Şikayet Etme, Çözüm Üret!

ŞİKAYET ETME, ÇÖZÜM ÜRET!

Yaz aylarında, Ağustos böceklerinin senfonisini her duyduğumda, küçükken başımdan geçen bir olay gelir aklıma. O zamanlar kardeşlerimle en şikayet ettiğimiz şey, denize girmek varken, öğle uykusuna yatmaktı. Annem bizi istisnasız her öğlen; “Büyümeniz için öğle uykusu şart.” diye zorla yatırırdı. Koca sahilde öğle uykusuna yatan tek çocuk bizlerdik. Ama nedense o çocuklar uyumadan da büyüyebiliyorlardı. 

O sene Ağustos ayında, bu uykular artık bizim için çekilmez bir hal almıştı. Yaz bitmek üzereydi ve biz daha çok denize girmeliydik. Öğle yemeğini bitirmiş, masada oturmuş, kendi aramızda uykudan şikayet rutinimizi gerçekleştiriyorduk. Fakat ortanca kardeşim bulunduğu durum için şikayet etmektense, ‘kendince’ bir çözüm üretmeyi tercih etti. Kendince diyorum, çünkü bu kesinlikle bir çözüm değildi. “Merak etmeyin. Bugün öğle uykusu yapmayacağız. O iş bende.” Kendinden son derece emin görünüyordu. Bu da beni fazlasıyla tedirgin etmeye yetmişti. 

Kardeşim ele avuca sığmayan, ne zaman ne yapacağı belli olmayan, süprizlerle dolu bir çocuktu. “Acaba bu sefer başımızı ne derde sokacak?” diye düşünmeye başladım. Evet, o problem çıkarma konusunda bir dâhiydi. Ama probleme çözüm geliştirmek onun alanı değildi. 

Tabi ki kardeşim yine beni yanıltmadı. Ani bir hareketle elini arkamdaki nar ağacına yapıştırarak çığlık attı:

“Yakaladım seni!”

Saniyeler içinde, onun sevinç çığlığı, benim dehşet çığlığıma karıştı. Kardeşim elinde kocaman bir Ağustos böceği tutuyordu:  “İşte kurtuluş planımız!”

O sırada annem, başına geleceklerden habersiz; “Hadi artık, daha yatmadınız mı?” diye, bir sinirle yanımıza geldi. Kardeşim, anneme cesurca meydan okudu: Bundan sonra öğle uykusuna yatmayacağız!” Böyle bir çıkışı beklemeyen annem şaşkınlık içindeydi. Fakat kardeşimin elinde kıpraşan böceği görmesi ile çığlık çığlığa kaçması bir oldu. Annem her türlü böcekten çok korkardı. Kardeşimin de hiç şakası yoktu. Ve bunu en iyi annem bilirdi. 

Annem önde, kardeşim arkada yemek masasının etrafında iki tam tur attılar. İşin daha da ilginci, ikinci turda kendimi annemin önünde, Ağustos böceğinden kaçarken bulmamdı. Üçüncü tura girerken annem nefes nefese: “Tamam, tamam. Yatmayın, yeter artık!” diyerek pes etti. Bir günlüğüne de olsa öğle uykusuna yatmaktan kurtulduk.

Bazen problemlerle karşılaştığımda, kendimi şu soruyu sorarken bulurum: “Neden bu problem benim başıma geldi?” Ve ardından gelsin şikayet seremonisi. Sonra aklıma kardeşimin o gün yaptığı fırlamalık gelir. Sorumu “Nasıl çözerim?”e çevirir, bir hal çaresi ararım.    

Sahi, günümüzün ne kadarını şikayet ederek geçiriyoruz? Aynı film sahnesini defalarca izleyerek, bir yandan da söylenerek?  Oysaki yapılacak ne kadar da basit:

Şikayet etme, çözüm üret!”

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.

Yorumlar

  1. Bir konuya çözüm üretebilmek merdivenin basamağıni çıkmak gibi.. İnsan önce rahatlamaya başlıyor, sonra
    "evet ya yapabildim" düşüncesi doluyor, zihnine..peşinden cesaret, öz güven...🍀
    Ama şikayet, ilk akla düşen...

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler . Her şikayet çözümden biri daha fazla uzaklaştırıyor. O yüzden şikayet etme çözüm üret. Enerjimi şikayet için kullanırsam çözüme hakkım kalmıyor.

    YanıtlaSil
  3. Nasıl çözerim? Diye sorar, çözüm üretirim👍

    YanıtlaSil
  4. Gülbahar Yurdusever7 Aralık 2022 18:38

    Kolay olan şikayet etmek. İnsan zor olanı seçtiğinde yücelir😊🙏

    YanıtlaSil
  5. Şikayet ettiğim anda çözüm kapıları kapanıyor. Emeklerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  6. Merve buyuran16 Mart 2023 22:04

    Yazıyı okurken böcekten kaçma kısmına çok güldüm:) emeğinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder