BAŞARI
"Ben ağlaya,
ağlaya, çıktım sana varmaya
Düştüm yollara,
buldum seni, araya araya
Seslendim
sallamadın, anlattım anlamadın
Vazgeçiyorum yüreğimi dağlaya, dağlaya..."
Mısra, kulağına gelen bu şarkının mısralarıyla güne başlıyordu… Durdu ve düşünmeye başladı:
"Varmak neydi ki?
İnsan ağlaya ağlaya nereye varmaya çalışır ki?"
"Sevip de kavuşamadığı sevgiliye herhalde…"
"Biraz daha geçmişe gitti. Ferhat da şirin için dağları delmişti…"
"İnsan insana
varmak için bu kadar neden acaba mücadele eder ki?"
"Hadi ettin, peki ya sonra neden anlaşamaz da, sonları neden ayrılıktır?"
İş hayatının zorluklarıyla mücadele ederken, hep destek almak zorunda olduğumu hissettim. Ama gerçek yardımı nasıl bulacağımı bilemedim. Başarıya giderken, hedefe nasıl varacağımızla ilgili yol haritaları veren hiçbir kurum bulamadım. Herkes aklımın almadığı metafizik yöntemlerden bahsediyordu ama hiçbiri “Sabah şöyle kalk, gününü şöyle geçir, akşamında bunu yap…” diyemiyordu. Ya gereksiz gazlamalar -ki bunlar hep bana gülünç gelmiştir- ya da başarının sırrını kaynağını bile bilmediğimiz enerjilere, çakralara, frekanslara bağlamalar vardı. Gazlama kısmı çok komik çünkü mesela şirkete geliyor eğitmenler, bizi topluca alıyorlar seminer odasına… Yanımdaki iş arkadaşım gönüllü oldu bir kere, kıza dediği şey; “Sen her şeyi yapabilecek güçtesin, çok değerlisin, başarı senin içinde, her gün aynada gözlerinin içine bak; “Çok değerliyim, çok başarılıyım,” de, başarı da seni bulsun diyor. Komik kısım nerede mi? Bu arkadaşım dün öyle alkol almış ki, gece midesini yıkamışlar, sabah patronlar bunu duymasın diye hastaneden gelmiş... Genelde işlerini son dakikaya bırakır, işe iş öğrenmeye gelmez, parti parası kazanmaya gelir. Şimdi bunlar değişmeden, aslansın, kaplansın diyerek nasıl bu insanı başarıya ulaştırabiliriz? Komik değil mi? kendi tırnağını kesemeyen bir kızın, hayattan başarı beklemesi komik değil mi Allah aşkına… O yüzden bunları hep samimiyetsiz buldum. Hiç de güvenmedim. Başarının sırrının oralardan geçmediğine de emindim…
Enerji boyutundan
bahsetmiyorum bile. Gül kokusu frekansımızı arttıracakmış da, frekans arttırıcı
bir aleti göbeğime koyup, oradan geçen meridyenleri uyaracakmışım da bilmem ne.
Yahu koskoca şirket sahiplerini düşün. Göbeğine iyileştirme aleti koyarak mı,
ayak bileklerine yün geçirerek mi bu başarıya sahip oldu? Adaçayı tütsüsü müydü
onu başarısızlıktan koruyan? Bunları insanı psikolojik olarak rahatlatan ama
hiç gerçek olmayan şeylerdi bana göre. Züğürt tesellisi tadında. ÖSS'ye girerken
düşünsene adaçayı tütsüsüyle sınıfa giriyorum, ama tüm sene partilerdeyim.
Nasıl gelecek o başarı? Çalışmadan olmazdı o iş, eminim. O yüzden hiç bana göre
değil…
Derken,
arkadaşımın Whatsapp durumunda bir yazı gördüm. Diyordu ki “Başarı, ancak
hedefle uyumlu hale gelenlerindir…” yani meselenin özünü şöyle açıklamış;
Diyelim ki bir şirkette müdür olmak istiyorsun. Müdürlükle uyumlu hale gelmen
gerekiyor. Sen o şirketin asıl müdüründen daha fazla çalıştığında, o şirkette
bir süre sonra ne olursa olsun fark ediliyorsun. İnsanların aklına gelen yeni
fikirler bile, o konuya ne kadar odaklandıklarıyla ilgiliymiş. Sen, müdürün
odaklandığından daha fazla o şirkete odaklandığında, aklına müdürün aklına
gelenden daha fazlası düşüyor. Bu düşenler de şirkete fayda verirse, istesen de
istemesen de fark ediliyorsun diyorlar.
Çok mantıklı
değil mi? o zaman evlilikte başarılı olmanın yolu, evliliğe ne kadar uyumlu
olduğun… Evliyken hala bekarlığa uyumlu bir yaşamın varsa, nasıl adapte olacaksın evliliğe? Tüm doğanın var olmasının sırrı da bu değil mi zaten? Şu an
baktığımız hangi köpek, dünya yaratılırken gönderilen ile aynı köpek? O kadar
çok adapte olmuşlar ki dünyanın değişkenliklerine… Adapte olamayanlar da yok
olmuşlar… Bitkiler bile değişmiş zamanla, yer altında soğukta yaşayan kereviz
bile, soğuğa dayanıklı hale gelmiş zamanla, yoksa türü yok olacak… O zaman her
başarının sırrında şu var, varmak istediğin hedefle uyumlu hale gelmek. Yoksa
sen Ferhat olsan, dağları delsen, Şirin'e uyumlu değilsen, o ilişki yürümez. Hem
somutta hem soyutta, her yerde uyum lazım demek ki…
Mısra, bunları düşünerek şirkete girerken, kapıdaki devasa gösterişli aynada kendini gördü. O gün üzerinde ki mavi uzun elbisesiyle şirketinin ismiyle pek de uyumluydu. Şirketinin ismi Denizdi. İçinden “ Ooo Mısra hanım, bugün ne kadar da uyumlusunuz böyle, yoksa başarı mı geliyor ne…” diye geçirdi.
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla çocuğuyla nasıl daha iyi bir ilişki kurabilir, eşiyle nasıl mutlu olabilir, patronuyla iş arkadaşıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabiliri öğrenir.
Çok anlamlı ve güzel bir yazı olmuş. Başarılı olmak istiyorsan hedefine uyumlan👍🏻
YanıtlaSil“Başarı, ancak hedefle uyumlu hale gelenlerindir…”💪👊
YanıtlaSilBaşarıyı ne kadar boş şeylerde aramışız çok güzel ifade edilmiş 👌
YanıtlaSilEllerinize sağlık✅💯
YanıtlaSilAynanın karşısında kendine başarılı olucam diyerek başarılı olacağını zannetmek , piyangodan para çıksın da zengin olayım diye beklemek gibi bir şey sanırım😊 emeğinize sağlık👍
YanıtlaSilGüncel hayattan, faydalı bir yazı. Şu an başarı için yapılan uygulamalar akıl almaz boyutta.
YanıtlaSilNe kadar anlamlı bir yazı… Ellerinize sağlık☺️
YanıtlaSilKaleminize sağlık çok anlamlı ifade edilmiş 🤲
YanıtlaSilBaşarı çok farklı örnekler ile anlatılmış
YanıtlaSilNe kadar samimi manidar bir ifade 👌
Gerçek ve fayda veren hedefler edinip, o hedeflere uyumlu çalışmalar yapmak...dileğiyle..
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
Soyut somuttan üstündür ü güzel anlatmış. Önce inanmak.
YanıtlaSilİnsanoğlu hiç çabalamadan başarılı olacağını zannediyor maalesef. Yazarın emeğine sağlık
YanıtlaSil