Sen Ne İşe Yarıyorsun?

 

SEN NE İŞE YARIYORSUN?

Çiftlikte sıradan bir gündü. Hayat çok erken başlardı buralarda. Büyükbaş hayvanlar, küçükbaş hayvanlar doğaya salınır otlamaya başlarlardı. Çok geniş bir alanda kuruluydu çiftlik. Küçük bir gölet, gölette yüzen ördekler de vardı. Bir de kocaman kümes vardı. Onun da kapısı açılmış, içinden tavuklar, horozlar fırlamış, etrafı gagalamaya başlamışlardı. Her gün sıradan geçiyor gibi görünse de detayda bir çok farklı hayatı içinde barındırıyordu bu çiftlik.

"Baba, hayvanlar evlerinden çıkmaya başladı. Birazdan sen de evden çıkarsın. Ben de seninle gelebilir miyim?"

"Gelebilirsin oğlum. Artık sana işimizin tüm püf noktalarını öğretebilirim. Bugüne kadar hep uzaktan baktın, artık işin içine girme zamanı."

"Yaşasın babacığım. Uzun zamandır bu anı bekliyordum, yaşasın."

Hayat akmaya devam ederken, baba oğul müthiş koku alma yetenekleriyle havadaki kokuyu aldılar ve sıranın kendilerine geldiğini anladılar. Sahneye çıkma sırası onlardaydı. Hızla hedefe doğru yol almaya başladılar. Onlarla beraber diğer türdaşları da hedefe doğru yol almaya başlamışlardı. Bizim ufaklık merakla ve ilgiyle babasını izlemeye başladı. Ne de güzel yapıyordu işini. O kadar güçlüydü ki, kendisi de bir gün babası kadar güçlü olmak, bu yuvarlak şeyleri arka bacaklarıyla kolaylıkla itebilmek istiyordu.

Bir kere babası annesiyle tanışma hikayesini anlatmıştı: "O kadar büyük ve düzgün bir küre yapmıştım ki annen görür görmez hayran kaldı. Böylelikle tüm rakiplerim arasından annen beni seçti ve tanışmış olduk. Kadınlar güçlü erkeklere bayılır oğlum." demişti.

Ufaklık bunları düşünürken çiftlik sahiplerinin sesleriyle irkildi. Şen kahkahalarıyla yine üzerlerine doğru geliyorlardı. Hiç sevmezdi insanların bu kahkahalarını. Ne zaman bu tonda gülüp üzerlerine gelseler mutlaka dalga geçmeye başlıyorlardı. Neden dalga geçtiklerini de anlamazdı, oysa sadece işlerini yapıyorlardı.

"Ulan, Kamil üşüşmüşler yine seninkiler buraya. Şuna bak nasıl da itiyor pislik küresini görüyor musun? Oğlum düşünsene pislikten bir hayatın var, sabahtan akşama pislik içindesin ve ismin de pislik böceği. Ha ha ha..."

Ufaklık nefret ediyordu işte insanların bu muamelelerinden. Üzüldüğünü babasına belli etmemeye çalıştı. Babasıyla beraber bütün gün yaptıkları küreleri gömdüler. Akşam eve gittiklerinde annesi onları sıcacık bir gülümsemeyle karşıladı:

"Benim güçlü oğlum gelmiş. Nasıl geçti bakalım ilk günün?"

Ufaklık sadece "İyi..." diyerek geçiştirmeye çalıştı annesini ama babası üsteledi:

"Oğlum sabah gayet neşeliydin. Öğleden sonra bir şey oldu sana. Söyle bakalım neyin var?"

Babasını geçiştiremeyeceğini biliyordu. Ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmaya başladı:

"Baba, insanlar neden bizden nefret ediyor? Neden yaptığımız işi küçümsüyorlar? Neden dalga geçip, bizi her gördüklerinde kahkaha atıyorlar? Neden bize tiksinerek bakıyorlar? Biz ne yapıyoruz ki?"

"Oğlum, insanoğlu cahildir. En bildiğini sandığı konuda bile cahildir. Çünkü her zaman ondan çok daha fazlasını bilen birileri vardır. Bu cahilliğine rağmen en çok bilmiş bilmiş konuşan, hava atan, kibirlenen de insandır. Şu hayata, şu muazzam döngüye ne katkın var diye sorsak kem küm eder. Oysa bizim şu düzen içerisindeki yerimiz öyle kıymetlidir ki, sana biraz anlatmaya çalışayım. Kainat müthiş bir sistem üzerine kuruludur. Canlılar yaşarken mutlaka girdi ve çıktı olur. Yani her canlı beslenir, vücudu bu besinleri kullanır ve sonra atık çıkarmak zorundadır. İşte burada bir döngü başlar. Bazı canlılar bazılarına besin olur, o beslenme sonrası çıkan atık da başkalarına besin olur. Mesela insanlar hayvanları bitkileri yerler. Bunları enerjiye çevirmek için de oksijen tüketip havaya karbondioksit denen bir gaz salarlar. Bu karbondioksiti de bitkiler kullanır. Böylelikle yeryüzünde hiçbir şey israf olmaz. Hiçbir şey gereksiz yaratılmamıştır. Herkes bu döngüde durması gerektiği yeri çok iyi bilir ve üzerine düşen işi, görevi en iyi şekilde yapar, insanoğlu hariç. O anca bilmediği şeyler hakkında cahilce espriler yapar."

"Peki baba bizim bu döngüdeki görevimiz tam olarak ne?"

"Oğlum, biz hayvanların dışkılarını yeryüzüne tekrar kazandırmakla görevliyiz. Yeryüzünde milyonlarca büyükbaş, küçükbaş hayvan var. Başka yerlerde filler, zürafalar, gergedanlar gibi devasa hayvanlar da var ve bunlar gün içinde defalarca toprağa dışkı bırakıyorlar. Fark ettiysen biz o kokuyu alır almaz o dışkıya hücum ediyoruz. Onlarca arkadaşımızla gidip o dışkıdan küçük küreler yapıp onu taşıyıp toprak altına gömüyoruz. Böylelikle yeryüzünde her gün toprağa düşen tonlarca dışkı, insanoğlu fark etmeden toprağa karışmış oluyor. Ayrıca o dışkıda bulunan sindirilmemiş tohumları da gömmüş oluyoruz. Böylelikle bizim sayemizde farklı farklı yerlerde ağaçlar büyüyor. Hayatında büyük ihtimalle bir defa bile fidan dikmemiş olan insanoğlunun bizimle dalga geçmesi ne kadar ironik değil mi? O yüzden oğlum, sen insanoğluna bakma. Biz işimizi yapmasaydık çok değil bir kaç ay içinde, dışkı içinde yüzüyor olurlardı. Ayrıca o dışkıda üreyecek olan parazitlerden yayılacak hastalıkları saymıyorum bile. Sen yaptığın işle gurur duy. Bize öyle kilit bir görev verilmiş ki bunun için çok şanslıyız. Ömrümüzü çok faydalı bir şey yaparak geçiriyoruz. O insanoğlunun hayatına bak bakalım ömrünü nerelerde geçiriyor. Hayatında kaç kişiye faydası dokunmuş? Bu cahillik ve kibirle işi zor. Dünya kendi sayesinde ve kendi etrafında dönüyor sanıyor ama dünya ona rağmen, onun yıkımlarına rağmen muazzam bir şekilde işleyişine devam ediyor. Keşke bunların farkına o da varabilse ama dedim ya insanoğlu pek cahil ve kibirli..."

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.

Yorumlar

  1. İnsanoğlu çok cahil ve çok kibirli. 🌸Mükemmel yaratılmış ama kendisi mükemmel değil mükemmel olduğunu zannediyor. Çok hoşuma giden bir cümle : bu dünyada kaç kişiye faydan dokundu.. 🧠düşünüp duruyorum. Fayda alan fayda veren fayda da birleşenlerden olmak 🤲duasıyla..

    YanıtlaSil
  2. " Keşke bunların farkına o da varabilse ama dedim ya insanoğlu pek cahil ve kibirli..." Gerçeğin gözüyle tüm canlılara bakabilmemiz dileğiyle...

    YanıtlaSil
  3. Ay nasıl güzel bir yazı olmuş. Farklı başlayıp çok farklı devam eden bize haddimizi bildiren güzel bir canlandırma . Emeğinize sağlık 🥰

    YanıtlaSil
  4. İnsanlar anlamadıkları şeyle sadece dalga geçmeyi bilirler..
    Bi anlasa; ancak dalga geçmeden anlayabileceğini..
    Ama insan cahil ve kibirlidir 😔
    İlimle cehaleti silmeyi, kibri kenara bırakıp hürmetli olabilmeyi dilerim hepimiz için.. 🌸

    YanıtlaSil
  5. "Şu hayatta bu muazzam döngüye ne katkın var" çok düşündürücü bir yazı olmuş teşekkür ederiz🌿🍃

    YanıtlaSil
  6. merve buyuran16 Mart 2023 15:54

    kainattaki müthiş denge. her canlı ne yapması gerektiğini biliyor ve insanoğlu gibi ertelemeden zamanında görevini yerine getiriyor. çok şükür. emeğinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder