SADECE BİR KAHVE
"Artık uyumam
lazım yoksa sabah yine servise yetişemeyeceğim" diye söylendi kendi kendine
Berk. Yaklaşık bir saattir yatağın içinde bir sağa bir sola dönüp duruyordu.
Telefonunu eline aldı, "Birkaç video seyredersem uykum gelir belki," diye
düşündü. Birkaç kısa video seyretti ancak hala uykuya dalamıyordu. Telefonu elinden bıraktı, derin bir "Offfff..." çekti içinden. "Ne olacak benim bu halim?" dedi. Yine telefonu eline aldı, internet
bankacılığından hesabına girdi, hesabındaki paraya baktı. Gün içinde defalarca hesabındaki
paraya bakmıştı, miktar aynıydı. Zaten ne değişmesini bekliyordu ki? Ama anlamadığı
şey; o kadar kazandığı para nereye gidiyordu? Özel bir şirkette iyi bir
pozisyonda çalışıyordu, standartların çok üzerinde maaş aldığı söylenebilirdi.
Ailesi, arkadaşları, akrabaları; "Sen biriktirmişsindir, vardır senin kıyıda
köşede paran," deyip takılırlardı. Gülümserdi sadece onlara. Ama işin aslı
ayın sonunu zor getiriyordu. Hatta son üç dört aydır maaş almasına bir iki
hafta kala elindeki paranın nereye gittiğini anlayamamıştı bile. Uzun zamandır
kendisine ayakkabı, pantolon, gömlek gibi şeyler de almamıştı aslında ama
parası nasıl bitiyordu çözememişti. Son bir iki aydır liste yapmaya karar
vermişti, nereye ne kadar harcadığını yazacaktı ancak yapamamıştı. Bir iki gün
yazabilmiş sonrasında ya unutmuş ya da sıkılmıştı yazmaktan. Ama ana hatlarıyla kafasında belirlemişti
nerelere parasının gittiğini ve son bir aydır giden yerlerden kesmeye çalışıyordu.
Ancak diyete başlayan birinin pazartesi sabah başlayıp öğlene diyeti bırakması
gibi uzun soluklu olmuyordu, bir iki gün içinde eski alışkanlıklarına geri
dönüyordu. "Bu sefer," dedi; "Bu sefer aklımda kalmayacak yapmam gerekenleri yazacağım," dedi. "Sabah ilk iş kalkıp kağıda dökeceğim neleri azaltmam
gerektiğini."
Gözlerini kapayıp uykuya dalmayı denedi yeniden. Birkaç kez daha döndü sağa sola; "Bir şey yapmaya karar verince hemen eyleme geçmelisin," diye geçirdi zihninden. "Kalk ve yaz kağıda şimdi!" dedi kendi kendine; "Madem uyuyamıyorsun." Hemen kalkıp masanın başına geçti. Birer kağıt ve kalem aldı, başladı yazmaya:
- Sabah erken uyanamadığım için servisi kaçırıyorum ve iş yerine arabayla gidip gelmek zorunda kalıyorum. Erken kalkıp servisle gitmeliyim.
- Günde iki üç kez iş yerinin altındaki kahveciden kahve almayı bırakmalıyım.
- Neredeyse hemen her akşam yemeğini dışarıdan yiyorum, artık evde yemek yapmaya başlamalıyım.
- Öğlenleri işyerindeki yemeği beğenmeyip neredeyse bir ayın yarısında dışarıdan yemek yiyorum, artık öğlenleri sadece işyerinde yemeliyim.
Dört maddeyi yazdıktan sonra; "Ya aslında bunları bırakınca para bile biriktirebilirim," diye gülümsedi. "Ama," dedi; "Bunlar geçen ay aldığım kararlarla aynı, uygulayamıyorum ki bunları. Yarın mesela öğlen işyerinde yiyeyim diyeceğim, kesin kapuska çıkar işyerinde. Olmuyor başka bir çözüm bulmam lazım ya da uygulamanın bir yolunu." Ellerini başının arasına alıp düşünmeye başladı; "Bir çözüm bulana kadar uyumayacağım," dedi.
"Sen," dedi bir ses; "Sen hepsini aynı anda yapmaya çalışıyorsun da ondan yapamıyorsun." Kafasını kaldırdı baktı konuşan kalemliğin içindeki kurşun kalemdi. Gözlerini ovuşturdu rüyamı görüyorum acaba diye, yok görmüyordu; kalem konuşuyordu. Gülümsedi kaleme, "Peki," dedi; "Nasıl yapmam gerek o zaman?"
Kalem: "İçinden birini seçip önce onunla başlamalısın."
Berk şöyle bir listeye baktı ama seçemedi.
Kalem: "Senin için hangisi kolaysa onu seç," dedi.
Berk: "Hiçbiri kolay değil, kahve içmeden olmaz, yemekleri de dışarıda yemeyi seviyorum."
Oradan dolmakalem araya girdi hemen:" Çocuk haklı, hangisini bıraksın ki, ben de yemek yemeyi severim."
Bir anda kalemliktekiler hep bir ağızdan konuşmaya başladılar, sabah erken kalksın diyen de vardı, kahveyi bıraksın diyen de.
O sırada tavandan bir iple hızlıca sarkan bir örümcek; "Bir dakika," dedi; "Siz yine aynı düşünüyorsunuz. Kalemin dediği doğruydu ama listeden seçtiğin birini tamamen kesmek zorunda değilsin ki azaltabilirsin."
Berk boş gözlerle ona baktı, nasıl dercesine.
Örümcek devam etti; "Günde iki değil de bir kahve içmeyi becerebilir misin?"
"Evet," dedi; "Ondan kolay ne var ki?"
"Peki, o zaman yarından itibaren bir kahve içiyorsun sadece. Hadi kapat ışığı da hepimiz uyuyalım artık," dedi örümcek.
Sabah uyandığında gece rüya gördüğünü düşündü, gülümsedi sadece. Kalemlere baktı hepsi yerinde duruyordu, defterine aldığı notları gördü. O sırada bacağına bir şey dolandı eğilip baktı masanın bacaklarındaki örümcek ağını gördü, gülümsedi tekrardan;" Sadece bir kahve ha, deneyelim bakalım." dedi.
Berk o hafta boyunca öğleden sonra kahve içmeyi kesti; sadece sabahları içiyordu. Kahveyi azalttığı için bir süre sonra daha erken uyuyabilir oldu ve sabahları erken kalkabildi. Erken kalkıp evde kahvaltı ediyordu. Artık kahvaltıya da para harcamasına gerek kalmamıştı ve servise çok rahat yetişiyordu. Hatta sabahları sporunu yapmaya bile vakti kalmıştı. Sabah sporuyla birlikte daha dinç olduğu için sabah kahve de içmesine gerek kalmamıştı. Hala akşamları çoğunlukla dışarıdan yemek yiyor olsa bile masrafları ciddi biçimde azalmıştı. Birkaç ay sonra Berk inanamıyordu, ay sonunda elinde para bile kalmıştı. "Vay be!" dedi; "Sadece bir kahve değilmiş..." dedi. Ve bir daha hiç örümceklerle ve kalemlerle konuşmadı.
En kolaydan en basitten başlayınca çorap söküğü gibi arkası da geliyor.
YanıtlaSilYeter ki en o küçük olan basit olan bize çok kolay gelen o az gelen neyse o; o azı önemsemek... küçümseyip aza kibir ettiğimiz zaman, işte hiç dönüşmüyor insan .
aynı yerde patinaj çekmeye devam ediyor.
Çok keyifli bir yazıydı:) yazanın kalemine sağlık teşekkür ederiz .. insan en çok burdan gol yiyor.. basit olandan… koca bir dağı bir anda tırmanma isteği gibi .. dününe göre daha iyi bir insan olmayı seçmişken ertesi sabah bambaşka biri olarak uyanma düşüncesi gibi .. mümkün mü? Tabi ki de hayır.. o sebeple basiti küçümsemeden sıfırı bir yapmak mesele .. sonrası kolaylık .. :):)
YanıtlaSilMükemmell ötesi bir yazı bayıldı
YanıtlaSilKücucuk bir sey diyoruz ama kucuk deyip kucumsememek lazim. Hayatimizin her alanina uygulayabiliriz. 🙋♀️
YanıtlaSilİnsan hep bir günde hayatı değiştirmek ister... Ego büyük adım atmadan duramıyorum, ama o sadece bir tuzak. Ellerinize sağlık 🌿
YanıtlaSilNe keyifli bir yazı olmuş... Teşekkürler
YanıtlaSilBakmakla görmek aynı şey değil. Gerçekten görmek için bakınca detaylara gizlenmiş olanları görebiliyor insan. Önemsiz gibi görünenlerin aslında bir araya gelince etkili olduğunun farkına varıyoruz.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık.
Azı önemsemek ne kadar kıymetli. Elinize kaleminize sağlık.
YanıtlaSilkahveyi kesmene gerek yok, azaltmak bile ne kadar etkili
YanıtlaSilAz hareketle çok şey başarır insan. Bu yazı da buna çok güzel bir örnek olmuş. Örümcek deyip geçmemek lazım, ondan bile alınacak bir ders var işte 😊
SilKüçüğe saygı 🌸
YanıtlaSilÇok keyfli ve hoş bir yazı olmuş yazanın eline emeğine sağlık
YanıtlaSilKüçüğü küçük görme:)
YanıtlaSilEn basitten başla.aslinda kolaymış ama biz en büyük problem nerdeyse direk ordan başladığımız için dagiliyoruz
YanıtlaSilbasitle başlamak yapmak da çok zorlandığımız şeylerden biri. Konu çok güzel anlatılmış. Yazanın eline sağlık
YanıtlaSilKeyifle okudum ☺️☺️☺️
YanıtlaSilNe güzel anlatılmış basit ve küçük olanın nasıl da değerli bir başlangıç olduğu, keyifle okudum 🌸
YanıtlaSilBasit olanla başlayıp, sürdürebilmek, sonrası mutluluk ☺️ çok keyifli bir yazı...
YanıtlaSilKendi hikayem geldi aklıma:) Dtö ile tanışmadan önce eğitimleri alan insanlardan duyduklarımla önce sadece içtiğim çaydaki şekeri, 2 çay kaşığından 1e düşürerek başlamıştım. Sonra bana zarar veren bir alışkanlık gitti hayatımdan. Sonra danışmanlık almak, sonra eğtimler ve bir sürü güzellik nasip oldu bana...Bana bu harika öğretiyi nasip eden Rabb'ime hamd olsun 😌
YanıtlaSilSüper hikaye
YanıtlaSilHarika kaleminize sağlık
YanıtlaSilKarar verip bir yerlerden başlamak yolun yarısı..
YanıtlaSilElinize sağlık 💐
Bazen bazı konularda harekete geçip hemen sonuçlandırmak istiyoruz. Ama yavaştan ve bizi zorlamayacak şekilde başlasak çok yol kat ederiz. Bu güzel anlatım için teşekkürler. Keyifle okudum :))
YanıtlaSilAzı küçümsememek lazım bu hayatta...bazen işler çok karışabiliyor hayatın içinde ve çıkmaz yola girmiş gibi oluyorsun...hiç bir şey birden bire olmaz. Neyi sürekli yapmaya başlarsan çoğalır hayatında olumluda da olumsuzda da...basit bir kahve dersin ama gün içinde tüketimini arttırırsan bağımlılık haline getirirsin...her şeyin fazlası zarardır. Geri dönüş olur mu? Tabi ki olur. Hiç bir şey birdenbire başlamadığı gibi birden bire de bitmez. Toparlanma yavaş yavaş olur. Bu yüzden neyin miktarını attırdıysan bu hayatta azaltmak içinde bir miktar ucundan bırakmalısın...Şimdiye kadar yaptığın her ne ise yapmamaya başlamak bile senin dününden daha iyi olmanı sağlar.
YanıtlaSilYeterki doğru bedel olsun
YanıtlaSil