ÖLÇÜ MÜ, NEREDE?
Çoğumuz
severiz alışverişi ve ne kadar kolaydır o ipin ucunu kaçırmak ve hesapta
olmayan bir sürü öteberi ile eve dönmek. Adeta kaybederiz kendimizi zaman
zaman. Belki lazım olur diye alınan lüzumsuz onca şey dolapta bekler. Bir de
bakmışız; son kullanma tarihi geçmiş, atsan bir türlü atmasan bir türlü. Kimini
kıyamayız tüketmeye, kimini de unuturuz dolabın herhangi bir köşesinde. Satın
alırken de ölçüyü kaçırır; muhafaza edeceğim derken de, ne
garip değil mi?
Ölçüyü kaçırır, tıka basa yeriz, içeriz,
sonra da "Kesin yarın diyetteyim," deriz. Birkaç güne
kaçar yine o ölçü, hafta başı yine diyet
vakti.
İlişkilerimizde
de benzer durumlarla karşılaşırız. Her hareketimizle bir mesaj veririz, her
mesajımız bir alışveriştir aslında. Ama ölçüyü kaçırdık mı,
haddi aştık mı, ayıkla pirincin taşını. Çıkamayız işin içinden. İyi
niyetli de olsa davranışlarımız, kaçar o ipin ucu ve bozulur ilişkilerimiz.
"Of,
anne ya, yine mi aynı şeyi konuşacağız... Yeter artık!"
"Dilimde
tüy bitti, ikna edemedim en yakın arkadaşım Ayşe’yi bir türlü. Bırakmadı o
sigarayı ama beraber yaptığımız o güzelim yürüyüşlerimizi, sohbetlerimizi
bıraktı. Benden vazgeçti, o minnacık çubuktan vazgeçmedi, ne tuhaf değil
mi? Belki de bende hata, o kadar çok dil dökmese miydim acaba?"
"Seviyorum
Ahmet’i ne yapayım, arasam bir türlü, aramasam bir türlü. Aramadım diye ya bana
gönül koyarsa? Yoksa üstüne çok da fazla düşmesem mi? Ama düşmezsem ya beni
unutursa? Geçen sefer de ben aramıştım ama beklesem mi acaba? Yok yok arasam
daha iyi."
"Patron
bir rapor istedi; "Bugün boş ver yarın yaparım," dedim kendi kendime;
vay arkadaş bir haftadır bitmedi ne hikmetse. Sürekli bir sıkıntı çıktı durdu.
Kaç gündür sabahlıyorum. Artık enerjim kalmadı."
"Söz
karıcığım, götüreceğim seni sinemaya bu hafta sonu." diyordun hani ne oldu
Rıfkı? Hep iş, hep iş, hep bir bahane. Misafirlerin de geleceği tuttu yani.
Yok, dinlemeliydim annemi, bu adamın sözüne güven olmaz, "Bak iyi
düşün," dediydi... Ah, ah kimler istedi de varmadım. Rıfkı, sana
konuşuyorum Rıfkııı…"
Hiç
düşündün mü, peki sen en son hangi konuda ölçüyü kaçırdığını?
Ya
da hangi konuda ipin ucunu bıraktığını?
Problemleri
fazlasını yaparak çözmeye çalışıp daha da karıştırdığını?
Çözemedikçe
problemlerini büyüttüğünü?
Onların
sana has olduğunu zannedip yaşadıklarını abarttığını?
Ölçünün
ölçüsüzlükte olduğunu
zannederek en fazla kendine zarar verdiğini?
Hayatın
alfabesini unutup her şeyi yeniden öğrenmeye çalışırken ömrünü kaçırdığını?
Yiyerek
doyamayacağını, satın alarak mutlu olamayacağını, kullanarak tatmin
olamayacağını?
Hiç
düşündün mü belki de çözümlerin zıttını yaparak geleceğini?
Bunun
bir yolu olmalı…
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.
Hiç düşündün mü, peki sen en son hangi konuda ölçüyü kaçırdığını? Bunun bir yolu olmalı...
YanıtlaSilÖlçünün ölçüsüzlükte olduğunu zanneden insan en fazla kendisine zarar veriyor. Ölçünün ne kadar önemli olduğunu ve her şeyde bir ölçü olması gerektiğini düşündüren bir yazı olmuş emeğinize sağlık.
YanıtlaSilhiç düşündük mü gerçekten ölçüyü nerelerde kaçırdığımızı. bu soruyu hatırlattığı için yazara teşekkür ederim. emeğine sağlık
YanıtlaSil