Pembe Panjur

PEMBE PANJUR

Sabah saat ondu, aile apartmanı çok sessizdi çünkü herkes işe gitmişti. Görümcesi de tam o saatte evden çıkıyordu. Üçüncü kattan inerken ağlayan gelini kapıda buldu. Bu olay onu hiç şaşırtmadı çünkü son üç aydır sık sık onu bu şekilde buluyordu.

Ayşe, Mehmet’le altı ay önce evlenmişti. Zorla mı evlendirdiler diye merak ediyorsanız, hayır. Birbirlerini severek evlendiler. Mutlu olmak için evlendiler. Peki o zaman bu kız niye kapıda oturup ağlıyordu? Ayşe’nin zihninde hayal ettiği evlilik ile yaşadığı hayat arasında çok büyük bir fark vardı da ondan. Denizler kadar büyük bir fark...

İnsanlar evlendiğinde ne ister? Karşıdaki kişi beni mutlu etsin, gezdirsin, bütün isteklerimi yerine getirsin, değil mi? Bazı şeyleri de ben söylemeden yapsın, kendisi düşünsün diye bekler. Gerçek hayat böyle mi peki? O güzel hayallerden sonra gerçek hayata dönmek çok acı olabiliyor. Evliliklerinde hiç mutlu olmadı mı bunlar? Oldular tabii... Ama bu yaklaşık balayı bitimine kadar sürdü. O zamanlar haftada üç kez dışarda yemek yeniyordu. Mehmet işten erken çıkıyordu, koşarak eve geliyordu. Arada birbirlerine küçük sürprizler yapıyorlardı. Hafta sonu hep gezmeye gidiyorlardı. Peki şimdi ne değişti? İnsanlar aynı insanlar, ev aynı ev ama yaşanan olaylar bambaşka. Mehmet bırak işten erken çıkmayı eve sürekli geç geliyor. Artık dışarda yemek yemek istemiyor. Ayşe’ye “Annem gibi lahana çorbası yap” diyor. Ayşe’ye yaptığı en büyük sürprizi de eve giderken ekmek alması oluyordu. Gezmeleri de yavaş yavaş sıfıra geldi. Nereden nereye…Hayaller... Hayatlar...

Ayşe de hep evliliklerindeki bu problemleri çözmeye çalışıyordu. Ne yapabilirim, nasıl düzeltebilirim? Neyi yanlış yapıyoruz? Bu adamı nasıl eve sokabilirim? Bir sürü şey deniyordu ama hiçbir şey işe yaramıyordu. Ayşe de aslında çok akıllı bir kızdı. Üniversiteyi iyi bir derece ile bitirmişti. Matematikte çok zor soruları çözebiliyordu, bir sürü formülü aklında tutabiliyordu ama evlilikte mutluluğun formülünü bulamıyordu. Evliliğin soruları ona çok zor geliyordu. Bir türlü gerçek cevabı bulamıyordu. Bu yüzden de artık Mehmet işe gittikten sonra kapıda oturup ağlıyordu. Ne yapacağını bilemiyordu. Dışarıda cevabı bulmaya çalıştı.

Annesine gitti, annesi “Geçer alışırsın, sabırlı ol” dedi. İnternette aramaya başladı “Evliliğin başı kötü ise devamı daha da kötü olur” diye bir bilgi buldu. Ama onlarınki kötü başlamamıştı. İyi başlamıştı sonra kötü olmuştu. Bu da işine yaramadı. Kayınvalidesine gitti, o da “Kızım sen uyumlu ol, yuvayı dişi kuş kurar” tavsiyesinde bulundu. Kafası daha da karıştı, neye uyumlu olacaktı, yuva yapmak ne demekti? Gerçekten bir evliliğin ne olduğunu bilmeye ihtiyacı vardı. Kadının yapacakları neler, erkeğin görevleri nedir? Gerçek ailenin ne olduğu bilmeden aile olmak çok zordu. Okulda, işyerlerinde görevler, sorumluluklar net, hatta bazen kâğıda yazıp eline veriyorlar insanın. Evlilikte ise yok böyle bir şey. Nereye bakacak, nereden öğrenecek insan, gerçek bir aile nasıl olur? Eğer bunların gerçeğini bilmiyorsa, insan evlenir ama aile olamaz, evi alır ama yuvayı kuramaz. Çocuk sahibi olur ama o çocuğu yetiştiremez.


Hayatta çok şey ile ilgili bilgi sahibiz. Üçgenin iç açılarını kolayca hesaplayabiliriz, bir havuz kaç saatte dolar, kaç saatte boşalır hesaplarız. Tarihten insanların neler yaşadığını anlatabiliriz, savaşların yıllarını bilebiliriz. Ama ne yazık ki yaşarken işimize yarayacak en önemli dersleri okulda bize öğretmiyorlar. Aile nasıl oluruz, evi nasıl kururuz, çocuğumuzu nasıl yetişmeliyiz? Peki bunları nereden öğreneceğiz, kimden öğreneceğiz? Gerçekleri nerde bulacağız?

Bunları düşünürken Ayşe görümcesinin kendisine uzanan elini fark etti. “Gel, kalk artık” diyordu gülümseyerek. Eve geçtiler. Ayşe elini yüzünü yıkadı. Görümcesi konuşmaya devam etti. “Bir problemi çözebilmek için önce onun gerçeği bulmamız lazım.” Ayşe “Problemin gerçeği mi var?” diye şaşırarak sordu. Görümcesi “Evet ve her gerçek problemin yanında mutlaka gerçek çözüm saklıdır.” Ayşe daha da şaşırdı “Keşke bize bu gerçekleri öğretselerdi!”

Yorumlar

  1. Ayşe'ye Ne oldu gerçek problemi bulabildi mi acaba?
    Aslında hepimiz birer Ayşeyiz. Problemlerle karşılaşıyoruz ve karşılaştığımız bu problemlerin gerçeğini bilemediğimiz için çözümünde gerçeğine ulaşamıyoruz. Gerçek çözüm gerçek problemin hemen yanında ikiz gibi. Ama gerçek çözüm :
    insanın işine gelmez
    Egoya terstir
    Zor çözülür,
    Bol emek ister.
    Zaman alır.
    Gerçek çözümü bulursan da artık o problem tekrar etmez...
    Evlenmeden önce hayaller Paris , sonrasında hayatlar Somali.

    YanıtlaSil
  2. Problem; cevap bekleyen soru demektir. İnsan ancak problemin gerçek nedenini bulabildiğinde o problemi çözme hakkına sahip oluyor. Göremediğinde ise sürekli anlık çözümler üretmeye çalışıyor ve böylece o problem sürekli büyüyor, sorun haline geliyor. Halbuki insan tıpkı bir öğrenci gibi dersine çalışıp sınavına girmiş olsa bu sınavını kolayca verebilecek bir daha karşısına aynı sorular gelmeyecektir. İnsan olgunluğunu ve hayata karşı tavrını belirleyen şey o problemlere verdiği doğru cevaplardır.

    YanıtlaSil
  3. Gülbahar Yurdusever18 Ağustos 2022 12:02

    İnsanın beklentileri süreci anlamlandiriyor... Beklentimiz doğru mu acaba? Ne beklemeliyiz? 2x2'den 5 beklenir mi? Gerçek ne? Düşünmemizi sağlıyor Elinize sağlık 🙏

    YanıtlaSil
  4. Ah ah hayaller ve ah ah hayatlar. Gerçekler acıdır can yakar ama insanın canı yanmadan da olgunlaşamaz. Emeğinize sağlık güzel bir yazı olmuş😊

    YanıtlaSil
  5. Gerçek problemde gerçek çözümde bizde aslında insan yeterki görmeyi duymayı ve yaşamayı hak edebilsin
    çok güzel bir yazı kaleminize saglik...

    YanıtlaSil
  6. "Ayşe’nin zihninde hayal ettiği evlilik ile yaşadığı hayat arasında çok büyük bir fark vardı da ondan. Denizler kadar büyük bir fark..." ah şu beklentilerimiz.. ne çok üzüyor bizleri... kaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş ..

    YanıtlaSil
  7. İnsanın beklentisi ve isteği, karşılaştığı ile uyumlu olmayınca sonuç hayal kırıklığı...
    Oysa baştan bilseydi işin gerçeğini...
    Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. bir çok insanın yaşadığı bir durum. beklenti çok yüksek olunca hayal kırıklığı oluyor. Elinize sağlık çok faydalı bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  9. Matematikte çok zor soruları çözebiliyordu, formülleri bildiğinden yapabiliyor evlilikte mutluluğun formülünü evliliğin gerçeğini merak uyandıran yazarın kalemine saglik

    YanıtlaSil
  10. NURAN:Aslında kayinvalide doğru cevabı vermiş gibi😊Uyumlanmadan once kabullenmek gerekmez mi? Kabullenince beklentiler azalmaz mi? Beklentiler sıfır mutlu çözümler yüzde yüz HAYALLER ILE HAYATLAR AYNI OLSAYDI BIZIM IMTIHANIMIZ NASIL OLURDU ACABA?

    YanıtlaSil
  11. NURAN:Aslında kayinvalide doğru cevabı vermiş gibi😊Uyumlanmadan once kabullenmek gerekmez mi? Kabullenince beklentiler azalmaz mi? Beklentiler sıfır mutlu çözümler yüzde yüz HAYALLER ILE HAYATLAR AYNI OLSAYDI BIZIM IMTIHANIMIZ NASIL OLURDU ACABA?

    YanıtlaSil
  12. İlişkilerdeki gerçekleri anlayabilmek ve şikayet ettiğimiz problemlere çözüm bulabilmek için Deneyimsel Öğreti seminerlerine gitmenizi şiddetle tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  13. Uygulamak da nasip olur umarım :)

    YanıtlaSil
  14. Okulda bir sürü bilgi öğreniyoruz Sahra çölündeki balinalar vadisini, polinomlar trigonometriler, Arjantin'in pampalarındaki bitki örtüsünü biliyoruz öğreniyoruz.... bu bilgilerin hangisini gerçek hayatımızda uyguluyoruz?
    Öğrendiğimiz bu bilgiler hayatta karşılaştığımız problemleri çözmemizde bize yardım ediyor mu? Eğer bu bilgiler bize yetmiş olsaydı profesörlerin hayatı pırıl pırıl olmalıydı.

    YanıtlaSil
  15. Evet hayaller hayatlar ama zaten gerçeği bile isteye kabullenip evlenmiyormu insanlar, sadece sonradan daha fazla can acıtılacağını unutuyorlar..

    YanıtlaSil
  16. Denge bulmak en önemlisi. Malesef insanlar suçluyu bulmaya çalışıyor, denge degil

    YanıtlaSil
  17. insan hep sahte problemle oyalanıp durur, problemini de çözemez sonrasında da ümitsizliğe düşer. oysa her problemin çözümü problemin sahibine verilmiş kimsenin çözümü kimseye bırakılmamış. yeter ki insan gerçek problemini bulabilsin.

    YanıtlaSil
  18. Her konuda deneyim transferi gerçekten çok kıymetli,
    Elinize sağlık. 💐

    YanıtlaSil
  19. Evliliğin yalnız beyaz gelinlikten giymek ve eğlenceli bir akşam geçirmekten ibaret olduğu zannediliyor. Kız çocuklarına "babanın evinden allı duvaklı beyaz gelinlikle çıkacaksın" diye öğretilirken evliliğin gerçeği nedir anlatılmıyor. Düğünden sonra tüm tantana bitip aynı eve giren iki insanın bir arada yaşamaları için gereken sorumluluklar öğretilmiyor. Daha önce annesinin evinde temiz klozet ve lavaboyu hazır bulan kız eşiyle yaşadığı evde o temizliği kendisinin yapması gerektiğini idrak edemiyor. Daha önce babasının evinde kira ve faturaları ödeyen bir babanın olması eşiyle yaşadığı evde kendisinin ödemesi gerektiğini bilmiyor ya da anlayamıyor. İşte evlenmeden önce gezip tozan ve hayatı pembe panjurlu ev gibi gören çiftler bir arada yaşamaya başlayınca sorumlulukları almaya başlayınca evliliğin gerçeğini bulabiliyorlar. Hedefiniz evlilik ise önce kendinize sormanız gereken soru "Evlilik benden ne ister?" olmalı.

    YanıtlaSil
  20. İnsanlar hep mi aynı sorunu Yaşar ama aynı sorunsa çözümleri de aynı olmalı değil mi

    YanıtlaSil
  21. Başımıza gelen problemlerimizde gerçek problemi bulmamız umuduyla... Kaleminize sağlık. Çok güzel olmuş.

    YanıtlaSil
  22. Ömür boyu öğreneceğiz. Bir olayın içinde öğrenmek var birde daha olay başımıza gelmeden neler yapacağını nelerle karşılaşacağını bilmek var. Hayatın gerçeğini bize kim anlatacak?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder