havladığını gördü; 

"Hayatta her şey doğasına, gerçeğine göre işler. Uyum sağla, yeter." diye mırıldandı gülümseyerek.

 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.

Bu yazıyı beğendiyseniz benzer yazılarımızı buradan okuyabilirsiniz.