SABAH

Sabah… Saat ikiye geliyor.

Genç bir çift önemli bir gün yaşıyor.

Hastanenin önünde bütün akrabalar toplandı.

Mutluluk, heyecan… Duygu dolu bir gün...

Bu dünyaya yeni bir insan geliyor;

Herkes çok seviniyor. Ama neden?

 Onun hayatı başlıyor. Sınavı başlıyor.

Game start…

Onun yaşayacağı problemleri kimse düşünmüyor o an…

İlk karnı acıktığında, ilk ayağa kalkmaya çalıştığında,

 İlk kelimesini söylemeye çalıştığında… İlk kardeşiyle kavga ettiğinde…

 Hayat boyunca bir mücadele verecek.

Ve her problemin arkasından bir problem daha gelecek.

Ona hep soru sorulacak ve o doğru cevabı bulmaya çalışacak.

Ergenliğe girdiğinde yaşadığı problemler…

"Çok seviyorum," bir anda "Çok nefret ediyorum," olduğunda…

 Evlendiğinde ne kadar uğraşacak.

Bunların yanında eğitim hayatı da var.

Okumadıysan akılsız, okumuşsan çok bilmiş...

Hep bir dengeyi bulmaya çalışacak.

Evlendiğinde artı bir problem hayatına alacak ve bunu kendi isteği ile yapacak.

Sonra da onun çocuğu olacak ve her şey ikiye katlanacak.

Sorumluluk, yaşadığı mutluluk ve çıkan problemler…

Bir kişiyi yetiştirmek kolay mı?

Ama şimdi herkes seviniyor, sevinç gözyaşları döküyor.

Bu dünyaya yeni bir insan geliyor.

Ama o dünyaya geldiği an onun sınavı da başlıyor.

Hayatın sonunda “Keşke bu dünyaya gelmeseydim,” diyecek belki de...

"Doğru cevapları veremedim, keşke hiç bu sınava girmeseydim…" diyebilir.

Bu insan hayatını yaşar. Sınavın sonuna doğru yaklaşır;

 Bütün doğru ve yanlış cevaplarını toplayıp gitmeye hazır olduğunda…

Yine sabah... Saat ikiye geliyor.

Yine herkes hastanenin önünde, ama her şey başladığı gibi değil…

Üzüntü, çaresizlik… Yine gözyaşları dökülüyor, ama sebebi farklı…

 Bir insan bu dünyayı terk ediyor…

Bütün problemler bitiyor, uğraştığı işler çok önemsiz oluyor…

Sınavı bitiyor…

 Game over…