Şimdi Ne Yapacaksın?

 

ŞİMDİ NE YAPACAKSIN?

İşe gitmek için durakta servis bekliyordum. Saat sabahın altısıydı. Birden yolun karşısındaki çöp kutusuna eğilen kadını fark ettim. Üzerindekilerden kadın olduğu anlaşılıyordu ama kafasını iyice sardığı için yüzü gözü belli olmuyordu. Çöpten çıkardığı şeyleri tam göremiyordum ama muhtemelen plastik, kağıt gibi şeyleri çuvala koyuyor, diğer işe yarayacağını düşündüğü şeyleri de önüne astığı çantaya koyuyordu.

Neden bu saatte çıkmıştı kağıt toplamaya? İhtiyaç sahibi olduğu belliydi ama belki  de dilenmek istemiyordu. Yoksa gündüz vakti, insanların görebileceği yerlerde dolanırdı. Belki de utanıyordu bu duruma düştüğü için. Ya da küçük çocukları vardı, bırakacak kimsesi yoktu, onlar uyurken çıkıp bir şeyler toplayıp geri gidiyordu. Belki de belalı bir eşi vardı, ondan kaçmak ve yakalanmamak için gizleniyordu ama para da kazanmak zorundaydı. Kim bilir?

Hikayesini çok merak ettim. Tam karşıya geçip konuşacaktım ki servis geldi. Neyse deyip servise bindim. Yol boyu aklım kadındaydı. Kafamı soğuk cama dayadım. Genelde hep cama dayanır, yaklaşık kırk beş dakika süren yol boyunca uyuklardım. Bu sefer uyuyamadım.

Hayatta ne kadar çok ve çeşitli hikaye olduğunu düşündüm. Bugüne kadar yazılan romanların, çekilen filmlerin, dizilerin içindeki ana hikayeyi birileri bir yerlerde yaşıyordu. Senaryoların gidişatı tutarsız olabilirdi ama birileri bir yerlerde mafya tarafından tehdit ediliyor, birileri yetim hakkı yiyor, birileri dolandırıcılık yapıyordu. Yani insanın aklına hayaline gelebilen her hikaye, yaşanma potansiyeli olan bir hikayeydi ve birileri bir yerde yaşıyordu.

Geçenlerde eczacı arkadaşımın anlattığı kadın geldi aklıma. Kadını altı yıldır tanıyormuş. Altı yıldır çile çeken bir kadın. Kocası yıllar önce terk etmiş. Dört çocuğu var, iki kız, iki erkek. En büyük oğlan doğuştan engelli. Sol kolu gelişmemiş, damar rahatsızlıkları var ve diyalize giriyor. Kızlardan biri hiç tanımadığı birine kaçıyor. Kız evleniyor ama bir kaç ay sonra "Kocam beni dövüyor." deyip annesinin evine geri dönüyor.

Eczacı arkadaşım; "Kadını tanıdığımdan beri bir gün, gün yüzü görmedi. Niye bu kadın bu kadar çile çekiyor, hiç durumu düzelmiyor diye merak edip duruyordum. En sonunda hep şikayet ettiğini fark ettim. Durumunu düzeltmek için hiç bir şey yapmıyordu. Çabalamıyordu. Sadece şikayet ediyor ve "Ne günah işledim de Allah bana bunları yaşatıyor?" diyordu. O zaman anladım niye içinde bulunduğu durumdan kurtulamadığını..." diye anlatmıştı.

İnsan hayatı inişli çıkışlıydı. İnsan çıkarken hiç "Ne günah işledim de bunlar başıma geldi?" diye düşünmüyordu. Çünkü bu çıkışı hak ettiğini düşünüyordu. Oysa o da bir imtihandı. Çıkarken vereceği tepkilerle ilgili de sınanıyordu insan. Bazı şeylerin yokluğunu yaşarken de nasıl tepki verecek diye sınanıyordu. Ama bolluğu hak ettiğini düşünüp kıtlığı ceza gibi algılıyor ve "Ne günahım vardı?" diyordu.

Gerçekten de şikayet eden insanların hayatta çözümsüz kaldığını ben de görmüştüm. Sadece yaşadıkları şeyin zorluğuna odaklanıyorlar ve "Buradan nasıl çıkabilirim?" diye düşünmüyorlardı. Bu da onları çözümsüz bırakıyordu.

Oysa başımıza gelen her şey bir soruydu; "Şimdi ne yapacaksın?" sorusu. Hayat bu soruya verdiğin cevaba göre şekilleniyordu. Bu soruya şikayetle mi cevap vereceksin yoksa çözüm mü üreteceksin? Her sorunun da mutlaka doğru bir yanıtı vardı. Sana sorulan sorunun doğru cevabını bulmak için mi çabalayacaksın yoksa pes mi edeceksin?

Hayat senin çabalarına bakacak, sonuçlar elinde değil. Neye rağmen neler yapabiliyorsun, pes ediyor musun yoksa son nefesine kadar çabalıyor musun? Hayat buna bakıyor aslında.

O zaman, şu anda bulunduğum konumun pek önemi yok aslında. Maddi-manevi çok zor durumda olabilirim ya da hayatımın en güzel günlerini  yaşıyor da olabilirim. Ama mesele, ben şu an içinde bulunduğum duruma nasıl tepki veriyorum. Şu an davranışlarımla ortaya ne koyuyorum. Çünkü benim geleceğimi şekillendiren şey şu an yaptıklarım.

Hangi hikayenin hangi sahnesinde olursa olsun insan, buradan bir çıkış var. Her gecenin bir sabahı var. Sadece "Şimdi ne yapacağım?" sorusuna doğru cevabı vermeye çalışmak gerek.

Servis iş yerinin kapısına geldi, yavaşça durdu. İnerken düşünmeye devam ettim. Hangi hikayeyi yaşıyor olursam olayım başrol benim ve oynadığım hikaye her an benim seçimlerimle baştan yazılıyor.

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.


Bu yazıyı beğendiyseniz benzer yazılarımızı buradan okuyabilirsiniz. 

Yorumlar

  1. Her insan tasarımcıdır. Bugün kü tepkileriyle yarınını tasarlar.
    Ama olumlu ama olumsuz.

    YanıtlaSil
  2. Çok akıcı ve farkındalık oluşturduğunuz için teşekkürler 🙏

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler düşünmemi sağladı bu yazı. Şikayet gözümüzün önüne perde indiriyor gibi. Çözümü bulmamız zorlaşıyor.

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Hayat senin çabalarına bakacak, sonuçlar elinde değil. Neye rağmen neler yapabiliyorsun, pes ediyor musun yoksa son nefesine kadar çabalıyor musun? Hayat buna bakıyor aslında.

    YanıtlaSil
  6. Şikayet…
    Hep şikayet ediyoruz ve bunu hak edecek ne yaptık diyoruz, oysaki ben bunu hak edecek çok şey yaptım diyebilenler mutlu olabiliyor.. 🙏🏻

    YanıtlaSil
  7. Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  8. Şimdi ne yapacağım hep sorduğumuz bir soru aslında.. doğru yanıtları verebilelim inşallah 🍃

    YanıtlaSil
  9. Kaleminize kuvvet çok içsel samimi bir yazı maşAllah ☘️

    YanıtlaSil
  10. merve buyuran15 Mart 2023 17:10

    İnsan her şeyini kaybettiğinde bile 'şimdi ne yapacağım' sorusunu kendine sorarak işin içinden çıkmayı başarabiliyor. yazarın emeğine sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder