Nerede Yıpranıyorsun?

NEREDE YIPRANIYORSUN?

Yine boynu tutulmuştu Şahika’nın. Nasıl da küt küt ses geliyordu hareket ettirdikçe. “Çok da ağrıyor. Ne yapsam?” diye mırıldandı kendi kendine. “Şu karşımda oturan kıza söylesem biraz masaj yapar mı? Ay Şahika, yorgunluktan yine saçmalamaya başladın.” Havaalanında o kadar çaresiz hissetti ki kendini, ne düşüneceğini bilemiyordu doğrusu. Birkaç esneme egzersizi denemek istedi ama ağrısını arttırınca vazgeçti hemen. Çünkü o anda kendini bir doktor gibi değil tam bir hasta gibi hissetmişti. Keşke düzenli esneme egzersizleri yapabilseydi.

Dinlendiği zamanları düşündü, zihni şimdiyle kıyasladı. Çok tuhaf, uzun zamandır bu kadar yoğun bir süreç yaşamamıştı ama bu kadar da ruhen iyi hissetmemişti de. Tanımlayamadığı bir tatmin vardı; ağrısına rağmen herkese tebessüm edebiliyordu.

Şahika 2 aydır seminerden seminere gidiyordu yurt içinde ve yırt dışında. İşinde tam bir misyonerdi. Onun bir amacı vardı. İnsanlar yanlış beslendiği için ve gereksiz kullandığı ilaçlar yüzünden bağırsaklarına büyük kötülük ediyorlardı. İnsanoğlu, bağırsaklarında “Mikrobiota” denilen bir alem barındırıyor ve maalesef bu alemin öneminin farkında bile değil. Onu hor kullanıyordu. Haz yaşayayım derken, acı hiç çekmeyeyim, hemen iyileşeyim derken kendine kötülük ediyordu aslında. Çünkü bu yapı bozulduğunda, insanın sağlığını uzun vadede tehdit ediyor. Kanser, obezite, bağışıklık sistemi bozuklukları vb. birçok hastalığın bir sebebiydi. Sadece kendileriyle ilgili değildi; doğacak nesilleri de büyük bir dezavantaj bekliyordu.

 


Uzmanlar bile önemini anlamış değildi yeterince. İşte bu yüzden Şahika anlatmalıydı. İnsanın lehine işleyen o dünyayı sakınmanın önemini anlatmalıydı,  çözümleri sunmalıydı. Şahikanın bir amacı vardı.

Çalıştığı kliniğin sorumlu hocasıydı. Genç yaşında profesör olmuştu. Dönem dönem böyle aşırı yoğunlukları olurdu. Aslında bunla ilgilenmiyordu, hala asistan gibi koşturmak onu motive ediyordu. Yaşamanın bir anlamı, bir amacı vardı onun için: insanlara faydalı olmak... Öğrenciler yetiştirmek, uzmanlar yetiştirmek, yetiştirenleri yetiştirmek. Böylece birçok insana, birçok hastaya ulaşabilirdi. Diğer profesör arkadaşları gibi odasında oturup kahvesini içip bilgisayarda çalışıp konforlu yaşayabilirdi. Ama o hep sahadaydı. Onu tanımayan biri onu görse akademik yönünü tahmin etmesi zordu. Hayatını “Usta oldum tamam yeter” demeden, çırak olarak geçirmekten gayet mutluydu.


Uçak henüz kalkışa hazır değildi. Eşi arıyordu. Açarken içinden “İyi ki varsın,” dedi. “Bu ağrıya en iyi senin sesin gelirdi Ercüment.” Ercüment onu anlıyordu, destekliyordu. Kendini neden yıprattığını biliyordu. Hatta yine bir gün boynu ağrırken ona demişti ki “Hayatım, herkes bu hayatta yorulur, yıpranır. İnsanın nerede yıprandığı önemli. İnandığı şey eğer gerçekse arada dinlenip yine yola devam etmeli ve vazgeçmemeli.” Ruhunu bir huzur kapladı hatırlayınca. Boynunu düşündü, gerçek bir amaç içindi bu acı. Şahika payına razıydı. Dönüşte bir süre dinlenecek, ailesine zaman ayıracak, sonra gerçekler için yola devam edecekti. Ona her zaman ki gibi “Ne gerek var, sen de özel bir klinik aç, para kazan, ne uğraşıyorsun bu kadar?” diyecekler. Ama o bunları tebessümle dinleyip geçecekti. Çünkü o tuttuğu yolu seviyordu…

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.

Yorumlar

  1. “Hayatım, herkes bu hayatta yorulur, yıpranır. İnsanın nerede yıprandığı önemli. İnandığı şey eğer gerçekse arada dinlenip yine yola devam etmeli ve vazgeçmemeli.” Ercüment ne kadar haklı...

    YanıtlaSil
  2. Rabbim hepimizi bir şahika eylesin

    YanıtlaSil
  3. İnsanın amacı yoksa savruluyor çok güzel kaleme alınmış teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serap Yıldız15 Aralık 2022 22:45

      Kendime; “Ömrümü ne için nerede yıpratıyorum?”diye sormama vesile olan güzel anlatımınıza teşekkürler 🌸

      Sil
  4. Hayat acısıyla tatlısıyla güzel. Bu hayatta haz da var acı da var yeri ve zamanı gelince her ikisine de yaşayacak insanoğlu. Buraya kadar tamam da fazla hangi yerde yaşayacağım acıyı hangi yerde yaşayacağım hayırda mı şerde mi? Ama mutlaka bir acı ve bir haz yaşayacağım, bir yerde mutlaka yıpranacağım iyilik yaparken mi kötülük yaparken mi? ...

    YanıtlaSil
  5. İnandığı şey eğer gerçekse arada dinlenip yine yola devam etmeli ve vazgeçmemeli.” çok etkileyici teşekkürler.

    YanıtlaSil
  6. İnsanın amacının olması ne güzel bir şey. Tünelin ucundaki ışık gibi hep bi umut veriyor insana ve motive ediyor. Allah herkese aynı amaç için aynı yöne bakan eşler ve aileler nasip etsin , bence en büyük konfor bu😊

    YanıtlaSil
  7. Çok doğru söylemiş. Zaten yıpranıyor insan bir şekilde. Kimi kahve içerek, kimi sahada.. Yıpranmak değil nerede yıprandığın asıl mesele.. 🌸

    YanıtlaSil
  8. İnsanın ağrılarından dolayı huzur duyması, o ağrıların oluşumunu destekleyen amaç ve eylemin güzelliğinden... herkese nasip olması dileğiyle..

    YanıtlaSil
  9. Hayatta zaten yorulacağım, ama nerede ve ne uğruna yorulacağımı kendim seçebiliyorum. Doğru yerlerde yorulabilelim inşallah...

    YanıtlaSil
  10. Merve buyuran16 Mart 2023 21:40

    Ne güzel bir amaç için çabalıyor. Yazarın emeğine sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder