Hayat Arabası Bakım İster

 

 

HAYAT ARABASI BAKIM İSTER

Nihayet oto servisinden gelen telefonla büyük bir oh çekti Dilek. Aracın tamirinin son aşaması olan test sürüşü bugün gerçekleşmiş, arızanın tamamen giderildiğini söylemişlerdi.

Tam da söz verdikleri gibi iki günde hallettiler diye içinden geçirdi. Arabasına kavuşmasını istemek bir yana en çok da ustanın diyeceklerini merakla bekliyordu. Oysa beş gün önce bu sıkıntı başına geldiğinde ne kadar da ümitsizdi.

İşyerindeki, otuz yıl önce şoförlüğe başlamış olup halen şoförlere amirlik yapmakta olan Kadir Amca’nın uyarılarını zamanında dikkate almadığı için pişmanlığını her seferinde dile getiriyordu.

Kadir Amca onu sürekli uyarırdı:

‘’Bak kızım arabadaki bu problem çözülmez ise büyür.” demiş ve eklemişti aslında “Hangi problemle karşılaşırsan karşılaş bu işin kanunu budur.’’

Eee, tabi hiç bilenle bilmeyen bir olur mu diye geçirdi içinden. Çünkü Kadir Amca işi gereği araçlarda çıkan problemleri çözmek için vaktini sıklıkla oto sanayide geçiriyordu. Şirketin arabalarını güvendiği ve bu işi iyi yapan ustaya götürürdü. Başka yere götürülmek istendiğinde;

‘’O sanayinin en iyi ustası Ahmet usta, başka yer olmaz’’ derdi. ‘’O konuyla ilgili kim daha çok bilgiye sahipse orada ona usta deniyor’’ diye de netliğini ortaya koyardı.

‘’Senin arabanı da Ahmet ustaya gösterelim’’ demişti beş gün önce Dilek’e.

Problemler yaşamak için değil çözmek içindir.

Dilek’in Kadir Amcayı sevmesinin yanında ona ayrı bir hayranlığı vardı. Çalıştığı şirkette üst düzey yöneticilerin, en iyi üniversitelerden mezun olmuş insanların yanında, onun hayat bilgisi, deneyimleri sanki her probleme adeta cevap niteliğindeydi. Aktardığı o deneyimlerin pek çok soruna çözüm getirdiğini görmesi onu hep rahatlatırdı. Ne kadar sade, basit, telaşsız ama bir o kadar huzurlu bir hayatı vardı Kadir Amcanın.

‘’Bak kızım hayatta problemle karşılaşmaktan korkma, bil ki karşılaştığın her problem senin eksik yanını tamamlamaya geliyordur. Problemle yaşamayı bırak, problemler çözülmek için var. Çöz ve geç” derdi. Ne kadar da kolay söyleyiveriyordu. Her probleminde  Dilek ‘’Ama bu sefer benim problemim bambaşka’’ diye söylense de yine onun deneyimleri ona bir ışık oluyordu.

Şimdi yine hiç bilmediği yerden bir problem gelmişti işte. ‘’Ben ne anlarım arabanın tamirinden?’’ diye şikayet edecekti ki, hangi konuda şikayet ettiyse bir fazlası ile karşılaştığı ve şikayet ettiğinde problemlerin çözümüne ulaşamadığı aklına gelip sustu. Demek ki burada da öğreneceği bir şey vardı.

Üç gün sonrası için Ahmet Ustadan randevu alabildiler. Dilek çok şaşırmış biraz da kızmıştı. Altı üstü arabaya bakılıp ne gerekirse yapılacaktı. Üç gün sonrasına randevu da ne imiş diye düşündü. Tamirhaneye girdiklerinde Ahmet Usta başını bir arabanın ön kaputuna sokmuş arkası dönük çalışıyordu.

‘’Merhaba Ahmet Usta, bizim Dilek kızımızın arabasını getirdik.’’

‘’Oooo Kadir Abim hoş geldin.’’

‘’Oğlum çalıştırın bakayım arabayı.’’ dedi çıraklara. Arkasına bakmadan ve elindeki işi bırakmadan.

‘’Gaza bas, bas bas bas…’’ diye bağırıyor, arabanın sesini duyuyor arabayı görmese de yönlendirme yapıyordu.

‘’Tamaaammm…’’

‘’Ne yaptın Dilek Hanım? Motoru boğmuşsun, motoru hiç açmamışsın, yeni arabalarda bu sıkıntı olur. Motoru açabilmen için benim çırakları koşturduğum gibi senin de arabayı biraz koşturman gerekirdi. Bak ben bunları koşturmazsam onların gerçek potansiyeline ulaşmasını sağlayamam.”

Ahmet Usta arabanın yeni olduğunu daha görmeden nasıl anlamıştı ki?

‘’Periyodik bakımlarını da yaptırmamışsınız. Aldığınız yer uyarmıştır zamanı geldiğinde aslında’’

‘’Evet’’ dedi Dilek. ‘’Aradılar ama ben hepsini birlikte daha sonra yaptırırım diye ertelemiştim.’’

Dilek iyice şaşırmıştı. Nasıl oluyordu da görmeden bu kadar gerçeği sıralayıvermişti. Kadir Amcaya o zaman hak vermişti. İnsan neyin gerçeğini biliyorsa orada üstün oluyordu.

Ahmet usta kafasını gömdüğü kaputtan doğrularak Kadir ve Dilek’in yanına gülerek yaklaştı.

‘’Hoş geldiniz, hanım kızımız arabalar konusunda biraz bilgisiz olabilirsin çok normal. Zamanla deneyim kazanırsın."

Önemli olana disipline olmak çok basit bir şey, mesele basite disipline olmak.

Öncelikle; yapman gereken birtakım şeyleri ihmal etmişsin. Arabayı aldığında belirli kilometrelerde bakım yaptırman gerekirdi. Yapılan işlem basit ama daha büyük bir problemden kurtaracaktı.

Araçtaki bazı parçaların belirli zamanlarda değişmesi gerekir. Çünkü bunların bir zamanı vardır, bir ömrü vardır. Diyelim ki on bin kilo metrede değişmesi gereken parçaları değiştirmedin. Değişmesi gerekenlerden biri motor yağıdır. Motor yağının ömrü on beş bin kilometredir ve o süreye kadar aracın parçalarının sürtünmesinde koruma sağlar. Sonra yağın özelliği bittiği için problem çıkarmaya başlar. Eğer problemi bu kadar basit iken çözmezsen daha büyük problemler çıkmaya başlar. Bu sefer sadece yağ değil başka parçaların da değişmesi gerekecek.

İnsan hayatta da böyledir bazı problemleri küçük ve basit görür nasılsa düzenim sürüyor arabam yürüyor diyerek önemsemez. Çünkü bu arada gözle görülür bir sıkıntı yaşamazsınız.

Hiçbir şey birdenbire bozulmaz birdenbire düzelmez.

Ama zaman içerisinde kalıcı hasara veya arabanın hiç çalışmamasına sebep olur.  Çünkü asıl mesele kullanım amacındaki yani fıtratındaki dengeyi bozmamızdır. Ara ara çıkan o problemi veya bakımı önemsememizdir.

Yani aslında problemin ana kaynağı, arabanın çalışmamasının sebebi, bizim dengeyi bozmuş olmamızdır.

Dengeyi bozan kim?

"Bunu daha iyi anlatmak için sana insanlarla olan ilişkiden örnek vererek anlatayım. Diyelim ki eşler arasında bir problem var ve o küçük problemi görmezlikten gelip çözülmediği sürece hep bir fazlası ile karşılaşılacaklar. Aynı araba parçalarının her seferinde daha fazlasının değişmesi gerektiği gibi. Bir süre sonra nasıl araba gitmeyecek duruma geliyorsa ilişki de bir yerden sonra yürümeyecek. Araba daha fazla masraf çıkaracak, ilişkiye daha ağır bedeller ödenmek zorunda kalınacak."

"İnsanoğlu gariptir. Sorunu büyüdüğünde daha özenli davranır arabasını daha iyi bir ustaya götürür veya daha iyi bilgili birine danışır. Bu zaten herkesin yaptığı bir şeydir. Önemli olan küçük problemi büyük dikkatle ve özenle çözebilmektir. Zannedildiğinin aksine zihin en çok da bunu yaparken zorlanır.’’

Dilek’in bir an içi sızladı. Aynı annesinin yıllarca babasının dayağına sesini çıkarmayıp katlanması aklına geldi. Sonrasında babası için evden uzaklaştırma kararı aldırdıktan sonra aklının başına gelmiş olması da aynı olaydı aslında. Her şey tek bir tokatla başlamıştı başlangıçta. Ve annesi senelerce buna karşı koyabilmek için zihninde ne kadar mücadele etmişti.

‘’Yani kısacası hanım kızım her bir çözüm tasarlama, ilişki tasarlama anlamına da gelir. Çözmekten kaçındığımız her problem artarak karşımıza çıkar hesapta olmayan şeylerle karşılaşırsın. Bak mesela bembeyaz ayakkabıların şu anda tamirhanede araba yağı oldu. Arabanın arıza yapacağının işaretlerini görmemişsin ama en azından ayakkabındaki izi gördükçe bugününden geleceğini tasarlayacak bir yöntem oluşturursun.

Neyse hadi tamam seni yormayalım daha fazla’’ demişti. 2 güne arabanı sana teslim ederiz.’’

Her bilenin üzerinde daha iyi bilen vardır.

Dilek duydukları karşısında her seferinde daha da büyük şaşkınlık yaşıyordu. Gözü duvardaki Ahmet ustanın üniversite diplomasına takıldı. Bir yandan da duyduğu şeylerin ülkenin en kaliteli üniversitesinde okumasına rağmen orada öğretilmediğini başkalarından da duymadığını düşünmüştü o gün. Ahmet Usta sadece araç değil sanki ilişki tamircisiydi de. Gerçekten de her bilenin üstünde bir başka bilen vardı.

            Çözümünden emin misin?

Ve aradan beş gün geçmiş bugün arabasını alabilecekti. Kadir Amcaya hem teşekkür etmek hem de yeni bir soru sormak için odasına gitti.

‘’Kadir Amca servisten aradılar test sürüşü yapılacakmış, ne demek bu?’’

‘’Aracı tamir eden usta işi bittikten sonra son defa arabayı sürerek test eder. Çözdüğü problemden emin olup olmadığını anlaması için. Emin misin bu sorun çözüldü mü sorusunun cevabını verir. Tam çözülmemiş ise eksik kısımları tamamlayabilmek içindir test sürüşü.’’

‘’Tamam tamam anladım Kadir Amcacığım şimdi sen yine diyeceksin ki hayatta da bu böyledir. Hayat her problemin ardından problemi çözüp çözmediğimizi çözümümüzün doğru olup olmadığını anlamak için bizi test eder değil mi?’’

Yine aklına annesi geldi, babası evden uzaklaştırmaması için ne kadar iyi davranmış yalvarmış bir daha yapmayacağım demişti ama annesi bulduğu çözümün testini çok rahat geçmiş ve bedelini babasına ödetmişti.

‘’Evet aynen öyle diyecektim Dilek kızım.’’

‘’Teşekkür ederim Kadir Amcacığım o halde yanımdaki siyah ayakkabılarımı giyip emin bir şekilde arabamı alayım…’’